bugün

zırhı şuymuş:

görsel
bronz madalya kazanan mustafa. iyi çalışırsa şampiyon olabilir.
görsel
Padişahlar tebdil gezdiği sırada onları tanıyıp yanaşmak hoş karşılanmazdı. Bir seferinde mazul Çorum Alaybeyi Feyzullah, III. Mustafa'yı tanımış ve "Ya ekmeğimi ver, ya beni katleyle" diye padişahı sıkıştırınca III. Mustafa da bu ricayı geri çevirmeyip katlettirmiştir.

Kaynak; Kasım Bolat-Tarihçi
bronz madalyali şehzade.

osmanlidaki ayni isimli padişaha soyisim vermek yerine 2.köprü 3.köpr7 gibi sayi sifati vermeleri çok komik-ül âlâ.
hakkında şöyle ilginç bir anekdot okuduğum padişah:

--spoiler--
kendisi de ara ara tebdili kıyafet halkın arasına karışarak vaziyeti kontrol etme eğilimi olan padişahlardanmış. bir gün böyle bir gezişi esnasında kırlık bir yerde dolaşırlarken dürbün ile etrafa bakınmış, karşıda ıssız bir ortamda öpüşen bir adamla kadın görmüş. yanındaki musahibi (bkz: musahip) nakşi'ye "bir git bak bakalım durumun aslı faslı ne imiş" diyerek kontrole yollamış. nakşi gitmiş, gelmiş; "sultanım, bunlar uzun süredir birbirini göremeyen iki kardeş imiş, aniden burada karşılaşınca hasret gidermek için sarılıp öpüşmüşler" demiş. sultan vaziyeti anlamış, ama nakşi'ye kızmamış; "yalan söyledin amma iki kişinin kellesini kurtardın" diyerek ince ayar yeteneğinden ve merhametli tavrından ötürü kendisini takdir etmiş.
--spoiler--
boşalan hazineyi doldurmak amaçlı, karısına borç senedi veren ilk osmanlı padişahıdır.
osmanlıda, müneccimlik ve yıldız bilimciliğe en çok ilgi duyan padişahtır. kendisi için, kandilli rasathanesinde yazılmış pekçok kitap bulunurmuş.
deli kırık monarşiklerden biri.
kafayı astroloji bozmuş bir padişahtı kendisi.yıldızların durumuna göre rusyaya saldırıp kazanacagını düşünmüştü.malesef sonuç hezimet oldu.

düzenleme:yazım hatası,muntakim'e teşekkürler.
2 erkek 5 kız çocuğu olan 26. osmanlı padişahı.
bronz madalya alacak olan mustafadır.
osmanlı tarihinin en ulu padişahıdır.
sonun(çöküşün) başlangıcı denilebilecek küçük kaynarca antlaşmasını imzalayan padişah olarak tarihe geçmiştir.
kafayı prusya dan gelen astronomların ve falcıların söyledikleriyle bozmuş, prusya ile ittifak arayarak rusya ile savaşa girmiş ve bu savaşla da hala en büyük güç olarak görülen osmanlı nın askeri olarak ne denli güçsüzleştiğinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. küçük kaynarca antlaşması ile ilk defa bir türk yurdu olan kırım elden çıkmıştır.

iktidarının ilk yıllarında koca ragıp paşa gibi değerli bir sadrazama sahip oluşu sebebiyle maliye konusunda ülke çok güçlü duruma gelmesine rağmen saltanatı oldukça başarısız geçmiştir; kafes sistemi sebebiyle hastalıklı bir yapıya sahiptir, olayların yıldızlara göre şekillendiğini düşünen bir padişah olmasının yanı sıra rus donanması baltık ve gibraltar üzerinden akdeniz e çıkınca vezir-i azam a "moskof boğazlardan geçmeden akdeniz e çıkıp mora da nasıl isyan çıkarır" diyebilecek kadar cahil ve saftır.
Aklını; Yıldız falı, kürk satan esnafın kazancı, sadrazam yaptığı kişilerin parasına takan, kürkçülerin kendisinden daha çok para kazandığı kuşkusuna kapılarak Osmanlı ülkesinde kürk giyme yasağı ilan eden padişah.
Osmanlı sultanlarının yirmialtıncısı ve islam halifelerinin doksanbirincisi.

Saltanatı: 1757-1774
Babası: III. Ahmed Han - Annesi: Mihriman Sultan
Doğumu: 28 Ocak 1717 Vefatı: 21 Ocak 1774

Küçüklüğünden itibaren iyi bir eğitim ve öğretim gördü. Yüksek din ilimleri, edebiyat, tarih, coğrafya, nücum (astroloji) tıp, devlet idaresi ve askeri bilgileri devrin meşhur alimlerinden tahsil etti. III. Osman Han'ın vefatı üzerine 30 Ekim 1757'de hükümdar oldu.

