entry'ler (16)

kadınlar

"Kadınlar sevilmek için yaratılmışlardır. Anlaşılmak için değil."

ulusalcılık

Semptomları şöyledir:

1- Aşırı bir Atatürk takıntısı.

2- Bu tarikattaki insanlar, aynen dünyanın sonunun geldiğine kendini inandırarak çıldıran tarikattaki insanlar gibi Türkiye'nin sonunun geldiğine kendilerini inandırarak çıldırmışlardır.

3- Ulusalcı tarikat, hayatı aşırı dindarlara özgü bir fantastik tablo içinde algılar. Onlara göre de dünyada iyi ile kötü arasında final mücadele yaşanmaktadır. Onlara göre karşılarındaki güç şeytandır. Bu, final mücadelesidir. Çünkü yapılan mücadele onların kafasında Türkiye'nin sonunun gelip gelmeyeceğini belirleyecek nihai kavgadır. Ölüm kalım meselesi, nihai kavga haline getirdikleri hayat hakkında bu delilik sınırındaki insanlar akla gelmeyecek her türlü çılgınlığı her an yapmaya hazırdırlar. Onlara bu aşamada normali anlatmaya çalışmak imkansızdır.

4- Hastaların bir bölümü geçmişte yaşar. Bugün onların beyninde hayli dumanlı vaziyettedir. Onlar için bugün şeytan ile mücadelenin kaotik halidir. Rahat oldukları, kendilerini sakinleştiren yaşam; geçmişin yani Atatürk'ün yaşadığı günlerdeki ortamdır. Bu nedenle tarikatın aşırı eğilimli üyeleri kendilerini Atatürk gibi görür. Kendilerini Atatürk olamayacak kadar aşağı düzeyde görenler ise eski dönemin kıyafetlerini giyer ve eskinin hatıralarıyla yaşarlar.

vatan millet sakarya benzeri zirvalamalar

jakoben zihniyetlerin, kendi iktidarlarını korumak için, tarihi gerçekleri saptırarak, onları topluma yanlış öğreterek, kendilerine karşıt olarak filizlendiğini gördükleri fikirleri yok etmek amacıyla ortaya attıkları zırvalama türleridir.

zırva olduklarından hiçbir fikri temele dayanmamaktadır doğal olarak bu söylemsiler.

vatan, millet, sakarya! haydi, ileri!

benzerleri için;

(bkz: şeriat geliyor).

(bkz: ülkeyi satıyorlar).

ulusalcılık

bir "hastalık"tır.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=113647,10,104

fyodor mihailovic dostoyevski

çözümlemenin, hissiyatın duayeni, her bir yapıtı klasik, rus dahisi.

öküzgözü üzümü

damakta hoş bir tat bırakır, öküzgözü üzümünden yapılan şaraplar.

morrissey

the smiths'ten sonra eski tadını yitirmiş de olsa "karizma"dır yine de.

bebek sampuani

herbirinin gözleri yakmadığını ileri sürdüğü, kepeğe karşı da oldukça etkili şampuanlardır.

klasik müzik

müziğin ulaşmış olduğu en son noktadır...

faşizm

vahşi duygulardan beslenen ilkel ötesi ideolojimsi...

manda sutu

mozzarella peynirinin varlığını borçlu olduğu güzel süt.

mozzarella

pizzada anlamını bulsa da, tekbaşına da oldukça lezzetli olan, harika bir manda sütü ürünü.

demokrasi

türkiye'de savunmanın pek bir zor olduğu kavram. her türlü iftira ile karşılaşmanız olasıdır ondan yana olduğunuzda.

pizza

mozzarella'nın anlamını bulduğu enfes karın doyurucu.

kemalizm

engin ardıç'ın "Muasır" başlıklı yazısında irdelediği ideoloji.

Muasır
Hani "muasır medeniyet seviyesi" var ya, işte o...
"Çağdaş uygarlık düzeyi" demek, hepsi bu.
(Basında bu kelimeyi "muassır" şeklinde yazan cahil arkadaşlarımız da vardır. Üstelik de yaşını başını almış adamlardır bunlar.)
Atatürkçülük bu demektir, başka bir şey de değil.
Bu kavram son derece değişken bir kavramdır. Dün muasır olan bugün değildir, yarın da olmayacaktır.
Değişken olduğu, donuk olmadığı için de modası geçmez, eskimez, otuzlu yılların liderleri yokolur giderler, Atatürk ölmez!
Üstelik Atatürk "hayatta en hakiki mürşit ilimdir" demiştir ama, "başka mürşit yoktur" da dememiştir ha!.. "Daha az hakiki" olan başka mürşitler de bulunabilir...
Atatürkçülük'te demokrasi yoktu, çünkü otuzlu yıllarda "moda" yelleri totaliter rejimlerden yana esmekteydi.
Dolayısıyla, bugün de aynı rüzgârı estirmeye çalışan "Kemalistler" çağdaş değildirler.
Daha da açık konuşalım: Atatürk, Kemalist değildi!
Kemalizm, Atatürk'ü kendi amaçları doğrultusunda "kullanmak" isteyen faşist bürokratların uydurduğu bir ideolojidir.
Atatürkçülük, bir ideoloji değildir, bir dünya görüşüdür.
Laiklik de, kendi başına bize hoş göründüğü için değil, çağdaş yaşama tarzının, çağdaş uygarlık düzeyinin vazgeçilmez bir unsuru olduğu için gereklidir.
Devlet kapitalizmi, otuzlu yıllarda çağdaş gibi görünüyordu, bugün değildir.
Şapka giymek, o dönemde modaydı, bugün değil.
Bugün şapkayla gezene Atatürkçü demezler, "tapon" derler yani...
Muasır medeniyet uyarınca o zamanlar vals ve tango yapılırdı, bugün yapana yalnızca "nostaljik" deniyor.
"Atatürk'ün giyindiği gibi giyinmeye çalışana" da düpedüz ahmak derler. Diyelim baklavalı kazak buldunuz, gidip bir de golf pantolon mu diktireceksiniz? Atatürk 1936 model arabayla gezerdi, arayın bulun da "rektifiye" ettirip binin bakalım!
O dönemde Medeni Kanun gösteriyordu çağdaşlık düzeyini, tek eşlilik, miras paylaşımında eşitlik, falan filan.
Bugün, örneğin "eşcinsel evliliklerine izin vermek" çağdaşlık! Avrupa bu düzeyde.
Nasıl, bu sizi irkiltti mi? Demek ki Atatürkçü değilsiniz.
Siz olsanız olsanız "ismetçi" olursunuz.
O da Atatürk'ün başbakanıydı, Fethi Okyar ve Celal Bayar da... O da Atatürk'ün silah arkadaşıydı, Fevzi Çakmak da... Üstelik birincisi yalnızca orgeneral, ikincisi mareşaldi, mareşal!
Sizin Atatürk'ünüz hangisi?
Ölümünün üzerinden daha bir yıl geçmeden ve de utanmadan paralardan resimlerini kaldıranların Atatürk'ü mü yoksa? Benimki o değil.
Bana da utanmadan "Atatürk düşmanı" diyen dangalaklar, azıcık anladınız mı?

http://www.sabah.com.tr/2...4F40AB7A327251DCC4C9.html

zeytinyağlı yaprak dolması

pek bir "leziz", ağız sulandıran yemekler grubunun üyesi.