bugün

önümüz arkamız sağımız solumuz olmaya başlayan soru. ülkeler coğrafyası öğreniyoruz bu sorular sayesinde çıkarımlar yapıyoruz yol problemleriyle başı dertte olan bir topluma soralım: aynı anda a noktasından çıkan bir ülke 4 sene sonra malezya,b noktasından çıkan bir ülke iran olmuştur. farklı yönden gelmekte olan bir ülke ise 5 sene sonra çin olmuştur. buna göre a noktasından çıkan honkong kaç yıl sonra endonezya olabilir?
-türkiye malezya olur mu?
--olur sen bilirsin, istersen brezilya'yı al
-yok yok iyi böyle...
--işin zor kanki !
--8 dakikalık yap

***

-lan bu malezya da iyice tırtmış ya,kevgir olduk a.k.
--brezilyayı alsan kaç yazar şeker ?
türkiye iran olur mu?
türkiye cezayir olur mu?
türkiye malezya olur mu?

türkiye türkiye olmuş yahu daha ne kasıyorsunuz dedirten, gereksiz, sebepsiz ve siyasi tartışmalardır.
türkiye ne almanya oldu ne iran ne alaka malezya söylettiren sorumsu.
(bkz: türkiye adam olur mu) *
eskiden türkiye iran olur mu diye zırvalayanların bugün tartışmaya açtıkları yeni konu. merak etmesinler türkiye ne iran olur ne malezya ne de fransa. türkiye bugünkü kıytırık bürokratik oligarşik düzeninde yol almaya devam eder!
yoksa sizde malezyalılaştıramadıklarımızdan mısınız ? dedirten durumdur, malezya'nın görünen yüzde 20 lik yüzünün çağdaş geriye kalan %80lik kısmın (ki bu kısım kanald haberde varoş kesim olarak aktarıldı) kara bir zihniyete(!) büründüğü gerçeğinin, abd tarafından ülkemizinde örnek gösterildiği, ılımlı islam kavramıyla bağdaştırınca, evet bende malezyalılaştıramadıklarınızdanım...
türkiye iran olur mu? tezinin devam filmidir.

türkiye malezya olur mu? sorusu kadar , yani bunu bir türk vatandaşının sorması kadar saçma bir durum daha düşünemiyorum. madem böyle bir endişen var kardeşim (nereden doğuyor o da anlaşılabilmiş değil) , o zaman toplumsal uzlaşmanın gerçekleşmesi için çalışta olmasın.o zaman insanın aklına şöyle birşey geliyor , dünyada ülkelerin malezyalaşması gibi bir kurum var ve bu kurum , aklı başında olmayan ülkeleri malezyalaştırıyor , sende edilgen halinde dilek şart kipyle , emir kipiyle soru cümleleri kur , dur.
burada hareketle , efendim herkes kendi yapması gerekeni yaptıkça ve birilerin (artık o birileri veya gruplar kimler onlarıda siz tayin ediniz) lanse ettiği veya empoze ettiği korkularla yaşamaya devam etme veya birey olma arasında bir seçim yapma sorusudur bu. (cevplayamadığınız soruyu boş bırakınız zira , tek yanlış doğrularınız götürebilir.)
-türkiye rusya olur mu selim ?
--kızları da ruslaşacaksa olsun be ahmet abi
-geriii !!!
(bkz: cevab veremedi)
tehlikenin farkındamısınız, sloganından daha başarılı olması umulan tartışma, kanıksanmaması gereken muhabbet,bir an önce silkelenip hayır cevabının toplumca verilmesi gereken ibretlik soru.
(bkz: turkiye malezya olur mu endisesi)
(bkz: aramaya inanmak)
10 sene sonra türkiye malezya, malezya da iran olur denebilecek tartışma konusu.
malezyalıların ulan türkiye ne özenti çıktı be hemen bizim gibi olmaya çalışıyorlar tepkisi verdiği endişedir.

ayrıca; (bkz: malezya olunmaz malezya doğulur)
bu ülke de bunun gerçekleşmesini isteyen birçok insan olsada, halamın daşaklarının olması ihtimali bu fantazisinin gerçekleşe ihtimalinden daha çoktur.
düsündükce kanımı donduran soru. hayır olamaz , olmamalı. burası atatürk türkiye'si burası laik demokratik bir ülke , bu ülke icin emek vermiş binlerce insanı ezip gecmelerine izin veremeyiz . biz atatürk'ün gencleri onun kurdugunu yasatıcaz.
hadi bakalım yeni bir olta malzemesi, afiyetle yiyin, kemiklerine kadar sıyırın..

