bugün
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım12
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (10)
realist bir biçimde yorumlamak gerekirse, çoğunluk açısından temel sebebi ekşi sözlük bünyesine yazar olarak katılabilmenin, uludağ sözlük'e yazar olmaya oranla çok daha zor olması iken, içerik anlamında uludağ sözlük'e kıyasla ekşi şözlük'ün başlık & entry dağarcığının da çok daha geniş olması, bu durumu tetiklemektedir. "nicelik mi yoksa nitelik mi?.." Geçen zaman ve alternatif sözlüklerin katettiği yol, bu sorunun da cevabı olacaktır.
edith piaf'in söylediği tüm şarkılar. Non je ne regrette rien, la vie en rose gibi klasikler fransızca'dan haz alma sürecini hızlandırır. Ancak özellikle Non je ne regrette rien içinde, fransızca bilmeden eşlik edilmemesi gereken telaffuzlar ve tonlamalar barındırır, narin gırtlaklar incinebilir. *
1984 - 1990 yılları arasında Oracle bünyesinde çalışan Thomas M. Siebel'ın Oracle'dan ayrılarak kurduğu, soyadını isim olarak verdiği ve 2005 yılında 5.85 milyar dolara yine Oracle'ın satın aldığı şirket. Söylentilere göre Thomas M. Siebel bu ürünü (Siebel CRM - Customer Relationships Management) Oracle bünyesinde yaratmak konusunda zamanın ileri görüşlü(!) yöneticilerine uzun soluklu ikna çabalarında bulunmuş, başarısız olmuştur. Oracle'ın 5.85 milyar dolarlık alımdan haberdar olan eski yöneticilerin o an yüzlerinde oluşan ifade, merak konusudur.*
Norveçli Madrugada grubunun, iç sızlatan, vokalin kendine özgü aksan ve tonlaması ile zihninize işlemesini sağladığı, akorları ve tınısı ile introsu bir cranberries klasiği olan when you're gone'ı andıran, sabaha karşı - gün doğarken dinlenilesi, insanı dört teker ve asfalta tutkuyla sürükleyen enfes şarkı.. "Holding on, holding, holding on to you" dizesi ile alır götürür, bilinmeze..
(bkz: sozlerini de copy paste edeyim tam olsun)
Pack your bag,run away
Along a freeway, out of town
Where you'd like and the night is over
It's alright
From despair, between the sheets
Spilling over, spinning round
Waiting still, in the street
Ain't it bitter, ain't it sweet, oh ho
Holding, holding on to you again
Holding, holding on to you again
No rushing, don't rush it, my love
Holding on, holding, holding on to you
Bet you lie, on your back
In the backseat of his car
Cattle black, pepper night
Dylan Thomas, pass around
Passing out on the floor
In the bathroom, black light vail
We don't need once again
Sing the song, sing
Drink the wine, love
Oh, well how long did we stay in there
Well I can't believe my eyes
Well how long did I take this
Well I can't hold on no, hold on
Holding, holding on to you again
Holding, holding on to you again
I'm ready, I'm ready, my love
Holding, holding on to you
(bkz: sozlerini de copy paste edeyim tam olsun)
Pack your bag,run away
Along a freeway, out of town
Where you'd like and the night is over
It's alright
From despair, between the sheets
Spilling over, spinning round
Waiting still, in the street
Ain't it bitter, ain't it sweet, oh ho
Holding, holding on to you again
Holding, holding on to you again
No rushing, don't rush it, my love
Holding on, holding, holding on to you
Bet you lie, on your back
In the backseat of his car
Cattle black, pepper night
Dylan Thomas, pass around
Passing out on the floor
In the bathroom, black light vail
We don't need once again
Sing the song, sing
Drink the wine, love
Oh, well how long did we stay in there
Well I can't believe my eyes
Well how long did I take this
Well I can't hold on no, hold on
Holding, holding on to you again
Holding, holding on to you again
I'm ready, I'm ready, my love
Holding, holding on to you
Amerika'nın populer mizah dergilerinden olan mad dergisinin, Harvey Kurtzman tarafından yaratılan düşsel kapak kahramanı. 1952'den günümüze, derginin kapakları hakkında fikir sahibi olmak, Alfred'in şekilden şekile girdiği başarılı ve gülümseten çizimleri görmek için:
http://www.collectmad.com...te/index-covers-wide.html
http://www.collectmad.com...te/index-covers-wide.html
şarkının introsunda "this is captain jean-luc picard of the uss enterprise" şeklinde, nasıl yüce(!) bir zihniyetin eseri olduğunu ister istemez merak ettiğim bir star trek göndermesi vardır.
Santra ile arka arkaya orgazm. (bkz: 6 kasim 2002 fenerbahce galatasaray maci) (bkz: serbest cagrisim)
ingilizce'den nasibini almamış kimi tikkycan'lar arasında, "yutuube" telaffuzu da oldukça popülerdir.
Kaza haberini almadan önce neredeyse hiç tanımadığım; yerli yapım programlara pek yakın olmadığımdan dolayı yüzüne de pek aşina olmadığım, şarkılarını hiç dinlemediğim, bundan sonra da asla karşılaşamayacağım, hafızalarda hep genç kalacak, vedasını tamamlamış, hakkında birinci ağızlardan anlatılan samimi hikayeleri okuduktan - dinledikten sonra, artık ismini kolay kolay unutamayacağım güler yüzlü çocuk..
Ayrılışı ile birçok şeyi sorgulamama sebep oldu.. Başta iki yüzlülüğünü bir kere daha gözler önüne seren, can kavgasına düşmüş bir adamın, hayata tutunmaya çalışan yaralı vücudunun üzerinde rant çarklarını döndüren medya.. Sonrasında; "Şok Şok Şok Barış Öldü" şeklinde altyazı ve resimlerle, vefat kavramına bile saygı duyamayacak kadar aciz, magazin kültürü.. Ve son olarak; bir insanın hakkını hayattayken bir türlü teslim etmeyi bilemeyen ama kaybettiğinde de yeri göğü inletip, iki gün sonra unutan ve sadece ölüm yıldönümlerinde hatırlamayı adet edinmiş bizler.. Böyle gelmiş, daha böyle nereye kadar gider..
Ruhunun mekanı cennet, bedenin nur - ışık olsun..
Ayrılışı ile birçok şeyi sorgulamama sebep oldu.. Başta iki yüzlülüğünü bir kere daha gözler önüne seren, can kavgasına düşmüş bir adamın, hayata tutunmaya çalışan yaralı vücudunun üzerinde rant çarklarını döndüren medya.. Sonrasında; "Şok Şok Şok Barış Öldü" şeklinde altyazı ve resimlerle, vefat kavramına bile saygı duyamayacak kadar aciz, magazin kültürü.. Ve son olarak; bir insanın hakkını hayattayken bir türlü teslim etmeyi bilemeyen ama kaybettiğinde de yeri göğü inletip, iki gün sonra unutan ve sadece ölüm yıldönümlerinde hatırlamayı adet edinmiş bizler.. Böyle gelmiş, daha böyle nereye kadar gider..
Ruhunun mekanı cennet, bedenin nur - ışık olsun..
Konusu üyelik aktivasyon olan ve Uludağ Sözlük tarafından gönderilen, içeriğinde üyelik aktivasyon linki bulunan elektronik postanın, pop3 protokolünün keyfe keder tavırlarından dolayı 9 Temmuz 2007'de ulaşması sonucu kimi yazar olma heveslisi kullanıcılar bu akına ancak ertesi günü dahil olmak durumunda kalmışlardır.. (bkz: Dorian Black)