bugün

basbakanın "lan" demesine dahi basbakana methiyeler duzebilecek kadar yalaka olabilen medya dunyamızın medarı iftaharı.
haftanın ilk 6 günü siyaset içerikli taraf tutan yazılar yazan, haftanın 7. gününü ise "en kaliteli şarap hangisidir" , "en iyi sushi nerede yenilir" , "yurtdışındaki en kaliteli oteller" gibi gayet günlük(!) şeyler hakkında yazan gazeteci.
Ertuğrul Özkök aslında gazetecilik açısından bakıldığı zaman olukça başarılıdır. köşe yazılarında ki kelime oyunlarında üzerine yoktur. Öyle kelime oyunları yaparki, yazdığı yazı hiçbir zaman hiçbir şeyle suçlanamaz.
Ayrıca, kendisi gazetedeki fotoğrafına göre oldukça yaşlıdır. Yemekte bizat konuşmasamda, yan masadan izlediğim kadarıyla etkileyici bir konuşması vardı. Ayrıca kendisi göçmendir.
israil e davet edilip israil askerleriyle görüşmeler yapan akabinde türkiye ye gelip aslında israil askerleri sandığınız gibi kasap değiller melek gibi kalpleri var diyen,abd den her yazısı başına para aldığına adım gibi emin olduğum yazarımsı zat..
(bkz: kaygan zemin)
(bkz: zeka geriliği)
dansöz gibi yazmayan doğdudan DANSÖZ olan...
bir avuç yarı faşist yarı solcu dışında kimsenin sevmediği hürriyet yazarı.

(bkz: bana genel yayın yönetmenini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim)
Eskiden sıradan bir şarkıcı olan damadı Ercan'ı ne noktalara getirdigini gorduten sonra ( DMC ) , acaba torunu varmıdır diye düsündüğüm genel yayın yönetmeni gazeteci.
Hemen hemen her pazar, skyturk'te Yalçın Küçük tarafından ismi yadedilen hürriyet gazetesi genel yayın yönetmenidir.
son zamanlardaki yazılarını okuduğunuzda kendisinin koyu bir akp'li olduğuna kanaat getireceğiniz aşikar. her dem akp'yi ya da başbakanı övdüğünü göreceksiniz. ama yine de emin çölaşanı okumaktansa kendisini okumanın daha faydalı olduğunu göreceksiniz.
her daim iktidarda olan siyasi partiye yaranmasını becerebilmiş , bu şekilde asla gözden düşmemiş , hiç düşünce suçu işlememiş * liberalizmin yılmaz savunucusu geleceğin yeşil sermaye ortaklarından ne yazık ki bir gazete yazarı.
ercan saatci'nin kayınpederi.
bir benzeri için;

(bkz: fatih altaylı)
Bugünki yazısına ''Claudia Schiffer'la bir gece''
başlığını atan ve ''Önce işin en keyifli anından başlayayım.Önceki gün Claudia Schiffer'la bir gece geçirdim.'' girişini yapan, yazılarını kaliteli şarap, kadın ve ABD'nin faydaları konularına ayıran Hürriyet gazetesi'nin ciddi! genel yayın koordinatörü
(bkz: amerikan uşağı)
(bkz: doğarken satılanlar)
kartel medyanın liderlerindendir. sürekli yalan haber yapmasıyla ünlü olan bu yazar haberleri araştırmadan ve önyargıyla hazırlar. ayrıca tam bir emperyalist savunucusudur ve abd yalakasıdır.
Tuncay ÖZKAN'ın rakibi. En azından Tuncay ÖZKAN öyle biliyor.
ugur mumcunun hayattaki karsitidir.
Edit:Anlasilmamis.yani karakter,kislik olrak onun tam tersidir.
genel yayın yönetmeni olduğu hürriyetin yayın politikasını şu örnekle cümle aleme ilan etmiş er kişidir:

"ben fenerbahçeliyim. bir kaç gün önce bir arkadaşımız andriy shevchenkonun fenerbahçeye geleceğiyle ilgili güzel bir haber yapmıştı. öyle inandırıcıydı ki shevchenko nun fenerbahçeye gelmeyeceğini bildiğim halde bu haberi baştan sona keyif alarak okudum. ertesi gün bir bahane bulup shevchenko nun gelemeyeceğini yazdılar. (...) gazeteler gazete gibi değil, bir medya kuruluşu gibi yönetilmelidir artık. gazetelerin birinci amacı haber ve fikir vermektedir. bir medya kuruluşunun birinci amacı ise para kazanmaktır. devir hayal pazarlama devridir. en iyi hayal pazarlayacak alanlardan biri de spordur. insanlar 'sevçenko fenere gelecek' haberini okuyarak hayal kurmaya başlıyorlar ve mutlu oluyorlar. insanlar mutlu oluyorlarsa bundan rahatsız olmamak lazım"

bunu söyleyen hürriyet gazetesinin türkiyenin amiral gazetesi olduğunu iddia eden bir genel yayın yönetmeni. ben bundan sonra hürriyet gazetesinin hangi haberine inanayım. bu haber doğru mu yoksa birisi keyiflensin diye mi yazılmış diye paranoya yapmaz mıyım? ekonomi çok iyi haberi okuyorum acaba öyle mi? asker rahatsız, gerçekten öyle mi? her yer tarikatçı doldu, birileri bundan mutlu oluyor ama gerçek mi? kişisel olarak aldığım karar neticesinde bundan sonra hürriyet gazetesi almamaya karar verdim. ben kendini bilmez bir iki kişinin kendi fildişi kulelerinden beni mutlu etmek ayağına benimle dalga geçmesine tahammül edemem.
her yazısında, ot ta olsa bok ta, allem edip kallem edip patronu aydın doğan' a bir
güzelleme gönderen şahıs.
(bkz: topaç gibi dönmek)
(bkz: tavşan kardeş ertuğrul özkök)
pek sevmediğim ama zaman'a çatınca biraz olsun yumu$adığım ki$i.
yazısı;

En makulu bile böyle

BAĞCILAR'da lisedeki toplu namaz olayına dini hassasiyeti olan medyadan gelen tepkilere bakıyorum.

içlerinden en makul görünen "Zaman" gazetesinin manşeti bile şöyle:

"Namaz düşmanlığına tepki yağdı."

Evet, Milli Eğitim Bakanı'nın bile "Böyle bir uygulama yok" dediği bir toplu namaz olayını gündeme getirenlere, bir saniye bile düşünmeden yapıştırdığı etiket bu:

"Namaz düşmanları."

Arkasından da "Din düşmanları" etiketi gelecek.

Türkiye işte bu kafayla "savaşan kutuplar" haline getiriliyor.

Bazı fanatik dinci gazetelere bir şey demiyorum.

Onların günlük gıdası bu "muharebe düzeni" nde sağlanıyor.

Ama Zaman gibi bir gazete bunu yapıyorsa, artık, önüne gelene "Vatan haini", "Ali Kemal" damgasını yapıştıranlara söyleyecek tek sözü kalmaz.

AKP, merkeze gelmek isterken, bu arkadaşlarımız, en küçük eleştirilerde, bamteline basılmış gibi hemen eski mevzilerine dönüyorlar.

AKP merkeze gelecekse, bu savaş çığlıklarına kulaklarını kapatmalı.

Çünkü, dini ideoloji haline getirip, oraya buraya "sokuşturma kültürü", açıkça bir "din ticareti"dir.

Yoksa, bu ülkede isteyen herkesin namazını serbestçe kılabildiğini onlar da biliyor.

Diyorum ya, maksat namaz falan kılmak değil, liseyi imam hatip okuluna çevirmek...