bugün

entry'ler (11)

kitap alıntıları

insanda zaman şuurunu; günlerin sayısı değil, onları dolduran vak'a, düşünce ve duyguların zenginlik derecesi tayin ediyor. hele benim o zamanki halim gibi ruh ve bedenin sayılı istihalelerinden birine rastlayan devirlerde öyle geceler ve günler var ki, bizde bir saatinden öbür saatine geçinceye kadar ölçülmez zamanlar sarfetmişiz gibi bir hâtıra bırakırlar.

babamla annemin kilise sokağındaki evimde geçirdikleri bu kırk gün bana şimdi kırk ay kadar uzun görünmektedir. kâh sokakta manasız gündelik işlerle, kâh evde onlarla meşgul olarak geçirdiğim zamanın görünüşte fazla bir hususiyeti yoktu. fakat hakikatte bu saatlerin tayinine muktedir olmadığım bir garip madde ile dopdolu bulunduğu şüphesizdi.

Ateş gecesi - Reşat Nuri güntekin

aşina

Hakkında şöyle bir beyit vardır:

aşinayı terk edüben yada can verme Gönül
Yad ile biliş bir olunca aşina elden gider...

matematiği iyi olan yazarlar

Ygs-lys mat geo sorusu olan varsa çekinmeden yazsın bana gençler. Umarım yardımcı olurum.

1 84 boyundaki erkek

kızların peşinden koştuğu yoktur. şanssız ise ele mahkum yaşayıp ele mahkum ölecektir.

(bkz: maalesef)

bakire olmanın verdiği gurur

AÇacağınız başlığı skeyim dedirten gururdur.

sabah serinliği

bi akşam güneşi kadar olmasa da huzur verir. her bünyeye lazım.

en çok özlenen şeyler

misafirliğe gittiğimizde uyuyakalıp kucakta geri getirildiğim günleri özledim...
dünya o zaman çok daha anlamsız ve eğlenceliydi. şimdi ise anlamlı ve sıkıcı.

mor salkımlı ev

halide edip adıvar'ın çocukluğundan başlayarak milli mücadeleye katılışına kadarki hayatını anlattığı kitabı. sıkı halide edip okuyucuları için şiddetle tavsiye edebileceğim bu kitapta, genç halide'nin gerçek hayatta karşılaştığı manzaraları daha sonraki kitaplarına nasıl aktardığına bizzat şahit olursunuz. örneğin kitaba adını vereni küçük halide'nin büyüdüğü mor salkımlı ev tasvirini hemen hemen tüm kitaplarında görmek mümkündür. yine genç halide'nin cephede ameliyat oluşuna şahitlik ettiği bir askeri, ateşten gömlek kitabında aynen görürsünüz.
kitabın en can alıcı hikayelerinden biri, halide'nin dayısının başına gelenlerdir. ben, kitabı okumaya üşenecek tayfa için burada kısaca anlatayım.

"küçük halide'nin dayısı zamanın üniversitesinden mezun olmuş, devlet dairesinde çalışan bir memurdur... bir gün komşu köşkün bahçesinde dolaşan çok güzel bir kız görür. anında tutulur tabii... gün gelip de aşık olma alametleri bunda bir bir baş gösterince, köşkün tecrübeli halayıkları mevzuya hemen uyanır. dayının annesi olan haminne de bundan haberdar edilince bir şey öğrenilir ki, meğer o kız komşu köşkteki paşanın karısıymış... genç dayı kısa sürede karasevda ya tutulur ve halayıklardan biri, veya haminne tam hatırlamıyorum, dayı için 'yirmibeşine varamadan gider bu çocuk' der. ve hakikaten de genç dayı yirmibeşine varamadan, karasevdadan yitip gider..."

işte bu hikaye yarım yamalak hatrımda kalmış ama ana hatlarıyla kitaptaki en vurucu hikayelerden biridir bence. kısa zamanda okunması gereken bir kitap ki savaşa dair verdiği ayrıntılar bundan çok daha iç burkucu ayrıntılardır.

gecenin sözü

üzülme, herkes biraz yalnızlığa mahkumdur fakat iyi insan olup da yalnız ölen pek azdır.

yazarların sözlükteki amaçları

dünyayı kurtaracam aq. neden olabilir?
(bkz: eğlenirken öğrenmek)

yazarların tehdit cümleleri

senin ta ananı avradını soyunu sopunu bacını avradını sopunu...