Eskiden "iran" idi öcümüz, ne olduysa birden "Malezya" öcüsü çıkarıldı karşımıza. Öcülerin de modası mı vardır? On yılda bir değişir mi bu öcüler? iran fazla mı kurcalanmış bir yer oldu yoksa? fazla mı didiklendi de kuru kuru gitmiyor artık? Daha bilinmez bir yer mi lazımdı?
Çok şükür Hürriyet gazetesi karşımıza çıkardığı öcüyü tanıtma vazifesini de üstlendi. Önümüzdeki günlerde "Malezya" nedir ne değildir, yenilir mi içilir mi?" diye diziye başlayacaklarını muştuladı dün.
Ne mutlu bize!
ya ölüm ya istiklal di dimi?

ölene kadar mokoko o zaman..

pardon malezya..
şu günlerde milliyet gazetesinde yayınlanan malezya hakkındaki yazı dizisinde halktan kimselerin "biz de 10 yıl önce böyle olacağımızı tâhmin etmezdik" şeklinde vermiş oldukları demeçlerin okunması sonucu, insanın canını fen sıkan endişedir.
zir tehlike hep vardı, sÂdece şu Ân en güçlü dönemlerinde.
türban ilkokula kadar inmiş , anayasa'dan attaürk ilkeleri çıkartılacakken çok fuzuli kaçan soru. ne malezyası bu gidişle biz on seneye kalmaz iran oluruz.
gayet yerinde bir korkudur. yersiz bir endişe olmaktan çıkmış , gelecek olarak karşınıza dikilmiştir.
artık sorulması gereken soru ; türkiye malezya olmak istiyor mu? olmalıdır. kaçak oynamanın lüzumu yoktur. gerçekleri görüp , susmak, yokmuş davranmak aptallıktır. anayasa değişiklikleriyle kabak gibi meydana çıkmıştır.
iran cezayir ve sırada malezya. islam cumhuriyetleri ile türkiye cumhuriyeti arasındaki benzerliklerden ötürü biz bunlara dönüşeceğiz diyerek beş gazetenin bu meseleyi işlemesi ne kadar ironikse , sanki dönüsmek istercesine , türkiye cumhuriyetinin ayrıcalıklarından yararlanan askeri bürokrasinin kendini devletin gerçek sahibi görmesinden ötürü insanlarda bir korku uyandırmaması da son derece ilginç dogrusu.
madem insanların korkularını bu derece sansasyonel biçimde gündeme getirme lüksleri var niye sürekli darbe olan ya da ayrımcılığın , ırkçılığın normal olarak algılandığı bir ülkeye dönüşmekten korkmuyoruz?
gayet yersiz bir korkudur. bundan sonraki ülke ne olacak diye geyik yapılasıdır.
aydın doğanın endişesidir, bugün eski dostu fatih altaylı'nın bir açıklamasını okudum paylaşıyım istedim;

Fatih Altaylı: Hilton arazisi kamu alanı. Düşük bir bedelle kişiye satılıyor. Sonra, arazide imar planı değişikliği yapılıyor. imar değişikliği yapılacaksa satıştan önce yapılmalı. Doğan Grubu'nda son dönemlerde çıkan Mahalle baskısı, Türkiye Malezya'ya dönecek gibi tartışmalı haberler hakkında iki karın ağrısı söz konusu. Hilton arazisi dışında birincisi ve en önemlisi, Aydın Doğan'ın Mersin'de rafineri kurmak istemesi.
anlamsız tartışmaya genç sivillerden yine kendilerine has eğlenceli üslublarıyla manidar bir cevap:

2006 yılında bile darbe olan Tayland gibi olmaktan korkuyoruz.

