bugün
- arkadaşlar biri var20
- anın görüntüsü19
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi10
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır9
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır9
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar22
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik12
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek9
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
entry'ler (27)
sanırım yaşadığım şey bu.
hani organ nakli yaparlar da doku uyuşmazlığından vücut onu parçalayıp atmaya çalışır ya, o sırada nakil organ da vücudu zehirler tabi. işte öyle bir şey. bir insanın ruhu nasıl bedenine ağır gelir anlamış değilim.
nasıl anlatsam içimde biri daha var sanki, sürekli konuşuyor ve mutsuzluktan besleniyor. bir süredir uyuyordu bu ara resmen bağırıyor, beynimi ikiye bölüyor.
fikrimce kimileri fiziksel bir hastalıkla doğuyor, kimileri ruhsal.
ölmek istiyorum ama yaşamak da çok güzel be!
neyse. bunca zaman düşündüm, kendimi nasıl tedavi edebilirim nasıl çözebilirim bunu diye. çünkü ben mutlu olmazsam etrafımı mutlu edemem. haklı değil miyim ama kabin basıncı değiştiğinde oksijen maskesini önce kendinize sonra sevdiğinize takınız. kötü haber, 23 yaşından sonra uzayamazsın güzel rollercoaster, göz rengini de değiştiremezsin. unut. ruhunu da alıp musmutlu bir pembiş buluta da çeviremeyeceğine göre.. neysen osun. kabul etmelisin.
kendimi sorguya çektim. eğer okuyorsan söylüyorum, sana değer. içimdeki her neyse onunla bir denge kurmayı bu sefer de senin için deneyeceğim. umarım bir şeyler farklı olur.
hani organ nakli yaparlar da doku uyuşmazlığından vücut onu parçalayıp atmaya çalışır ya, o sırada nakil organ da vücudu zehirler tabi. işte öyle bir şey. bir insanın ruhu nasıl bedenine ağır gelir anlamış değilim.
nasıl anlatsam içimde biri daha var sanki, sürekli konuşuyor ve mutsuzluktan besleniyor. bir süredir uyuyordu bu ara resmen bağırıyor, beynimi ikiye bölüyor.
fikrimce kimileri fiziksel bir hastalıkla doğuyor, kimileri ruhsal.
ölmek istiyorum ama yaşamak da çok güzel be!
neyse. bunca zaman düşündüm, kendimi nasıl tedavi edebilirim nasıl çözebilirim bunu diye. çünkü ben mutlu olmazsam etrafımı mutlu edemem. haklı değil miyim ama kabin basıncı değiştiğinde oksijen maskesini önce kendinize sonra sevdiğinize takınız. kötü haber, 23 yaşından sonra uzayamazsın güzel rollercoaster, göz rengini de değiştiremezsin. unut. ruhunu da alıp musmutlu bir pembiş buluta da çeviremeyeceğine göre.. neysen osun. kabul etmelisin.
kendimi sorguya çektim. eğer okuyorsan söylüyorum, sana değer. içimdeki her neyse onunla bir denge kurmayı bu sefer de senin için deneyeceğim. umarım bir şeyler farklı olur.
Saatlerdir tek kelime konuşmadım. Her gün daha da içime kapanıyorum. Mutlu olamıyorum. Sürekli bir şeyler beni eziyor gibi daralıyorum. Balkona çıktığımda düşmek nasıl olurdu diye düşünüyorum. Metroda metronun iyice hızlanıp raylardan çıkarak müthiş bir kaza yapacağını düşünüyorum. insanın ağlayası gelir ya benim ağlayasım gitmiyor. Ah bir anlasam neden böyle.
Neyse. Kendime iki tane çiçek aldım onlarla daha iyi hissetmeyi umuyorum.
Neyse. Kendime iki tane çiçek aldım onlarla daha iyi hissetmeyi umuyorum.
Aldığım kararlar ve risklerine değecek mi, başarılı olabilecek miyim merak ediyorum.
Mutlu olabilecek miyim merak ediyorum.
Mutsuzluk tüm benliğimi sarmış durumda. Korku ve yalnızlık birbirlerini besleyen kardeş nehirler gibi vücudumda dolaşıyor.
Yanımda olmak isteyen az insanın hepsi mi talihsiz olur!
Anlamıyorum. Anlamayacağım.
Birine sarılmak ne güzle bir histir öyle, ne kadar hasretim bilemezsin. Ruhlar duygularını paylaşır.
Ben ne zaman paylaşacağım?
