bugün

entry'ler (41)

başı ağrıyınca veterinere giden kezban

kezban demek "bana vermedi veya beni hiç siklemedi" manasında olduğuna göre, başı ağrımışsa muhakkak bana söylememiştir, olsa olsa ortak arkadaşlar vasıtasıyla duymuşumdur, ya da facebook'ta falan görmüşüm demektir (eğer engellememişse.) bu durumda veterinere gittiğini de büyük ihtimal instagram'da görmüşümdür, fake hesaptan gizlice takiplerken (kurnazım da bu arada.) bu durumda baya uzun süredir seks yapmamışım demektir. (kaimden beri)

buldum lan buldum, bayadır çakı da yapmamışız.

kaka kezbandır.

aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı

"aşk kaderi kovalar tabi lan he he. ne var ki bunda, daha zor bilmecelerle gelin; el üstünde kaydırmaca, bindirmece öttürmece falan." biçiminde cevap verdiğim zavallı bilmececiktir.

kocasının koltuk altını yalayan kadın

neler neler yalanmıyor, hüp hüp emilmiyor da bu çok ilginçmiş amunagoyıyım denilesi kişidir.

ateist olmanın çok saçma olması

"en temelden başlıyorum.

allah ademi yaratır. ademin kaburga kemiğinden havvayı yaratır.

adem ile havva cennette iken elma yedikleri için cennetten kovulurlar.

dünyaya gelirler ve burada üreyerek insanlığı başlatırlar.

bu arada adem ile havva'nın çocuklarından olan habil ve kabil'in her ikisi de özbeöz kızkardeşlerine aşık olurlar ve bu uğurda biri diğerini öldürür. ilk adam öldürme suçu bu şekilde işlenmiş olur.

bu tarz hikayeler kişiyi entellektüel doyuma ulaştırıyorsa.

ateizm saçmadır, aptallıktır, haddini bilmezliktir, en büyük günahtır, alçaklıktır, nankörlüktür, hainliktir, düşmanlıktır, ve şeytanlıktır.

ama ya, allah varmışsa da sen bilememişsen, o zaman zebanilere ne diyeceksin öte tarafta?

hadi ulan tanrı var ok. ama islamın tanrısı mı, hristiyanlığın mı, museviliğin mi, yoksa irili ufaklı geri kalan 1000 civarındaki dinin mi?

bunu nasıl tutturacaksın?

belki tanrı kendisine körü körüne inanılmasını hiç mi hiç sevmiyor. o zaman bütün ibadetlerin ters etki göstermiş olacak, bunu nereden biliyorsun?

o zaman evreni kim yaratmış?

sana kim dedi ki evreni birisi yarattı diye, annen mi dedi, baban mı dedi kim öğretti sana bunu? kim yani? bu yaratmak denilen fiili sen nerden çıkardın da bunu soruyosun?

ama hiç bir şey yoktan var olmaz ki.

e kardeşim zaten yoktan var oldu sana kim dedi? kim yani, kim bunu diyen şahıs git ona sor.

evet kütle yoktan var edilemez, vardan da yok edilemez, eşyanın tabiatının en güzel özeti bu, çok doğru da,

niye zaten gözünle görüp, kulağınla duyup, elinle tuttuğun maddenin, diyelim ki altın olsun bu, ezeli ve ebedi olduğuna inanmıyorsun da, gidip ayrıca bir varlığa inanıp bir aşama daha ileri gidip herşeyi onun yarattığına inanıyorsun da bu sana daha mantıklı geliyor ben de bunu anlamıyorum."

gibi bir konuşmayı Sarayburnu'nda balık tutarken yanımdaki abiler yapmıştı. Ben ateist falan değilim. böyle şeylere ayıracak vaktim yok zati.

tecavüze uğrayanların abartılı mağduriyeti

(bkz: kendine küfrettirmek için başlık açmak)

3 cumhurbaşkanı adayını toplasan 1 atatürk etmez

2 galaxy bir iphone etmez gibi gayet derin, gayet safahatlı bir osuruk.

bunun bir sonraki aşaması da allah ile kıyaslamaktır, hatta içten içe de yapılır da dışarıya saçma gelecek diye saklanır.

