bugün
- hamas bir terör örgütüdür13
- çocuğu yaralıyken canlı yayın yapan kadın8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- anın görüntüsü14
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence14
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı11
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
entry'ler (50)
ali şen.
soneleri çok güzeldir.
ailece cöp sisciye gittik. (amcalar, teyzeler vs. ) garson annemin yanina geldi. Iceride de kalabalik ve gurultu vardi.
Garson: kac kisisiniz?
Annem: ayran.
Garson: kac kisisiniz?
Annem: ayran.
cok tatlı lan. şeker bir tip.
romanlari cok guzel bir sekilde anlatiyordu dizi. Ben severdim. Muzikleride guzeldi ayrica.
cennet mahallesi dizisinin konulari islenir senaryolarinda hep. Zaten bazi muziklerde o diziden alinmistir.
(bkz: cennet mahallesi)
(bkz: cennet mahallesi)
babamda kronik. Cok agridigi zamanlar ayagimla basina basarim. Hemde tum vucut. Dusun ayaktasin ayaginin altinda bir kafa var.
charlie parker kansas citylidir. doğum günü 20 ağustos 1920'dir. ancak 1955'te öldüğünde, cesedini inceleyen doktorlar, 34 değil 55 gibi durduğunu söylediler. ırk ayrımcılığına dayalı bir dünyada büyüdü ve ilk geçlik yıllarında ne tür aşağılanmalara maruz kalmak anlamına geldiğini öğrendi. büyümekten olan charlie ile fazla ilgilenen olmadı. gençliğini sevgiden ve bir yuvanın sıcaklığından yoksun geçirdi. charlie'nin ailesinde ilişkide olduğu kişilerden hiçbiri müzikle ilgili değildi. 13 yaşında bariton nefesli çalmaya başladı. bir yıl sonra buna alto saksafon'u ekledi. charlie parker'ın neden müzisyen olduğu, hep meçhul kaldı. en iyi dostlarından biri olan alto saksafoncu gigi gryce şöyle der: "parker doğal bir dehadır. bence eskici de olsaydı, yine en iyisi olurdu. ". 15 yaşından itibaren kendi geçimini sağlamak zorunda kaldı. "gecenin dokuzundan sabahın beşine kadar durmadan çalmak zorundaydık. normal olarak gece başına bir dolar alırdık" demiştir. 1937'de 17 yaşındayken parker, jay mcshann'ın orkestrasına katıldı; tipik bir kansas city riff ve blues orkestrasıydı. parker " lester young için deli olduğunu" ancak aslında kimseden etkilenmediğini söyler. meslektaşlarının onu önceleri "korkunç kötü" bulmalarının esas nedeni "diğer herkesten farklı" çalmasıydı. bir keresinde parker count basie grubunun elemanlarıyla çalarken, diğerleri tarzından hoşlanmadı ve davulcu jo jones kızara zili öfkeyle parker'a doğru fırlattı. parker ayağa kalktı ve ağlayarak dışarı çıktı. parker şöyle anlatır. " o zamanlar herkesin sürekli kullandığı standart armonilere tahammül edemiyordum. hep başka bir şey olmalı diye düşünürdüm. bazen onu içimde hissederdim ama çalamazdım. işte cherokee üzerine uzun bir doğaçlama yaptığım o akşam başardım. o esnada armonilerin tiz aralıklarını melodik çizgi olarak kullandığımı ve bu çizginin altına benzer yeni armoniler yerleştirdiğimi farkettim. kaç zamandır içimde duyguğumu, artık çalabiliyordum. büyük bir canlılık kazandım" demiştir.
dizzy gillespie'nin babası amatör bir müzisyendi. oğluna çeşitli enstrumanlar çalmayı öğretti. dizzy 14'üne geldiğinde trombon baş çalgısıydı. bir yıl sonra buna trompeti ekledi. başından beri dizzy'nin müzisyen olacağı belli gibiydi. armoni bilimi ve müzik teorisi okudu. öğrenimi sona erene dek geçimini babası sağladı. dizzy mutlu bir gençlik geçirdi. düzenli bir aile ortamı içinde yetişti. bir keresinde karısı lorraine'in doğum günü partisindeki dans esnasında, birisinin ayağı dizzy'nin trompetine takıldı. çalgı yamuldu; boynuz yukarı doğru büküldü. kızgınlığı geçince dizzy aleti çalmayı denedi. bu şekilde tınının kulağa daha iyi geldiğini farketti. hemen ertesi gün bir trompet fabrikasına giderek, seri üretimini yapıp yapamıycaklarını sordu. dizzy aletin patentini almak istiyordu. ancak ortaya çıktı ki benzer bir aletin 150 yıl önce patenti alınmıştı.
ferit odman'ın albümü.
albümde ferit'e eşlik edenler
brian lynch(tp)
vincent herring(as)
burak bedikyan(p)
peter washington(b)
albümde ferit'e eşlik edenler
brian lynch(tp)
vincent herring(as)
burak bedikyan(p)
peter washington(b)
cok mütavazı bir jazz davulcusu. kuşadasında tanışma fırsatı bulduğum harikulade insan. ayrıca alınmasını tavsiye ettiğim nommo isminde bir albümü var. alın dinleyin.
albümde eşlik edenler
brian lynch(tp)
vincent herring(as)
burak bedikyan(p)
peter washington(b)
albümde eşlik edenler
brian lynch(tp)
vincent herring(as)
burak bedikyan(p)
peter washington(b)
hoşuna gidiyorsa dinlesin. ama ingilizce bilmiyorsa söylemesin. sadece dinlesin.
her girdiğimde 'hahahha cok komik lan bu. ulan ne insanlar var yahu' deyip. girmeyi devam ettirdiğim site.
hiç koşamam arkasından başkasınınmış gibi bakarım.
vazgeçilmez. hele ki iyi pes oynuyorsanız. birde her an oynucak kişi yanınızda mevcutsa.
(bkz: pes 2011)
(bkz: pes 2011)
serdar ortaç. another brick in the wall parçasını söyledikten sonra kalbime taht kurdu.
(bkz: pink floyd)
(bkz: another brick in the wall)
(bkz: serdar ortaç)
(bkz: pink floyd)
(bkz: another brick in the wall)
(bkz: serdar ortaç)