bugün

entry'ler (372)

milletçe yapmaktan vazgeçmediğimiz şeyler

uzaktan kumandayı mumyalamak.

zeytinli rock fest 2015

kamp+kombine olarak gitmeye kalkışılmış, ilk gün yoğun ergen nüfustan dolayı giremeyince ertesi gün gidilmiştir. kamp alanını görünce kamp kurmaktan vazgeçip yakınlarda bir mekanda kalınmış, temiz temiz gidilip gelinmiştir. en son saçlarına ot yapışmış, ağzı gözü kaymış kampçı bir ablamızın halini görünce de kamp kurulmadığına şükredilmiştir. er kişinin 20 dakika kadar yalnız bırakması sonucu hemen yanımda biten bir ergenin konuşma çabalarıysa güldürmüştür.

sevgilisinin dekolte giymesine izin veren erkek

karışma lüksü verildiğinde her erkeğin dönüşeceği kişidir. baştan höt zöt demek lazımdır.

börek açamayan kadın

börek açamıyorsa bacağını açsındır, o da kurtarır.

kelime i şehadet in şirk unsuru içermesi

bunu düşünen beyin şunu düşünmeye de yeltendi:
-lan niye biz illa kelime-i şahadet getiriyoruz ki. sadece düşünsek yetmez mi? sonuçta aklımızdan geçirsek allah bilmez mi?
level 0 allah muhafaza.

anne çocuk diyalogları

çocuğun eli alçıdadır, evin içinde "yarın okula gitmesem..." diyerek gezmektedir. anne ise gitmesini istemektedir. aradan bir kaç saat geçer:
çocuk: anne şu alçıma imza atsana...
anne: hiiiii o alçının pisliği ne öyle, yarın okula nasıl gideceksin o şekilde!!!

sohbette sürekli hmm yazan insan modeli

sürekli gülen smiley ile cevap veren insandan sonra çıkan modeldir. ilgi alanı olmayan konulardan konuşuyor iseniz kim olursanız olun "hmmm" cevabını almanız muhtemeldir.

-aşkıaaaam...biz kuzişlerle gittik o ayakkabıyı aldım dayanamadım. hani şu çiçekli pırt pırtlı elbisem vardı ya nasıl güzel oldu onun altına bilio musaaan. bok rengi çantamla da tam oldu, ayyy çok mutluyuuummm. bi de kuziş beni nasıl kıskandı bilio musaaan, onun ayaklar fırıncı küreği gibi tabi güzel durmadı onda ayakkabı. ayyy inşallah bi yerime bişey olmaz kesin nazar değdirecek..bla bla bla (sonu gelmeyen anlamsız laf kalabalığı)
+hmmm

makyaj yapmak

çok kalleş, vefasız bir etkinliktir. çirkinsen yapmaya hakkın yoktur çünkü yakışmaz. güzelsen istersen boyaya bat çık herkesin ağzı bir karış açık kalır. misal tarayıcımızdan iki sekme açarak google amcaya yollanıyoruz. birine ebru gündeş, birine haife wehbe yazıp görsellere tıktıklıyoruz. eğer normal bir beyine ve estetik algısına sahipseniz ebru gündeşin penceresini 5 saniye içinde kapatıp haife wehbenin penceresini sonuna kadar inceleyeceksiniz. hatta arama kriterlerini daraltıp "heife wehbe ass" falan yazmanız da olası. şimdi bu iki hatunun yüzlerine baktığımızda ikisinde de "ebru gündeş makyajı" denen makyajı görüyoruz. ama bizim seçici gözlerimiz öyle mi görüyor? biz sadece ebru gündeşi boyaya batıp çıkmış olarak görüyoruz çünkü kadın vasat! wehbe ise istediği kadar boyanabilir gönlümüzün sultanıdır.
sonuç olarak makyaj yapmak herkesin hakkı değildir.

black swan

Aronofsky'den beklenmeyecek kadar kötü bir filmdir. evet portmanın oyunculuğu, psikolojik unsurlar bla bla ama bunlar filmi vasatın üzerine çıkarabiliyor en fazla. keşke sonunu tahmin edemeseydik, keşke psikolojik unsurların dışındaki sahneler de iyi doldurulabilseydi, keşke her sahnede ayna kullanıp gözümüze gözümüze sokmasalardı. velhasılı kelam vakit geçirmek için izlenebilir, "eh işte" denebilecek bir filmdir.

ağlatan şarkılar

üşenmedim, şu 48 sayfadan random olarak belirlediğim 5 sayfayı tek tek inceledim. artık hangi kafayla dinlendiyse bu şarkılar maharet o kafada işte şarkılarda değil.

kıvanç tatlıtuğ

artık her yerde olması sebebiyle bıktırmış oyuncu. kendisinin bu kadar bulunmaz hint kumaşı olmasının sebebinin Behlül karakteri olduğunu ebem bile biliyor artık. tabi esmer yurdum erkeklerinin yanında bu sarı saçlı mavi gözlü herifin dikkat çektiği de bir gerçek, farklı bir tip sadece.

yazarların

büyüyünce anket cümlesi olacak kelimedir. her gün sol frame dediğimiz zamazingoda mutlaka boy gösterir.

