bugün

oyuncak

oynananı vardır, bir de oynatanı.
paylaşılanı vardır, bir de paylaşılamayanı.
oyun içinde oyun olanı vardır, bir de oyundan kaçarak, gerçeğe açılanı.
arkadaş olanı vardır, bir de dost olanı.
oynayanlar ve oynatılanlar arasında çocuk olmayanı vardır ama oyuncaklar daima çocukturlar.
çocuk olmayı, çocuk kalmayı, çocukça bilge yaşamayı öğretirler.
onlar olmasaydı, asla çocuk olamazdık.
çocukken oyuncağı olmadığı için, çocuk olamamış, ancak 20 sinden sonra onlarla çocukluğunu yakalayabilmiş bir bilge çocuk olarak, dostlarım diyorum, başka da birşey demiyorum.