abukluk ve sabukluk ile çocukluk arasındaki dengeyi iyi kurmadan kelam etmemek zannediyorum en güzeli.

not: bu arada türkçüyüm ve atatürkçüyüm yerden göğe.

başbakan ın cehenneme gideceği gerçeği

Adalet güzeldir, fakat emir’lerde olursa daha güzel olur. HZ. MUHAMMED

which means, n'apın edin, ekmek için mi, dikmek için mi bilmem, alın şu adamı başımızdan, yok cehennem yok cennet diyerek uyku kalitenizi artırmak için kendinizi avutmayın diyerek cevap vereyazdığım gerçek midir değil midir bilinmez.

tecavüze uğrayanların abartılı mağduriyeti

başlangıç için güzel düşünce, bir 20 sene daha düşününce belki çağımıza ayak uydurur, ama o zaman da 20 sene geçmiş olur, yine geride kalır.

not: insanların hevesini kırmamak gerek.

(bkz: yazık)

herkesin freud olduğu ülke

olmayacak ülkedir. zira, bir ülkede herkesin ismi freud olamaz.

Freud gibi desen, o da çok zor, her ne kadar akademinin bir tarafıyla güldüğü kimi tespitleri olsa da, bu zatı şahane literatüre çok şey kazandırmıştır.

Freud'a özenen desen, herkesin psikoloji bilimiyle iştigal olduğu bir ülkede kim öğretmen, kim savcı, kim tuvaletçi olacak.

Freud kadar psikolojiye hakim olan desen, bu da kaka bu da olmaz, çünkü psikoloji Freud'dan sonra çok değişti, bu kadar çağdışı insan bir arada bulunamaz. (bir ihtimal Türkiye)

sonuç olarak, (bkz: ne diyon lan sen değişik)

bu platformun zeka seviyesi

- hacı amca, "www" yazmayı becerebilenler an itibariyle ekşisözlük'te. O yüzden, çok uzağa gitmen pek olası değil - dediğim seviyedir.

indiegogo

San Francisco merkezli bir fon toplama sitesi. istediğiniz her şey için proje oluşturup; sinema, müzik, tiyatro vb. fon toplamaya başlayabilirsiniz. Tek sahip olmanız gereken şey bir banka hesabı. Araba almak için para toplayan insanlar bile var.

Türkiye'den bir örnekle göstermek gerekirse: http://igg.me/at/smartcharger

kickstarter

Kapıları maalesef herkese açık olmayan site. Proje ekleyebilmek için, Amerikan ya da ingiliz vatandaşı olmalısınız. Olsanız bile projeyi istediğiniz gibi koyabilmeniz pek mümkün olmuyor.

insanların daha özgür olduğu bir platform için ise indiegogo var.

Bir örnek istiyorsanız, bu proje de Türkiye'den: http://igg.me/at/smartcharger

89 yıl önceden bugünü gören mustafa kemal atatürk

Atatürk'ün ileri görüşlülüğünü gösteren önerme.

Ben Atatürk'ü hiç sevmiyorum çünkü bizi bir başımıza bırakıp gitti. Başta kendim olmak üzere bu topraklarda yaşayan insanları da sevmiyorum, çünkü bir Atatürk daha yetiştiremedik.

Bugün Atatürk uyansa, ben geri geldim dese eminim ki %50 falan değil en az %70'in desteğini alır. Ama kendimize adam diyoruz, güya bu ülkede yaşıyoruz. Akp bu ülkede Atatürk dememeye yemin etmiş bir liderle %50'nin desteğini alıyor. Yazıklar olsun hepimize.

Protesto ediyoruz, sloganlar atıyoruz. Susturuyorlar, dağıtıyorlar, vuruyorlar, ellerindeki bomba atarları kafamıza sıkıyorlar. Bu ülkenin aydın gençlerine çapulcu diyorlar. En fazla yapabildiğimiz iki biber gazı yiyip gelmek, iki de tweet atmak.

Nefret ediyorum Atam senden bizi çok yalnız bıraktın.

28 şubat ın intikamı

28 Şubat sürecinin hesabının sorulmak istenmesi.

Gelin karşılaştırarak gidelim. 'a)' 28 Şubat süreci 'b)' ise güncel durum.

