bugün

hipnozcu

surattır.
bildiğimiz surat.
kalabalıklar içinde kendini kaybeden, bazen tek başına bile bir dünya kadar zehirli düşünce barındıran beyninde.
suratsızlıktır.
belki de sahte.
toplu halde, konuşmalar uğultuya döndüğünde, kimin kimi dinlediğinin tespit tutanakları elinde bir görevlidir kimi zaman.
kimi zaman bir yalancı gülüş uzmanı, ruhunu bedeninden ayırabilen, onun gözünden görmelere uzanabilmiş bir yetenekli.
deryalara açılmış bir kumarbazdır kimi zaman, rus ruletini oynar amerikan denizlerinde.
ya ölüsündür der ya ölü gibi yaşıyorsun.

zaman mıydı yoksa yerçekimi mi yanaklarına birer av köpeği sevimliliği bırakan?
yoksa yalan mıydı bir fular gibi boynunda gezen parfümün adı?
o da mı sahte?
gözlerine kaçan toz bulutu, üfleyen rüzgar, fırtına.
dinmek bilmeyen bir serenat, ayışığı, salkım salkım saçların karışır okyanus maviliğine ve boğulur gece deniz karardığında o masmavi sulardaki saçların.
yalnız ıslaklığı kalır.
gözkapaklarının.