bugün

çeşitli nedenler yüzünden bir şeyin, durumun istendiği şekilde sonuçlanmayacağını düşünmek, olumlu son görememektir.

kişiyi ruhsal bir zindana sokar ve hapseder. sırtta taşınması istenen ağır bir yük gibidir. üstelik indirilmesi de pek mümkün gözükmez. genellikle aşk kavramında sık hissedilirken, dersler, aile içi yaşam, sosyal çevre gibi konularda da hissedilir.

ümitsizlik, yolun çıkmaz olduğunu bildiğin hâlde yola devâm etmektir. sahte rüyÂcıklarla etkisi azaltılmaya çalışılsa da morfinin etkisi çabuk diner. acı, ümitsizliğin müjdeleyecisidir.

karanlık artık daha da kara,
bıçak artık daha da keskindir.
gelinecek son noktadır zira daha da fazla batamazsın! kalbinde bi sancı ellerin bağlı kurbanlık gibi sonu beklersin. ağır çekimdir her halin.
çaresizlikle kenetlenmiştir ümitsizliğin..
ya ümitsizsiniz.
ya ümit siz.
ya çaresizsiniz.
ya çare siz.
(bkz: behçet necatigil)
doğum günlerinizde sadece bankanızın ve kullandığınız telefon operatörünün mesaj atmasıdır ümitsizlik.
(bkz: nietzsche agladiginda)
mantıklı bir ümitsizlik içinde yaşamaktansa sebepsiz bir ümit içinde yaşamak daha iyidir.
varoluş nedenini bulamamak veya bulduğun anda ulaşamadığını keşfetmektir.
"ya ümitsizsiniz, ya ümit sizsiniz" şeklinde optimist bir reçetelendirmeyle tedaviye alınmaya çalışılan rahatsızlık.

afedersiniz ama, yaramı ümit siz'siniz. neyin ümiti lan!?

adam asgari ücrete talim edecek ve sen fabrika çıkışında bu şiirimsiyi bastırıp a4 kağıda dağıtacaksın hop anında her şey düzelecek öyle mi? bizimki alacak şirin yazılı olduğu a4ü eve gidecek faturaların yanına koyup gülümseyecek. sabah çocuğu okul için harçlık isteyecek bizimki şiiri gösterecek, kesmezse okuyacak. çocuk, bu iyimserlik beslemesiyle okul birincisi olacak. yenge hanım "ümit sizsiniz" diyecek tezgahtaki adama pat beleş soğan, domates, patates. sonra herkes ecstasy almış lirizme erişmiş halde barter yapacak; al ekmeği ver kıymayı, al kanepeyi ver televizyonu, al gazeteleri buyur tüpü, al gazeteleri ver bursu-hehe nurcularrr- ulan ne güzel be.

türk literatüründen bu şiir derhal silinsin lan!

bizim ofisin karşısında bir avukatın duvarında bu yarım yamalak dörtlük yazıyordu. benzer bir eleştiri getirdim ve "ama sevgili w.s kuşlar böcekler rüzgar ve güneş deniz ve mehtap sordular seni" şeklinde zırvaladı. çekler dönerse kesinlikle o ibneye götürmeyeceğim, tahsilat falan yapamaz hibe eder parayı. (fecri ebcioğlu'nun yandan yemişi!)
sokak lambası olmayan yolda yürümek... yürümek... yürümek... ama sonra da yolun çıkmaz sokak olduğunu farketmek gibidir.
kendine dogru otostop cekmen gerektigini hissetigin an.
Birkaç cümle sonrası ümitsiz söylemler olmayacak. Çünkü ümitsizlik bir söylem değildir, olsa olsa bir hayat tarzıdır. Ama o cümleler hayat tarzıyla ilgili falan da olmayacak. Zaten burada insanlar şahane hayatları için içiyor ve cümle kurmaya gerek duymuyor. Unutmadık değil mi hayat yedeklenecek bir şey değildir. Hayat için ya cümle kurarsın ya da içersin. ikisi bir arada değil. Öyle.
kendi kendine şarkılar söyleyip mutlu rolü yapmaktır.
her ne kadar özgür olmaktır dense de insana kendini kürekle atılmış bok gibi hissettirir.
Beklentilerin sıfırlandığı an düşülen durum.
her zaman da kötü olmayan durum. Örneğin, belirsizlikten doğan saçma sapan ümitlerdense yenilecegini bilmek insanı rahatlatır, mantıklı hareketlere yönlendirir. ha belki züğürt tesellisi de denebilir. Evet.
bünyede olmaması gereken uzak durulması gereken lanet his. ümit etmezseniz yaşamanın anlamı yok gibi geliyor bana. olmayacağını bile bile saçma sapan şeylere ümit bağlamak değil bahsedilen zaten. elinizden geleni yapın istediğiniz bir şey için, ve her şey için. bunun sonrasında ümit etmesi gerçekten keyifli oluyor.
duyguların intiharı gibi bir şeydir ümitsizlik.

bir kere bile bu duyguya kapılırsanız artık eski siz kalamazsınız.
ümitsizlikten kurtulmanız mümkündür ama sonunda görmezden gelen gamsız bir insan olursunuz.
veya yaptığınız her yanlışa sebep yada izin bulan ve kendini kandıran bir adam olursunuz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar