sevecek kadar cesur musun

ilginç bir sorudur, irdelenmelidir.

sevmek kardeşim, pek başka şeye benzemez, mesela sevmek gülmek değildir bazen, hatta ben gülerken sen ağlayacaksın kadar arabesktir.bazen sormamaktır, neyi ne kadar merak edersen et sormamaktır işte.sevişmektir, şehveti altında ezecek kadar sevişmektir, küsememektir, kırık parçalarını toplarken kalbinin yerden bir bir, küsememektir. gelmektir, gittiğin yerden daima gelmektir, yolların tamamını kaybetsende, o yolu unutma lüksünün olmamasıdır, susamamaktır, acıkmamaktır ama yaşamaktır inadına, bazen de ölmektir ama son nefesin verildiği cinsten değil, yani ölmek kadar vazgeçmektir bazen.konuşacak bir kütüphane dolusu lafın varken, susmaktır, dinlememek pahasına susmaktır.üşürken ısıtma süper gücüne sahip olmaktır, yalnız kalmak kadar üşürken hem de.düşünmemektir, vermektir, yani düşünemeyeceğin kadar vermektir hem de verirken hiç düşünmemektir.ağrımaktır, ağrı kesici keskinliğinde çaren olsa da, ağır ağır hemde, ağrımaktır, ta ki kangren olana kadar ağrımaktır ama sonuçta hep kesilmekden kurtulmaktır.bırakmaktır, en tutkulu tiryakiliğini terketmek kadar bırakmaktır,ben değil, biz hiç değil, sen diyebilmektir, hem de en bencil yanlarınla.yorulmamaktır, koşmaktan değil ha, öylece durmaktan yorulmamaktır.görmektir, gözlerin açık kapalı farketmez her seferinde aynıyı görmektir.en kuru anında süzülmektir, süzülebilmektir bir yanaktan.uzanmaktır ne kadar erişemesende uzanmaktır, çaresizce de olsa o eli hep uzatmaktır.

işte böyle dostum,

anneyi sevmek kadar kutsal, babayı sevmek kadar onurlu ama bunlar kolay, nasılsa doğuştan.ya sonradan zorlamadan olanı, birlikte olmaya alışmak; o da kolay, bir şekilde mümkün yani veya aşk, o da çok kısa yahu sadece üç harf bir çırpıda söylenip biter tıpkı sex gibi ama sevmek başka şeydir be kardeşim.

şimdi sen, seni seviyorum, demeden önce son birkez daha düşün istersen;

sen sevecek kadar cesur musun?