bugün

ingilizcenin bittiği an

genelde doğu, özelde ise Türk soyut kavramlarına karşı ingilizce ve diğer batı dilleri sıfıra sıfır elde var sıfır haline yetersiz dillerdir.

En bilindik örnek "gönül" sözcüğüdür. Bu sözcük Türkçe harici doğu dillerinde bile bulunmamaktadır ki batı dillerinde emsali yoktur.

bir dilin zenginliği soyut kavramları ifade edebilmesiyle ölçülür, o soyut kavramların dili konuşan insanlarda imgelendirdikleriyle.

yoksa ingiliz Random access memory'i keşfetmişler sonra da dillerine Ram olarak kısaltmışlar koymuşlar dilin genel ömrü içerisinde çok da önemli değildir.

bunlarla beraber Gavurun God kavramı, lord, kingdom vs gibi dünyevi yüzeysel ıvır zıvırlarla ilintilenirken Türk'ün (tabi aptalca kendi kültüründen uzaklaşıp God=tanrı sanan batılı özentilerinden etkilenen arap andavallarını saymıyorum) Tanrı kavramının içinin doluluğu çok önemli bir noktadır.

sonuç olarak ingilizce Asya'nın en ucundan avrupa'nın en ucuna kadar doğayla, insanlıkla, Tanrı'yla bir olmuş ademoğullarının en birikimli milletinin binlerce yıllık dilinin yüksek birikimi karşısında yetersiz olmaya mahkumdur.

Ama siz bunun aksini iddia ediyorsanız, fuzuli okusanız da anlamayacak kadar yüzeysel zırtapozdan öteye geçemezsiniz.

çünkü "gönül" gözünüz kapanmıştır. gönlünüzü yitirmeniz demek gönülsüz ingilizden, almandan bir farkınız kalmaması demektir. Anadiliniz olarak görülen Türkçe de sadece ve sadece gündelik anlaşmanıza yarayan dildir sizin için.