1- a) Necmettin Erbakan Başbakanlık Konutunda tarikat liderleri ve şeyhlere iftar yemeği verdi.
b) R.T.E. belediye başkanlığı döneminde belediye olanaklarını uluslararası kökten dinci örgütlerle temaslar, islami konferans ve toplantılar için seferber etmişti.

2- a)Yüksek rütbeli subaylar Gölcük'te toplanarak irticanın iktidarda olduğunu tartıştılar.
b)R.T.E. döneminde Yüksek rütbeli subaylar ancak cezaevlerinde irticayı tartışabiliyorlar.

3- a)Sincan Belediyesi'nin düzenlediği gecede Cihad oyunu sahneye koyuldu, tepki gösterenler cezalar aldı.
b)R.T.E. tiyatroları özelleştiriyor. Emek sineması yok ediliyor. Devlet Tiyatroları kapatılıyor.

4- a)Sincan'da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı.
b)Ordu, 2013 protestolarında sadece gizliden gaz maskesi dağıtabildi.

5- a)Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan'a uyarı mektubu gönderdi.
b)2013 protestoları sonucunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP'li başbakan vekilini köşke davet etti.

6- a)Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya 'irtica, PKK'dan daha tehlikeli' dedi.
b)Kuvvet Komutanları artık belirli bir gruba mensup. Halk dışında irtica kelimesini kimse kullanamıyor.

7- a)irticai faaliyeti destekleyen firmalara ambargo koyuldu.
b)Bu firmalar şu anda karlılıkta Apple ve Microsoft ile yarışır hale geldi.

8- a)Erbakan zorla istifa ettirilmiştir.
b)TBMM 28 Şubat sürecini yönetenleri cezalandırmak için bir komisyon oluşturmuştur.

Sonuç: 28 Şubat'ın intikamı ağır bir şekilde alınıyor. Artık laikliği savunacak sadece halk kaldı. O zaman irticai örgütler sokakta şiddet görüyordu. Şimdi çevreciler, laikliği savunanlar, apolitikler, marjinal gruplar, aşırı uç gruplar.

Not: Ciddi anlamda R.T.E.'nin halkı kışkırtıp şiddet uygulamak için alanlara çektiğini düşünmeye başladım. Yanlış düşünüyor da olabilirim.

yüzde elliyi evde zor tutuyorum

RTE'nin halleri.

Amcam %50'yi çağırırsa en iyi ihtimal teyzeleri, amcaları ve kadınları düş, %25. Şimdi bu %25 otur dediğinde otur, kalk dediğinde kalk değil herhalde. Bunları çağırdığında gelecekler %10'u geçmez ki ayıptır söylemesi tükürüğümüz.... falan filan.

sözlük yazarlarının oy vereceği partiler

Bir kere ben Ak Parti düşünüyorum. Çünkü onun sayesinde kalkındık ve başörtüleriyle gezebiliyoruz. Bir kere dünya lideri gibi cevaplara sahne olan/olacak başlıktır.

Refah Partisinin en fazla aldığı oy oranı 24 Aralık 1995 Genel Seçimler, yüzde 21,38. Bu seçmenler şu anda AKP'nin çekirdek destekçileri. Geri kalanlar da parti faaliyetleri üzerinden ticari menfaat sağlamaya çalışan insanlar, başörtümüzü kazandırdın diyenler, ekonomik istikrar için oy verenler, ve diğer menfaat sahipleri.

Şimdi bu 21,38 bugün olsun 25. Geri kalan 25 başka bir partiye dönmeye açıktır. MHP daha iyi politikalar yapsa bir kısmını alır, anti-kapitalist müslümanlar güzel bir örgütlenme içerisine girseler diğer bir kısmını alır. Küskün CHP seçmeni de eğer geri dönerse, apolitik fraksiyon da uyandı AKP iktidarı kaptırabilir.

AKP iktidarı kaptırırsa yerine CHP ve MHP koalisyonu gelirse de 10 yıllık ekonomik dengeler yeni politikalar, yeni ideolojiler derken sallantılı gidebilir. Ama yine de fakir olurum cebimde 5 kuruş eksik olur da AKP başımızda olmaz. Daha mutlu olurum diyen insanlar şu an zaten sokakta.

En azından haysiyetimiz olur.

