bugün
- icardi190516
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak13
- türkiyede çok abartılan arabalar21
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması11
- evlilik15
- erkeğe ne hediye alınır15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- sözlüğün en ruh hastası yazarı8
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- anın görüntüsü20
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- uzağı göremeyen insan18
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır13
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
entry'ler (10)
t. ç.
keşke t. c. olsaydı. ufak bir çizikle kaçırıyorum.
keşke t. c. olsaydı. ufak bir çizikle kaçırıyorum.
Hic kimseyle arasında sorun yaşanmamış, popüler olmak için kendisini zorlamamiş, sessizce amacına ulaşmaya çalışan yazardır.
çeşitli sıkıntılardan dolayı mutsuz ama mutlu olduğuma dair beynimi kandırmaya çalışıyorum.
bir karşı cins olarak tahminim bence sevdiği adama güvenmesidir.
her şeyden önce, insanın içindekileri, elindekileri, biriktirdiklerini, yapabildiklerini, hayallerini daha da somutlaştırıp bir masanın üstüne koyma * ve hepsinin üstüne teker teker düşünme isteği uyandıran bir film.
edilgenliğin ödüllendirildiği gibi alt çıkarım yapmak mümkünse de günlük yaşamın içinde ya da bir sevdanın içinde dümdüz davranabilme cesaretini de ateşleyen bir film aynı zamanda. saklamadan, rol oynamadan, içinden geldiğince, salaklık ve aptallık boyutunda olsa bile dümdüz davranabilmek.
kadere çoğunca günahlarımızı ve yapamadıklarımızı üstlenme görevi veririz, kabul; ancak diğerleri ile iletişim kurarken dolambaçlı yollardan gitmeyi de severiz. bu anlamda filmden isteyen istediği anlamı çıkarabilir.
dolambaçlı yoldan gitmeden anlatabilme ve anlayabilme özgürlüğü ne güzel bir şey.
edilgenliğin ödüllendirildiği gibi alt çıkarım yapmak mümkünse de günlük yaşamın içinde ya da bir sevdanın içinde dümdüz davranabilme cesaretini de ateşleyen bir film aynı zamanda. saklamadan, rol oynamadan, içinden geldiğince, salaklık ve aptallık boyutunda olsa bile dümdüz davranabilmek.
kadere çoğunca günahlarımızı ve yapamadıklarımızı üstlenme görevi veririz, kabul; ancak diğerleri ile iletişim kurarken dolambaçlı yollardan gitmeyi de severiz. bu anlamda filmden isteyen istediği anlamı çıkarabilir.
dolambaçlı yoldan gitmeden anlatabilme ve anlayabilme özgürlüğü ne güzel bir şey.
devamının şu zamana kadar çekilmemesi şaşırtıcı olan film. tam zamanı aslında, natalie portman büyümüş, tam bu tarz bir filmde oynayacak filme sahip, yapsana mathilda diye bir film. şahane bir tetikçi olsun, sting de orada duruyor, yeni bir şarkı besteler bu filme. jean reno da yaşlanmış haliyle yan rollerden birini oynar yine.
ani kurt gibi açsınızdır, tabağınızda duran o şahane kurufasulye-pilav kombosunu bir oturuşta silip süpürürsünüz, mideniz iyice dolmuştur, tam anlamıyla doymuşsunuzdur yani aslında ama tabağınızda kalan o birkaç pilav tanesini de ekmeğinizle çatala iteleyip o son lokmayı da yersiniz, sonra birden katır kutur sesler gelmeye başlar ağzınızdan ve "eyvah taş varmış pilavda gitti diş" dersiniz ya hani. bu dizinin bendeki etkisi de aynen böyle işte. neyse ki o ilk dokuz bölümün lezzeti, son bölümün tatsızlığını unutturdu. fasulye de tüm yemek boyunca gaz yaptı tabii bir de o var. midem büzüştü lan izlerken. o ikisi nasıl da uğursuz cenabet psikopat karakterlermiş öyle? nasıl yarattınız bunları oğlum? dizinin başında "gerçek bir olaydan alınmadır" falan diye yazıyor ama hep karın üzerine yazdıkları için tipide silinip gidiyor tabii hemen. yok gerçek olamaz bunlar. ya da çok süslemişler bilmiyorum.
bana, bitmemiş diziye başlanmamalı, felsefemi tekrar hatırlattı. tüm bölümleri arka arkaya izleyip son bölüme gelince, nası olsa yeni sezonun ilk bölümü elimin altındadır diyip mutlu oluyor insan. fakat yok(büyük yazdım bunu). nası bekliycem lan ben o kadar. insafsızlık. başka bi şey değil. sinirliyim.
3. jenerasyon, yani 5. ve 6. sezonlarına haksızlık edildiğini düşündüğüm ingiliz dizisi. tamam kabul; tony'li cassie'li 1. jenerasyon zaten efsaneydi. effy'li, cook'lu 2. jenerasyon da çok havalıydı. ama üçüncü kuşak da boş değildi be abi.
rich vardı birkere. bu adam skins tarihinin en baba karakteridir bana kalırsa. ne tony, ne cook, ne sid. bu adam bi başka. sonra mini var. evet, biraz ergendi falan ama çekici kızdı aga. effy'den tek eksiği fazla hevesli olmasıydı. yoksa o da efsanevi bi dizi karakteri olabilirdi bence. frankie var mesela, her ne kadar 6.sezonda kezbana bağlasa da 5.sezonda ki gizemli ve çekingen halleri hoştu.
ayrıca, 7.sezonunu fazla kasvetli ve iç karartıcı buldum. bari bi yıllar sonrasına gidip, mini ve alo'yu konu alan evli mutlu çocuklu temalı bi bölüm yapsalardı.
rich vardı birkere. bu adam skins tarihinin en baba karakteridir bana kalırsa. ne tony, ne cook, ne sid. bu adam bi başka. sonra mini var. evet, biraz ergendi falan ama çekici kızdı aga. effy'den tek eksiği fazla hevesli olmasıydı. yoksa o da efsanevi bi dizi karakteri olabilirdi bence. frankie var mesela, her ne kadar 6.sezonda kezbana bağlasa da 5.sezonda ki gizemli ve çekingen halleri hoştu.
ayrıca, 7.sezonunu fazla kasvetli ve iç karartıcı buldum. bari bi yıllar sonrasına gidip, mini ve alo'yu konu alan evli mutlu çocuklu temalı bi bölüm yapsalardı.
gittiğiniz yerin kapısında sizi güler yüzle ve bu kelimeyi söyleyerek karşıladıklarında mutlu olmanızı sağlayan kelime ''hoş geldiniz''