bugün

astım hastalarına önerilmez.
önce karşı çıkıp öldüğünde üzülmek, ağlamaktır. o güzelim hayvana öyle bir alışırsınız ki aileden biri olur.
misafir çocuklarının, 1 saniyenin altında kısa bir sürede, çok fazlaca tekrar eden '' ısırır mı bu? '' sorularına maruz kalmanızı sağlar. Kuşun ıssırmadığını ve gagalayabileceğini anlatmaksa ömürden ömür götürür. Hayatınızda ki tüm yorgunluğun tek sebebinin o an '' o kuş '' olduğunu düşünürsünüz. Bide bi kaç yıl sonra ölmez mi... evde 1 günlük resmi yas ilan edilir. Yine de farklı bir ses her zaman güzeldir.
evde kaynana beslemekten daha iyi olan hobidir.
en ideali muhabbet kuşudur. daha az yeri batırır. bizimkiler geçen senelerde jako modelinde bir papağan almıştı fakat çok tüy yapıyordu etrafı. her gün mutlaka bir kere dikildiği sopanın üstünde kanatlarını çırpıyordu. korkuyorduk ailecek sopayla birlikte yeri de söküp uçacak diye. işte baya tüy oluyordu. bunların kanat ayarı oluyormuş. ayardan sonra uçma yeteneğini kaybediyormuş samursam. belki ondan şey ettirseydik bu kanat çırpma olayı kalkar, ortalık tüy olmazdı ama kıyamadık hergeleye. ona rağmen 3 senede 2 kelime zor öğrettik. acıdık ayar yaptırmadık insan onun hatırına konuşurdu be. *

imla: edit.
alerjik astımı olanların asla yapmayacağı şeydir, zira o kuşla birlikte uçmaları çok yakındır onlar için.
iki ucu boklu değnektir. mutlaka ki anne o kuşu istemiyordur. her gün "her taraf tüy, yem kabuklarını saçmış bu yine" şeklinde şikayetlere maruz kalacaksınız. onu geçtim, eve gelen her misafirle mutlaka "evde hayvan mı beslenir, kendi evine alsın, tüyleri hasta edecek" diyaloglarına girecektir bu anne. bir gün sorarsınız "canım anneciğim neden evde kuş beslememe her gün ama her gün laf ediyorsun bitanem? temizliğini sen mi yapıyorsun? bakımı sana mı ait? hiç odama girip de kuşu gördüğün oluyor mu? bu kuş için cebinden beş kuruş çıktı mı? sana bir zararı var mı? yok... peki senin içtiğin sigaranın benim ciğerlerimi mahvettiğini, sigara dumanına maruz kalınca boğazımın şiştiğini bile bile neden yanımda içiyorsun güzelim benim? şimdi bu zavallı yavrucak mı daha çok zararlı bana sen mi acaba?". peki sonrasında anne susar mı? tabi ki hayır. aynı kısır döngü o kuşu alıp ayrı eve çıkana kadar devam eder.
Hayvan sevgisini tatmak adina guzel bir hadisedir.
Fındık

fındığı almaya karar verdiğimde muhabbet kuşu dediğiniz kuşların her zamanki olduğu renklerin hiç birine sahip değildi.
ne tüyleri parlak ne de kuşçunun söylediği gibi yavru bir kuştu. ayaküstü kandırılmıştım. geldiği günden beri sürekli tüy döküyordu üstelik.
internetten araştırdığımda haziran-temmuz ayının kuşlarda tüy döküm zamanı olduğunu öğrenmiş ve biraz rahatlamıştım.
Ekim ayında olmamıza rağmen dökmüş olduğu tüyleri gördükçe tekrar bir hayal kırıklığı yaşasam da, aldığım günün 3 gününde çoktan bağlanmıştım ona. diğer kuşlar tarafından epey tartaklanan fındık'ın kafasının üstünde ve sol kulağının bulunduğu bölgede eksik tüyleri vardı ve bu tüyler sadece yıkandığında olmadığı belli oluyordu. önce çok korktum ama araştırdığımda zamanla tüylerin çıktığını ve üzülecek bir şey olmadığını öğrenip rahatladım. geldiği günden beri elimi kafesine ne zaman soksam hemen kaçıyor korkudan ölecekmiş gibi kalbi hızlı hızlı atıyordu. 2. günde sürekli tüneyip hiç bir şey yapmadan öylece durunca,bir şeylerin yanlış gittiğini düşünüp aldığım gibi kuşçuya gittim.

kuşçuya geldiğimde bizim fındık ötmeye kafesin içinde bir sağa bir sola gitmeye başladı. arkadaşlarını özlemiş meğersem * evde çıtalardan yapmış olduğum kafesini çok beğenen kuşçu satın alabileceğini söyledi ama sevdiğim biri için yaptığım kafesi veremeyeceğimi söyledim. Fındığı alıp eve koyuldum. kuşçuya giderken fındığı değiştirmek gibi bi fikir gelmişti aklıma ama kuşçuya girdiğim an yapamadım. çok değişik bir duygu bir şeye sahip olmak, hele ki o şey canlıysa çok farklı. Öldüğünde ne yapacağım bilmiyorum.
sabah cikcik aksam cikcik.

Sahsen çolugun çocugun sesini çekemiyorum, kusla ugrasacak degilim, rezalettir.

hem Kuslar, nasil desem... Disarda daha mutlular bence, sesleri 4 duvar arasında degil de dogada yankı yapmalı.
emekli ve yaşlanmakta olan annenin kendini oyalamak için arayışta bulunması sonucu ortaya çıkan eylem.
güzel bir eylem.

10 yıldır düzenli olarak yaptığım eylem.

yeter amk evladım gibi artık.

bir de anne bulsam!
Beslemeyin. Kaç yıldır beslediğim muhabbet kuşu'm öldü. O kadar ağladım ve üzüldüm ki. Evimin bahçesine gömdüm. Bahçe den geçerken hala bazen üzülürüm.
sabahları uyandırılma sebebidir.