bugün

16 eylül 1982 tarihli israil yanlısı lübnan ' lı aşırı sağcı hristiyan falanjistlerin şatilla mülteci kampındaki çocuk yoğunluklu yüzlerce filistinliyi katletmesi olayıdır.

(bkz: sabra katliamı)

991 ölü.

şatilla kasabı eski israil başbakanı ariel şaron o rezil namını buradan almıştır.

(bkz: beyrut kasabı)
israil in işlediği insanlık suçlarından sadece bir tanesi olan katliamdır.

--spoiler--
Bu katliamın birinci sorumlusu bugün israil işgal devletinin icra alanında birinci yetkilisi olan Ariel Şaron'dur. Ariel Şaron'un bir insan kasabı olduğunu bütün dünya biliyordu. Fakat buna rağmen siyonist seçici kitle onun saldırgan kimliğinin Filistin halkının direnişinin ezilmesi için kullanılması ve bu yolla bir psikolojik savaş yürütülmesi amacıyla onu devletlerinin başına geçirdiler. Şaron da kendisini iş başına getiren seçici kitlenin beklentilerini ve ümitlerini boşa çıkarmamak gayesiyle iş başına gelmesinin hemen ardından Filistin halkına karşı uygulanan şiddet ve vahşeti artırmaya çalıştı. Aynen Sabra ve Şatilla katliamında yaptığı gibi kundaktaki bebeklerden ayakta zor yürüyen seksenlik ihtiyarlara kadar bütün herkesi katletme konusunda sınır tanımaz bir saldırgan tavır içine girdi. Bu amaçla "nokta vuruşu operasyonları" adı verilen açıktan devlet suikastları silsilesi başlattı. Bu, devlet kisvesi altında yürütülen eşkıyalığın resmileştirilmesi anlamına geliyordu. Gerçi israil işgal devleti daha önce de benzer suikastları çokça gerçekleştirmişti. Fakat bu kez eşkıyalığı Bakanlar Kurulu'nun onayıyla ve bütün dünyaya ilan ederek, açıktan, dünya kamuoyunun gözleri önünde yürütmeye karar vermişti. Söz konusu operasyonlardan birinde "nokta vuruşu" yoluyla öldürülenlerden biri de üç aylık Ziyauddin et-Tumeyzi idi. Üç aylık bebek Ziyauddin gerçekten tam "nokta vuruşu"yla, yakın mesafeden atılan tabanca mermileriyle alnından vurularak öldürülmüştü. Gerçi bu saldırının sorumluluğu "Yolların Güvenliği Örgütü" adıyla faaliyet gösteren yahudi terör örgütüne yüklendi. Ancak bu örgüt de Ariel Şaron'un fikirleri doğrultusunda oluşturulmuş ve onun yönlendirdiği bir özel tim olarak çalışıyordu. Zaten Şaron bu tür çirkin saldırılarda ve katliamlarda kendi rolünü gizleyebilmek için perde arkasından işi kumanda etmeyi tercih etmektedir. Sabra ve Şatilla katliamında da öyle yapmıştır. Bu katliamda kendisi Lübnan'daki israil işgal kuvvetlerinin baş komutanıydı. Katliamı planlaması için IDF adlı siyonist terör mekanizmasının şefi olan General Rafael Eitan'ı görevlendirmişti. Bu general Şaron'un emrinde ve güdümündeydi. Ama Şaron'la direkt irtibatını gizlemeye çalışıyordu. General Eitan katliamın yürütülmesi ve organize edilmesi işini Lübnan'daki Hıristiyan Falanjistler adlı terör örgütüne ihale etti. O zaman bu terör örgütünün liderliğini Semir Ca'ca yapıyordu ve bu kişi israil işgal kuvvetlerinden alacağı siyasi ve maddi desteğin hatırına katliamı organize etme ve fiilen gerçekleştirme işini kabul etti. O da katliamda görevlendirilecek hıristiyan falanjist militanları organize etme ve başlarında durarak katliam işini bizzat komuta etme görevini falanjist gaddar Eli Hubeyka'ya verdi. Eli Hubeyka adlı gaddar da etrafına topladığı Falanjist militanlarla katliam işini gerçekleştirdi.
--spoiler--