Twitter'a, sözlüğe, bloğa yazdıklarımız yüzünden acaba polis gelir mi endişesi içerisinde olmayız.

Medya daha özgür olur, doğru düzgün televizyon izleyebiliriz.

Üniversite rektörleri, ordu mensupları, okul müdürleri, devlet kurumu müdürleri, memurlar, bunlar artık aydın insanlar olurlar. Dinlerini medeni biçimde yaşamayı bilecek kadar aydın insanlar olurlar belki.

Çok bunaldık, çok daraldık artık. Bütün devletin parası gözümüzün önünde aktı gitti. CHP olsa özelleştirme yapamazdı yiyen 3-5 kuruş yerdi bari milyar dolar yiyemezdi.

"Adaletsizlik ve Yandaş Sermaye" Partisini artık görmek istemiyorum. Adını da duymak istemiyorum.

Anti-AKP'ye oy veririm ben.

Sevgiler,

türkiye de 22 milyar euroluk ihale yapabilmek

yılda 150 milyon kapasitesi olan bir havaalanı için yapılan işlem.

Dünyanın en büyük havalimanı işletmecisi Heathrow Airport Holdings Limited'ın yıllık cirosu 4 milyar Dolar. Yıllık karı ise 1 milyar dolar. Tek bir havaalanı işletmiyorlar. Aksine demiryolu işletmeleri bile var.

-Havaalanları-
London Heathrow Airport
Aberdeen Airport
Glasgow International Airport
Southampton Airport

-Demiryolu işletmeleri-
Heathrow Express
Heathrow Connect

Bu kadar işletmeye rağmen 1 milyar dolar kar eden bu şirketten yola çıkan mantıklı bir firma 22 milyar Euro'yu 25 yıl için öder mi? Bir de üstüne 10 milyar Euro verip inşaat yapar mı? Lütfen biri bunu bana açıklasın.

Kaynak:
1- http://ardent.mit.edu/air...irport%20Charges%2007.pdf
2- http://en.wikipedia.org/w...Heathrow_Airport_Holdings

liv hospital

Exclusive oldugu iddiasini tasiyan hastane.

Basit bir katarakt ameliyatinda protez olarak kullanilacak lensi ameliyat sirasinda kaybedip 30 dakika - tam sure - hastayi gozundeki lensi alinmis sekilde beklettiler.

Bu da yetmezmis gibi ameliyat bitiminde 45 dakika hemsirelerin kufurleserek kavga etmesi sonucu hastayi masada biraktilar. Ve durumdan sikayetci olan hastaya - kural boyle - cevabini verdiler.

Lutfen muadili hastaneyi tercih ediniz.

Exclusive olmus evet.

Maalesef prof dr. Ve dusuk maasli saglik personeli kombinasyonu calismiyor.

online itibar yönetimi

Şirketler bazen çok kötü şeyler yaparlar. Örneğin united airways bir adamın gitarını kırmıştı. Adam sinirlenip havayolu şirketi aleyhine şarkı bestelemişti. işte böyle durumlarda birileri bu şirketlerin arkalarını toplamalı. internette müşteriler yazınca bu adamın videosu bir şekilde çıkmamalı. Bu amaçla yapılan işe online itibar yönetimi denir.

Video linki: http://www.youtube.com/watch?v=5YGc4zOqozo

ateist olmanın çok saçma olması

neye inanmalıdır mesela, dünyada en büyük çoğunluğa sahip hristiyanlığa mı, ilk ilahi din olan museviliğe mi, değiştirilmemiş tek din olduğunu söyleyen islamiyet'e mi. biraz daha kıstlı algımızın dışına çıkarsak da, hinduizm, budizm (dindir), şenizm, ve sayılamayacak diğer binlerce dinden birine mi?

şimdi tekrar algımızın sınırları içine dönelim. dünya üzerinde var olan binlerce dinin ve mezhebin içinde hangisine inanmalıyız? yobaz demesinler, ben araştırıyorum, ediyorum demek istiyorsak, bütün dinleri araştırıp öyle konuşmalıyız. binlerce dini araştırıp özümsemek için de büyük ihtimalle ömrümüz yetmeyecek. demem o ki dindar diye geçinsek de hepimiz yobazız efendiler.