Irkçılığın ve ayrımcılığın gündelik hayat haline dönüştüğü Apartheid Güney Afrika sı olmaktan korkuyoruz.

Sokaklarda bile başörtüsüyle gezmenin yasak olduğu Tunus olmaktan korkuyoruz.

iran olma korkusunun tedavülden kalkmasından korkuyoruz.

Yeni Anayasaya Türkiye Malezya olamaz, olması teklif dahi edilemez maddesi konmasından korkuyoruz.

Emekli Subaylar, ADD ve ÇYDDnin Kuala Lumpur meydanında Cumhuriyet Mitingi düzenlemesinden korkuyoruz.

Türkiyedeki cuntacıların Malezyada darbe girişiminde bulunmasından korkuyoruz.

Genel Kurmayın, Malezya tehlikesi üzerine, iç hizmet kanunundan kaynaklanan sorumluluklarını hatırlatan bir gece yarısı bildirisi yayımlamasından korkuyoruz.

Malezya ya benzememek için Türk bayrağından ay ve yıldızın çıkarılmasından korkuyoruz.

Bu tartışmaları ciddiye alan Malezyalıların incinmesinden korkuyoruz.

Malezya ya benzemek isteyen islamcı müteahhitlerin boğaza Petronas Kuleleridikmesinden korkuyoruz.

Cumhuriyet Gazetesi reklâmlarındaki Tehlikenin Farkında mısınız? yazısının `Malay
alfabesi`yle yazılmasından korkuyoruz.

Doğan Medya Grubunun Zaman ve Yeni Şafak Gazetelerini de satın almasından korkuyoruz.

Doğan Medya Grubunun Malezyada Gazete Almasından korkuyoruz.

Bu gazetenin de Malezya Malaylarındır sloganıyla çıkmasından korkuyoruz!

Ertuğrul Özkökün bu gazeteye Genel Yayın Yönetmeni olmasından ise Malezyalılar korkuyor!

Aydın Doğan ın bir kızının daha TÜSiAD başkanı olmasından korkuyoruz

Laik görünmek için eczanelerde bile içki satılmasından korkuyoruz.

Ramazan reklamı yapan Coca Cola nın yeşil sermaye diye ilan edilmesinden korkuyoruz.

ismail Türütün Eurovision da bizi temsil etmesinden korkuyoruz.

ozan arif şiirlerinden ÖSS de soru sorulmasından korkuyoruz.

Katilleri öven açıklamalar yapan izmir Baro Başkanının bir dönem daha seçilmesinden korkuyoruz.

Hürriyet Gazetesinin Pınar Selek i 11 Eylül saldırısından da sorumlu tutmasından korkuyoruz

Yeri gelmişken, Fadime Şahin Ali Kalkancı filminin devamının çekilmesinden korkuyoruz.

Meclis i dualarla açılan Yunanistan ın bizden önce Malezyalaşmasından korkuyoruz!

istanbul Bienalinin Kemalizm eleştirisi yapan Küratörü Hou Hanrunun ilk görüldüğü yerde Serdar Ortaç ve Reha Muhtarın 10. yıl Marşı söylemeye başlamasından, Şenay Düdekin çatal fırlatmasından, Hürriyet gazetesinin Hanru nun Kürdistan haritası önünde fotoğraflarını üretmesinden, muhalif Küratörün Çin hükümetine teslim edilmesinden korkuyoruz.

genc siviller 29 eylül saat 13.00 de galatasaray postanesi önünde düzenleyecekleri basın toplantısı ile bu metni okuyacaklar.
(#2389368)
olmaz, boşuna olan endişedir.
türk genci olarak önder atatürk'ün kurduğu, temellerini attığı cumhuriyet ve demokrasiyi canımız pahasına savunuruz çünkü.
öyle değil mi türk gençliği?