erkeği kasmayan hatun modeli

hatalı model olup senede bir iki kere çıkar ancak.
erkeği kasmayan hatun umursamazdır öncelikle. eksileri görür gibiyim sayın odunlarımızdan, kendileri her gün bir rus kızıyla yattıkları için onların ne kadar masum, ne kadar iyiliksever, ne kadar anlayışlı oldukları konusunda master yapmışlardır ve bundan yola çıkarak "erkeği kasmayan hatun" diye bir şeyin olduğunu savunmaktadırlar. kötü olansa kendilerinin de buna inanıp arayış içine girmeleri, yazık...
şimdi şöyle ki kadın kısmı romantiktir, çiçek böcek ister, güzel söz ister, doğasında vardır. erkekler bunu verebilir mi? isteseler evet ama vermezler çünkü her erkek tavlama aşamasında adeta romantiklikten çatlayacak birer aşık olur. iş bittikten sonra ise özlerine dönerler. ayda bir 5 liralık uyduruk çiçeği bile esirgerler sevdiceklerinden. ama bir hata yapadursun; bir anda hediye, çiçek falan gören kadın işkillenip kasınca "vaaay efendim kadınlar çok kasıyo...". ilişkinin başlarında "napiosun aşkoooom,2 dakikadır cevap yazmadın nerdesin bitoşuuuum" diyen adam bir süre sonra "arkadaşlarlaydım şarjım bitmiş ne var" diyo, kadın buna kızınca da "vaaaay efendim kadınlar çok kıskanç, çok kasıntı hede hödö...". örnekler çoğaltılabilir ama gerek yok. noluyor lan? bi kendine gel. iyi misin, aklın yerinde mi? sen neysin ki kasmayan kadın istiyorsun? seni bu halinle bile kasmayacak kadın ancak 824738365873485348. erkeği olduğun rus kadınlarıdır.

abla kardeş diyalogları

-ablaaaaaaaa çay oldu muuuu
+oldu gel al
-gelemem şimdi oyunda çok önemli bi yerdeyim
+banane
-ablaaaaaaaaaaaaaaaa, sen getirsene ya
+.....
-çaaaaaaaaaaaaaaay....
-çaaaaaaaaaaaaaay...
+al be al da sus!
-annem kek de yapmıştı niye getirmedin?
anne: kek de götürsene çocuğa!!!
+öfff al buraya bırakıyorum...
10 dakika sonra boş bardağı almak için gidilir, kardeş ağzı açık beklemektedir.
+napiosun lan??
-hiiç kek ağzıma gelsin diye bekliyorum
+çüşşşşşşşşş
kek ağzına tıkılır. kardeşlerin oyunlarındaki çok heyecanlı ve çok önemli yerler ise asla bitmez.

yerdekibeskurusualanadam

taze gelmiş 8. nesil çömez.
tanırım bu herifi yahuşuhludur. koşun sözlük kızları.

türk kızı

türk erkekleri tarafından yerden yere vurulan kızlardır. ne çirkinlikleri kalır ne kıllı, kısa boylu ve şişman olmaları. ama bizim kıllı, hanzo, sıfır romantizme sahip türk erkeklerini de ömür boyu hiç bir kız çekmeyeceği için yine dönüp dolaşıp bu kızlara gelirler.

sözlük yazarlarının en kolay yapabildiği yemekler

makarna, sahanda yumurta tarzı yemeklerdir. zira kimse çıkıp da "ben portakallı ördeği makarnadan kolay yaparım" demez, diyemez.

evde kuş beslemek

iki ucu boklu değnektir. mutlaka ki anne o kuşu istemiyordur. her gün "her taraf tüy, yem kabuklarını saçmış bu yine" şeklinde şikayetlere maruz kalacaksınız. onu geçtim, eve gelen her misafirle mutlaka "evde hayvan mı beslenir, kendi evine alsın, tüyleri hasta edecek" diyaloglarına girecektir bu anne. bir gün sorarsınız "canım anneciğim neden evde kuş beslememe her gün ama her gün laf ediyorsun bitanem? temizliğini sen mi yapıyorsun? bakımı sana mı ait? hiç odama girip de kuşu gördüğün oluyor mu? bu kuş için cebinden beş kuruş çıktı mı? sana bir zararı var mı? yok... peki senin içtiğin sigaranın benim ciğerlerimi mahvettiğini, sigara dumanına maruz kalınca boğazımın şiştiğini bile bile neden yanımda içiyorsun güzelim benim? şimdi bu zavallı yavrucak mı daha çok zararlı bana sen mi acaba?". peki sonrasında anne susar mı? tabi ki hayır. aynı kısır döngü o kuşu alıp ayrı eve çıkana kadar devam eder.

kadınların yaptıkları salaklıklar

temzilikçi kadın tutup ona ayıp olmasın diye evi silip süpürmeleri.

facebook ta yarinin her paylaşımını beğenen tanışı

sürekli tetikte olan maço şahıstır. "höyttt ulan bu benim sevgilim" edasıyla illa ya yorum yaparak ya beğenerek kendini gösterir.