bugün

entry'ler (311)

cipralex

Herşeyi kafasına takan bir insansanız ve bu sizin hayatınıza normal bir şekilde devam etmenizi engelleyecek niteliğe ulaşmışsa, bir uzmana danışarak başlayabileceğiniz ilaç. Genellikle Depresyon tedavilerinde kullanılıyor. Bendeki yan etkileri şöyle oldu: ilk bir buçuk hafta asla bastırılamayan bir açlık, sürekli uyku hali ve abuk subuk zamanlarda bir anda gelen çene kitlenmeleri. ilaca alıştıktan sonra bu yan etkiler (çene kitlenmesi dışında) kayboldu ancak yepyeni bir güç kazandım. Etrafımdaki bütün aptallara tolerans seviyem %140 arttı. Çoğu şeye gülüp geçmek aşırı kolaylaştı. Onun haricinde belki de en fantastik etkisi; ben ki hayatımda çok nadir rüya görürüm (ya da gördüklerimi hatırlamam); bu ilaç sayesinde her akşam farklı bir Hollywood filminin baş rolünde oynar oldum. Yaratıcılığım tavan yaptı. Günün büyük bir çoğunluğunu herşeye tebessüm eden bir ruh gibi yaşayıp; akşamları rüyamda aksiyonun tam ortasında bulur oldum kendimi. Çok enteresan bir kafa. Anlatılmaz yaşanır adeta.

philip glass

Besteleri alır bambaşka diyarlara götürür dinleyecilerini...

ağzında sigara bulaşık yıkayan erkek

10 numara beş yıldız erkektir. Bulaşık yıkıyordur ya daha ne!? Yardımsever, kendi pisliğini kendi temizleyebilen, adam gibi adamdır. Her eve lazımdır. Hele de sigarası bittikten sonra küllüğü boşaltıp, sudan geçiriyorsa kaçırmadan hemen evlenin derim.

uludag sözlük toplu nefes tutma kampanyası

'''ya onun yerine herkese beleş deodorant kampanyası başlatın gözünüzü seveyim ya, yaz geldi leş gibi kokuyor her yer'' dedirten kampanyadır.

izmirli kaşar alırsan sana sütümü helal etmem

''izmirden kaşar mı alınır la, izmirin tulumu meşhurdur'' dedirten saçma önermedir.

beymen de satılan 1695 liralık sweatshirt

''gerek yok, yaz geldi'' dedirten gereksiz harcamadır.

sözlük kızlarının meslekleri

profesyonel psikopat.

once

John Carney imzalı, başrollerini Marketa Irglova, The Frames grubunun solisti Glen Hansard ve onun muhteşem şarkılarının paylaştığı sımsıcak, 2006 yapımı film.

Yarım kalmış insanların yarım kalmış öyküsü Once. Tesadüfen karşılaşıp, bir süreliğine birbirlerini tamamlamaya, onarmaya çalışmış insanların öyküsü. yakalanmış fırsatların, var gücüyle unutulmaya çalışılan keşke’lerin, hayata rağmen dolu dolu yaşanmış o an’ların öyküsü...

--spoiler--
Kız; sokakta gözleri kapalı, hissederek, adeta yaşayarak şarkılarını söylemekte olan Erkek’i izliyordur. Yanına sokulur hiç ses etmeden. Nakarat… Erkek (hala da gözleri kapalı) şimdi gerçekten hissediyordur sözleri... Ağzından çıkan, buram buram kalp kırıklığı kokan her satır sızlatıyordur bütün bedenini... Gözleri kapalı... Ve şarkı biter. Erkek açar gözlerini ve karşısında onu şevkatle, ilgiyle izleyen güzel kızı görür. Kız alkışlar. Çok beğenmiştir şarkıyı. ‘Size mi ait’ diye sorar şarkı için. Erkek, buruk, kaçırır bakışlarını. ‘Evet’ diye cevap verir usulca...
--spoiler--

Filmdeki bütün şarkılar birbirinden güzeldir ama birtanesi vardır ki defalarca dinleyebilirsiniz ve asla bıkmazsınız.
Marketa Irglova'nın kadife sesinden dinlenmelidir; if you want me ...

sevgiliyle alışverişe gitmek

gereksiz bir aktivitedir. zira o anlamsız ayrılık günü gelip çattığında, beraber aldığınız herşey size o'nu hatırlatacaktır bundan sonra. Koltuğunuza beraber aldığınız süs yastıklarına o'nun kokusu sinmiştir; beraber gidip özenle seçtiğiniz bordo montunuz artık içinize işlemiş soğuğa karşı koruyamaz olmuştur sizi. Beraber deniz kenarında çekildiğiniz fotoğrafın olduğu süslemeli çerçeveye eskiden tutkuyla bakarken, onu duvara fırlatıp atasınız geliyordur belki de artık.