Çenem kilitlenir gibi oluyor her gece, ne zaman sıkmayı bırakacağım?
Sahi ben ne zaman huzur bulacağım, merak ediyorum.
Mutlu olabilecek miyim merak ediyorum.
Mutsuzluk tüm benliğimi sarmış durumda. Korku ve yalnızlık birbirlerini besleyen kardeş nehirler gibi vücudumda dolaşıyor.
Yanımda olmak isteyen az insanın hepsi mi talihsiz olur!
Anlamıyorum. Anlamayacağım.
Birine sarılmak ne güzle bir histir öyle, ne kadar hasretim bilemezsin. Ruhlar duygularını paylaşır.
Ben ne zaman paylaşacağım?
Çenem kilitlenir gibi oluyor her gece, ne zaman sıkmayı bırakacağım?
Sahi ben ne zaman huzur bulacağım, merak ediyorum.
Dünyanın en güzel varlığının adı olacak isim.
Akepelilerin kendilerini avutma çabalarıdır.
Suratları sallanırken ekranlarda da gördük kendilerini. O kadar yatırıma, bina kadar rte fotoğraflarına, Bahçeli'nin çağrılarına rağmen kaybetmek tokat gibi çarpmıştır suratlarına Eminim. Ve Kaybetmek diyorum, çünkü sonuç ne olursa olsun yolsuzluğun şerefsizliğin alası yapıldığı için açıklanan sahte oy sayılarını kale alarak konuşmuyorum.
Suratları sallanırken ekranlarda da gördük kendilerini. O kadar yatırıma, bina kadar rte fotoğraflarına, Bahçeli'nin çağrılarına rağmen kaybetmek tokat gibi çarpmıştır suratlarına Eminim. Ve Kaybetmek diyorum, çünkü sonuç ne olursa olsun yolsuzluğun şerefsizliğin alası yapıldığı için açıklanan sahte oy sayılarını kale alarak konuşmuyorum.
Fringe mi desem friends mi bilemedim.
Elveda tabi! Hukuksuzluk haksızlık dolu gerizekalı bir milleti ne yapsınlar? Bir seçimi idare edemeyen, şu an yapılan YSK açıklamasına dayanarak söylüyorum saçmalığın dibine vuran ayakta uyutulan uyumasa da elini kolunu bağlayan sorunlu utanmaz bir hükümeti seçen bir milletin hiçbir birlikte yeri yoktur. Olamaz da. Zaten biz de kendi kendimizi çoktan bitirdik. Geçmiş olsun.
Ohali bahane edip insanları doğuda sandık başlarından uzaklaştırmalarının da şaibeye zemin hazırladığını düşünüyorum. Aptallar anlasın diye düz cümle kurdum.
Geçersiz sayılan oyların sayısı da boru değil. Şaşırmıyorum ama şaka gibi geliyor. Bu kadar basit kalite bir şerefsizlik, saçmasapan zarflar yanlış mühürler vs görmedim, demek isterdim onu da gördüm. Defalarca gördüm. itlik peşindeler hala.
Şimdi Anadolu ajansı sonuçları var önümüzde ama ysk ya daha yüklenmedi belki bu oylar sonra değişebilir. Diyeceğim o da değişmez. it bunlar itin oğlu hatta.
Şimdi Anadolu ajansı sonuçları var önümüzde ama ysk ya daha yüklenmedi belki bu oylar sonra değişebilir. Diyeceğim o da değişmez. it bunlar itin oğlu hatta.
ben bir çiçeğim. görenlerin hemen farkettiği ve vahşice koparıp almaya çalıştığı yıpranmış, narin bir çiçek. aslında o güzel beyaz çiçeklerim altında çok sağlam bir köküm de vardı, kimse görmedi.
her söküldüğünde can damarlarından parçalar yitirmiş bu çiçek topraklarını terk etmemeye yemin etmişti uzun zaman önce. basit ve sıradan bir döngüye razı olmuştu. ama öyle bir şey olduki, öyle bir toprakla karşılaştıki, nasıl olduysa kolayca içine kıvrılıvermişti kökleri. toprak onun kökleri kadar narin ama bir o kadar koruyucu, engin ve rahattı. çiçek toprakla buluşana kadar hiç bu kadar güzel açmamıştı. Kısa sürede suyun içinde dağılan boya gibi birbirilerine geçmiş bütün olmuşlardı. hiç bu kadar derine ilerlediğini hatırlamıyordu çiçek, korkusuzca hızla derinlerine iniyordu. sanki hiç kopmayacakmış gibi.
sonra bir deprem oldu. ne olmuştu sahi öyle?
Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir anda acıyla kopmuştu çiçek. köklerinin çoğu toprakta kaldı. çok yara aldı, hiç çiçeği kalmadı. toprakta kalan ruhunun parçalarıydı, onu besleyen suyunu veren damarları. keşke yaşayabilselerdi ama onlar da diğer kopmuş kökler gibi kuruyup gitmeye, unutulmaya mahkumdu. Ve ne acıdır ki yeni gelen güzelliklere can vereceklerdi hatta. çiçeğin canı çok yandı, parça parça olmuş köklerinin tutunacak kimsesi kalmamıştı. Onun toprakları artık onun değildi. Oysa her gün biraz daha yayılacağını sanarken, tam koptuğu an anladı. Onun minicik canı o kocaman çalkantılı toprakta iyileşmesi çok zor bir yara aldı.
her söküldüğünde can damarlarından parçalar yitirmiş bu çiçek topraklarını terk etmemeye yemin etmişti uzun zaman önce. basit ve sıradan bir döngüye razı olmuştu. ama öyle bir şey olduki, öyle bir toprakla karşılaştıki, nasıl olduysa kolayca içine kıvrılıvermişti kökleri. toprak onun kökleri kadar narin ama bir o kadar koruyucu, engin ve rahattı. çiçek toprakla buluşana kadar hiç bu kadar güzel açmamıştı. Kısa sürede suyun içinde dağılan boya gibi birbirilerine geçmiş bütün olmuşlardı. hiç bu kadar derine ilerlediğini hatırlamıyordu çiçek, korkusuzca hızla derinlerine iniyordu. sanki hiç kopmayacakmış gibi.
sonra bir deprem oldu. ne olmuştu sahi öyle?
Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir anda acıyla kopmuştu çiçek. köklerinin çoğu toprakta kaldı. çok yara aldı, hiç çiçeği kalmadı. toprakta kalan ruhunun parçalarıydı, onu besleyen suyunu veren damarları. keşke yaşayabilselerdi ama onlar da diğer kopmuş kökler gibi kuruyup gitmeye, unutulmaya mahkumdu. Ve ne acıdır ki yeni gelen güzelliklere can vereceklerdi hatta. çiçeğin canı çok yandı, parça parça olmuş köklerinin tutunacak kimsesi kalmamıştı. Onun toprakları artık onun değildi. Oysa her gün biraz daha yayılacağını sanarken, tam koptuğu an anladı. Onun minicik canı o kocaman çalkantılı toprakta iyileşmesi çok zor bir yara aldı.
Açma
Poğaça.. filan dermişim, hayır. Kim olduğunu bilmiyorum ama açma diye kayıtlı.
Poğaça.. filan dermişim, hayır. Kim olduğunu bilmiyorum ama açma diye kayıtlı.
her mücadele sonuç ne olursa olsun bir kazanımdır.
Galatasaraylı olmama rağmen sevdiğimi sevindirmiş olan mutlu eden maç. Tebrikler Beşiktaş!
Müziğin sesini açarken beş ve beşin katlarında açmak. 11 olunca deliriyorum illa 10 olacak.
benim güzelim,
hayatta yaptığım hataları yapmaman için, anneme benzememek için, ona benzememeye çalışırken kendimi kaybetmemek için çok çabalayacağım emin olabilirsin. her şeye rağmen anneannen mükemmel bir kadın. yanlış anlaşılmasın.
her şeyi senin için seçmeyeceğim. sen de seçeceksin, seçimlerinin iyi ya da kötü bedellerini ödeyeceksin. yani sorumluluk almayı, ayaklarının üzerinde durmayı, özgüvenli olmayı öğreneceksin.
mutlu ve yetenekli olduğun alana yönelmene, bulamıyorsan keşfetmene yardım edeceğim. ama denemek istediğin ne varsa bütün imkanlarımı önüne sermeye hazırım. çünkü ufkun geniş olacak.
