bugün
- anın görüntüsü8
- kola içmenin haram olması10
- nestor fernando muslera micol11
- istanbul'un fethi15
- allahı kim yarattı30
- akp türkiyesi dünyanın en rezil ekonomisi seçildi13
- türbanlı kadınların daha çekici gelmesi8
- burçlara inanan erkek22
- azeri kızları9
- kahverengi ile mavinin uyumu10
- sözlüğün gey yazarları10
- sözlük yazarları 15 temmuz da neredelerdi14
- yavuz bingöl11
- sözlük kızlarının bilekleri neden kalın sorunsalı14
- dünyanın dümdüz olduğu gerçeği13
- çok su içmek12
- akp'nin türkiye'ye getirdiği kast sistemi8
- çekici kadının tüm çekiciliğini götüren şeyler27
- en iyi nemlendirici10
- haribo12
- aydinoglu bombala'nın sözlüğe vedası21
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- sakıncalı bulunan kuran meallerini toplama yasası16
- aldatan erkek8
- denizin içerisinde cinsel ilişki18
- flört sürecini bitiren ölümcül flört hataları15
- karl marx ın sakalsız hali8
- arkadaşlar neden entry girmiyorsunuz12
- green flag16
- saçımı boyatsam mı boyatmasam mı düşüncesi11
- 19 yıllık karısı erkek çıktı14
- dünyaya 44 dakikada bir sinyal gönderen nesne9
- sahibinden com ölücüsü11
- deccal'in ortaya çıkması10
- türkiye'de eksik olan şeyler23
- siz siz olun aşık olmayın10
- yumurtalı ekmek8
- suriyede konsere saldırı15
- green flag sözlük erkekleri14
- ali koç'tan sözcü'ye ilan ambargosu10
- abdülhamit'in kıbrısı ingilizlere savaşsız vermesi8
- red flag9
- bir kız için kendini feda etmek12
- erdoğan ne yaparsa akçomarlar eleştirir9
- siyasetçi olmak isteyenlere verilecek tavsiyeler9
- türkiye'nin örnek alması gereken ülkeler15
- geceye bir şarkı bırak8
- sözlüğün o eski günlerinin özlenmesi19
- erkek erkeğe cinsel ilişkide bulunmak12
- sözlükten hatun düşürmek14


entry'ler (7)
Son yıllarda izlemeyenlerin bile maskesini takıp kendini dışarı attığı film.
(bkz: gezi olayları)
(bkz: gezi olayları)
Yarışmacıların rol yaptığını düşündüren yarışma. Umarım da öyledir, bu kadar mı seviyemiz?
Yeşil göz, beyaz ten ve çillerle tamamlandığında tadından yenmez.
bugün yine pencerenin önünde insanları izlerken sana takıldı gözlerim. kaçırmadım bu sefer, onca zaman sonra uzun uzun izledim. çocuksu hareketlerin, hala aynı coşkuyla yaşadığının kanıtıydı. seninle tanıştığımda, konuşmalarındaki olgunluğun davranışlarınla zıtlığını garipsediğimi hatırlayıp gülümsedim. tam o sırada, bir anlığına gözlerime değdi gözlerin. sen fark etmedin belki ama ben o an gözlerinde gördüm geçen 2 yılı. büyümüştün. zaman, senin ışığından da çalmıştı. oysa çocuk kalmayı en çok sen hak ediyordun.
hiç tanıtamadım sana kendimi. hiç söylemedim sevdiğimi. hiç yazmadım sana şimdiye kadar. şimdi, hiç okumayacağını bile bile yazıyorum, ilk ve son kez.
bir sürü insan girdi hayatıma. bir sürü insan gitti benden. şimdi sorsan, sanki sadece sen gittin. ama kırgın değilim, gitmeyi de sadece sen hak ettin.
sen de hiç anlatmadın bana, ama ben hep okudum gözlerinden yazdıklarını. sen bilmezsin, küçük, renkli kağıtlara adamıştım satırlarını. hiç göstermedin ama, ben gördüm gülümsemelerin ardındaki karanlığı, karanlığın bile bir insana nasıl yakıştığını gözlerindeki parıltıyı södürmek zorunda olmadığını.
bir sonbahar günü karşımda oturup bir şeyler anlatırken, O'nu düşünüyordum. ve beni kaç parçaya ayırdığını. bir daha asla güvenemeyeceğim insanları düşünüyordum. uzun süre konuştuk, tam sana ondan bahsedecekken papağanını anlatmaya başladın ve ben bunu konuşmak istedim. ilk defa, geçmiş geçmişti. başını geriye atarak gülümsedin, küçük bir çocuk gibi.
yıllar sonra yine karşılaşırız belki seninle. hatta istanbul'da, o en sevdiğin şehirde. o zaman daha da büyümüş olacaksın elbet. ama içindeki çocuğun hiç büyümemiş olması dileğiyle.
hiç tanıtamadım sana kendimi. hiç söylemedim sevdiğimi. hiç yazmadım sana şimdiye kadar. şimdi, hiç okumayacağını bile bile yazıyorum, ilk ve son kez.
bir sürü insan girdi hayatıma. bir sürü insan gitti benden. şimdi sorsan, sanki sadece sen gittin. ama kırgın değilim, gitmeyi de sadece sen hak ettin.
sen de hiç anlatmadın bana, ama ben hep okudum gözlerinden yazdıklarını. sen bilmezsin, küçük, renkli kağıtlara adamıştım satırlarını. hiç göstermedin ama, ben gördüm gülümsemelerin ardındaki karanlığı, karanlığın bile bir insana nasıl yakıştığını gözlerindeki parıltıyı södürmek zorunda olmadığını.
bir sonbahar günü karşımda oturup bir şeyler anlatırken, O'nu düşünüyordum. ve beni kaç parçaya ayırdığını. bir daha asla güvenemeyeceğim insanları düşünüyordum. uzun süre konuştuk, tam sana ondan bahsedecekken papağanını anlatmaya başladın ve ben bunu konuşmak istedim. ilk defa, geçmiş geçmişti. başını geriye atarak gülümsedin, küçük bir çocuk gibi.
yıllar sonra yine karşılaşırız belki seninle. hatta istanbul'da, o en sevdiğin şehirde. o zaman daha da büyümüş olacaksın elbet. ama içindeki çocuğun hiç büyümemiş olması dileğiyle.
Şu üçü arasında kısır döngüdeyim iki saattir:
Muse-supremacy,
Ac/Dc-Emission control,
Fun-We are young.
Muse-supremacy,
Ac/Dc-Emission control,
Fun-We are young.
Buraya iki gün önce rüyamda entry girdiğimi görmem sonucu kaydoldum. Meğer 11. nesilleri dışlıyorlarmış, ne ayıp.