Cülusunu (tahta geçişini) müteakip ilan ettiği adaletname ile reayanın vaziyetini düzeltti. Hazineyi zenginleştirmek için tedbirler aldı. Devletin maliyesine zarar veren, zahmetsiz kârlar peşinde koşan yahudi ve hristiyan taifesinin sıkı kontrol altına alınmasını sağladı. Osmanlı Devleti'ni askeri bakımdan kalkındırmak için topçu sınıfını ıslah, tophaneyi tanzim ve mühendis mektebini tesis yoluna gitti. Ordunun artan top ihtiyacına cevap vermek üzere Hasköy'de modern bir top dökümhanesi kuruldu. Bu iş için bilhassa Fransız ordusunda hizmet görmüş bulunan Baron de Tott'dan istifade edildi. Donanma faaliyetleri ele alınıp gemi inşası hızlandırıldı.

Bu arada Urban eşkıyasının faaliyetleri, hac yolunu tehlikeye düşürmüştü. Bu olaylara sebep olan Benî harp kabilesi şiddetle cezalandırıldı. isyan eden Eflak voyvodası yakalanarak hapsedildi. Çıldır, Kars, Karaman, Aydın, Kıbrıs, Bosna ve Karadağ'da meydana gelen disiplinsizliklere karşı tedbirler alındı.

III. Mustafa Han dış siyasette daima temkinli hareket ederek sulh ve sükunu muhafaza etti. Fransa ve Prusya arasında yedi yıl devam eden savaşlara tarafların tahriklerine rağmen katılmadı. Osmanlı Devleti'ni bu devrede savaştan uzak tutan devlet adamları arasında bilhassa sadrazam Koca Ragıp Paşa önemli yer tutmaktadır. Nitekim Ragıp Paşa'dan sonra devlet idaresinde söz sahibi olan paşalar arada daimi olarak bir ihtilaf bulunan Rusya ile harbe sebebiyet verdiler (1769). Osmanlı kuvvetleri başlangıçta Kırım'da ve Tuna boylarında ağır yenilgiler aldı. ibrail, Bender, Kefe, Yenikale ve Kerç gibi müstahkem yerler Ruslar tarafından işgal olundu. Rus donanması Çeşme limanında yakaladığı Osmanlı donanmasına baskın düzenleyerek yaktı.

Bu mağlubiyetler üzerine idarede değişiklikler yapan Mustafa Han, silahtar Mehmet Paşa'yı sadrazamlığa, Cezayirli Hasan Paşa'yı kaptan-ı deryalığa, Muhsinzade Mehmet Paşa'yı Vidin seraskerliğine, III. Selim Giray'ı Kırım hanlığına getirdi. Bu tayinler ve fermanlarla vaziyeti düzeltmeye muvaffak olan Mustafa Han, Rusların Tuna boyundaki ilerlemesini önledi. 1772'de başlayan sulh görüşmeleri muvaffakiyetsizlikle sonuçlandı. Yeniden başlayan savaşta Rusların Dobruca ve Kuzeydoğu Bulgaristan'daki Osmanlı kasabalarını aldıktan sonra akıl almaz barbarlıklarla tahrip etmeleri ve müslüman halkını küçük bebeklere varıncaya kadar, türlü işkencelerle öldürmeleri Mustafa Han'ın üzüntüden hastalanmasına ve 21 Ocak 1774'te bir Cuma günü ezan okunurken hayata gözlerini yummasına sebep oldu. Cenazesi Laleli Camii yanında bulunan türbesine defnedildi. Türbesinin başucunda yer alan bir çekmece içerisinde Peygamber Efendimiz'in mübarek kadem-i şerifi (mübarek ayak izi) bulunmaktadır.

III. Mustafa Han, dindar, çalışkan, adil, hamiyetli bir padişahtı. Verdiği vazifeleri takip eder, mesullerinden hesap sorardı. Saltanatı boyunca devleti kalkındırmakla uğraştı, fakat ne yazık ki, bu hususlarda kendisine yardımcı olacak devlet adamlarından mahrumdu. O bu sıkıntısını şu kıtasıyla dile getirdi.

Yıkıluptur bu cihan sanma ki bizde düzele,

Devleti çerh-i denî verdi kamu mübtezele

Şimdi ebvab-ı saadette gezen hep hazele

işimiz kaldı hemen merhamet-i lem-Yezel'e

III. Mustafa Han ilme ve alimlere büyük değer verirdi. Alimleri huzurunda toplar, münazaralar yaptırır ve onları cömertçe mükafatlandırırdı. Cihangîr mahlasıyla şiirler yazdı. Padişahlığı zamanında sonradan çıkan Rusya harbinden dolayı memlekette başlayan sıkıntı ve buhrana rağmen, evvelce başladığı hayır ve imar işlerini mümkün olduğu kadar devam ettirdi. Üsküdar'da Ayazma Camii'ni yaptırdı. 1766 zelzelesinde büyük hasar gören Fatih ve Eyüp Sultan camilerini yeniden inşa ettirdi. Yine aynı faciada yıkılan yüzlerce abide ve evi çoğu eskisi gibi olmak üzere birkaç yıl içinde yeniden yaptırdı. Davutpaşa kasrı ile Kapalıçarşı'yı, baruthaneyi, Saraçhane'yi, Tophane ve Kızkulesi'ni tamir ettirdi.