çok titiz, hırslı ve panik biriyim. sabrını çok zorlayacağım ama seni çok seviyorum. bunu unutma.
ha sen de büyür benim gibi anneni babanı öpmemeye, sarılmamaya başlarsan vallahi kan çıkar.
sakın bıkbıklama, torunun bile olsa sen benim bebeğim olarak kalmaya devam edeceksin.
hayatta yaptığım hataları yapmaman için, anneme benzememek için, ona benzememeye çalışırken kendimi kaybetmemek için çok çabalayacağım emin olabilirsin. her şeye rağmen anneannen mükemmel bir kadın. yanlış anlaşılmasın.
her şeyi senin için seçmeyeceğim. sen de seçeceksin, seçimlerinin iyi ya da kötü bedellerini ödeyeceksin. yani sorumluluk almayı, ayaklarının üzerinde durmayı, özgüvenli olmayı öğreneceksin.
mutlu ve yetenekli olduğun alana yönelmene, bulamıyorsan keşfetmene yardım edeceğim. ama denemek istediğin ne varsa bütün imkanlarımı önüne sermeye hazırım. çünkü ufkun geniş olacak.
çok titiz, hırslı ve panik biriyim. sabrını çok zorlayacağım ama seni çok seviyorum. bunu unutma.
ha sen de büyür benim gibi anneni babanı öpmemeye, sarılmamaya başlarsan vallahi kan çıkar.
sakın bıkbıklama, torunun bile olsa sen benim bebeğim olarak kalmaya devam edeceksin.
arama yapması.
(bkz: uzak mesafe ilişkisi)
(bkz: uzak mesafe ilişkisi)
görsel
Şimdi bu panellerin ne olduğunu tartışıyoruz. Çünkü anneyle belki kendi ismini bile tartışabilirsin. Kapasitemiz çok yüksek. Her an kavgaya evrilebilir de. Hakkımızda hayırlısını diliyorum. Bilen de söylesin yahu.
Şimdi bu panellerin ne olduğunu tartışıyoruz. Çünkü anneyle belki kendi ismini bile tartışabilirsin. Kapasitemiz çok yüksek. Her an kavgaya evrilebilir de. Hakkımızda hayırlısını diliyorum. Bilen de söylesin yahu.
ekşiye kadar yolun var dedirten başlıktır.
insanın yaşadığı evreler zinciridir.
yaşadığınız yere, olduğunuz kişiye kısacası her boka göre değişen ama aslında çok da farklı olmayan süreçler dizisidir. lise dönemi, üniversiteyi bitirip iş hayatına atılma evresi, anneni babanı kaybetme evresi, aşık olma sonra unutma evresi.. var oğlu var işte. ama hepsi sıradan hepsi aynı.
hayat bunlara karşı ne tepki verdiğimize göre şekillenir ve diğer hayatlardan farklılaşır.
önceleri sadece düşüncelerimizden, emellerimizden ve başardıklarımızdan oluşur. ne zaman evladın olur o zaman hayatın ondan ibaret hale gelir ama o başka bi olay.
adapte olmak en önemli kuraldır ve bulunduğun evreye çabucak uyum sağlamaktan geçer. özellikle bir sonraki evreyi reddetmen seni hayatta başarısız yapar. belki de bu hayat değil sistemdir. sistem sizi hep bir sonraki evreye isteseniz de istemeseniz de atar. sonsuza dek üniversite öğrencisi kalamayacağımız gibi. neyse konuyu yine şaşırdım.
sonuç; hayat heralde algımızla sınırlı ve o oranda değerli bişey. sonuca ulaşamıyorum ben ya. hayatın tarif edilebildiği nerede görülmüş.
yaşadığınız yere, olduğunuz kişiye kısacası her boka göre değişen ama aslında çok da farklı olmayan süreçler dizisidir. lise dönemi, üniversiteyi bitirip iş hayatına atılma evresi, anneni babanı kaybetme evresi, aşık olma sonra unutma evresi.. var oğlu var işte. ama hepsi sıradan hepsi aynı.
hayat bunlara karşı ne tepki verdiğimize göre şekillenir ve diğer hayatlardan farklılaşır.
önceleri sadece düşüncelerimizden, emellerimizden ve başardıklarımızdan oluşur. ne zaman evladın olur o zaman hayatın ondan ibaret hale gelir ama o başka bi olay.
adapte olmak en önemli kuraldır ve bulunduğun evreye çabucak uyum sağlamaktan geçer. özellikle bir sonraki evreyi reddetmen seni hayatta başarısız yapar. belki de bu hayat değil sistemdir. sistem sizi hep bir sonraki evreye isteseniz de istemeseniz de atar. sonsuza dek üniversite öğrencisi kalamayacağımız gibi. neyse konuyu yine şaşırdım.
sonuç; hayat heralde algımızla sınırlı ve o oranda değerli bişey. sonuca ulaşamıyorum ben ya. hayatın tarif edilebildiği nerede görülmüş.