Ama bir yandan da kıyamıyorsunuzdur. O çıkıp gitmiştir belki hayatınızdan ama o eşyalar geride kalanlardandır; tıpkı sizin gibi. Yastıkları dolabınızdaki en yüksek, o asla yetişemediğiniz tozlu rafa kaldırır; montunuzu dolabınızın en dibindeki ahı gitmiş vahı kalmış askıya asar; çerçeveyi de ters çevirip çekmecenize koyarsınız. Atamazsınız hiçbirini, kıyamazsınız.

yazarların whatsapp tan gönderdikleri son mesaj

küfür içerikliydi, burada ifşa etmek doğru olmaz şimdi...

gecenin şarkısı

sev ya da git,öyle bakma
artık canımı acıtma
şansını fazla zorladın
ben de insanım sonuçta...

Ben de delirebilirdim
Yoldan çıkabilirdim
Yapmadım
Kıyamadım sana...

hep keyfini bekledim
yollarını gözledim
bir küçük kıvılcım istedim
- Gel ya da git

Çağan Irmak'ın son başyapıtı unutursam fısıldanın soundtrackinden.

sözlük yazarlarının favori filmleri

ya iki ayda bir değişiyor benimkiler. bu ay favorilerim arasına giren film ise 2014 yapımı, Lenny abrahamson imzalı, 'Frank'.

whatsapp

dünyanın en illet uygulamasıdır. resmen paranoyaklaştım. zırt pırt online olmuş mu diye girip bakmaktan bıktım usandım, ama olmuyor arkadaş! O telefon elimin altında durdukça açıp bakıyorum o'nunla olan konuşma penceremize. Görüyorum ki hiç birşey yazmamış, oturuyorum mal gibi yerime. Yeter lan. Ergenleştirdin beni whatsapp, alacağın olsun whatsapp...

sözlük yazarlarının hayalindeki sevgili

şu 'hayalimizdeki sevgili'yi aramaktan gerçekleriyle yürütemiyoruz ki zaten. sevsin işte. sevsin yeter.

türkiye de en çirkin kıza bile erkeklerin asılması

güzelliğin göreceli olduğunu unutan yazarın serzenişidir.

ben yatıyorum sözlük bir şey diyor musun

- Daha karpuz kesçeydik.

jessica alba dünyanın en güzel bayanıdır

jessica alba guzeldir ancak adriana lima diye yadsinamaz bir gercek var.
(bkz: anketini goruyor ve arttiriyorum)

jared leto vs jake gyllenhaal

ilginç bir karşılaştırmadır. ama jared alır. bir insan bu kadar mı yetenekli olur. kabiliyetin sınırlarını zorlamaktadır kendisi ve bu yüzden 2014 oscarını fazlasıyla da haketmiştir.

ben bu yazıyı öylesine yazdım

konuşmaya ihtiyacım var. ama ne hakkında bilmiyorum. ne hissettiğimi bilmiyorum. o kadar karmaşık ki duygularım, kelimelere nasıl dökeceğimi bilmiyorum. hiçbirşeye, hiçbir yere ait hissedemiyorum kendimi. öylesine var oluyorum... yaşamak değil benimkisi sadece var oluş. elimdekilerin değerine varamıyorum. garip bir noktadayım kısacası. minnettar olmam lazım sahip olduklarım için, bunun bilincindeyim. ne yazık ki bu beni daha da suçlu hissettiriyor içimde kopan fırtına için. kayboldum galiba. hayatta kayboldum. yolumu nasıl bulacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. korkuyorum. birine ait hissettmek istiyorum kendimi ama korkuyorum. onda kendimi bulmak istiyorum ama daha da kaybolmaktan korkuyorum.

ben bu yazıyı kendime yazdım

elindekilerin değerinin farkına var. çok geç olmadan.