pentagonda, cia kamplarında, think tank kuruluşlarında eğitim alan nato subaylarının milliyetçilik diye yutturduğu özelleştirmeci, serbest piyasacı liberal ideoloji tamamen silinmek üzre.

ülkücülüğün kurucu babalarının torunları ya sosyalist, ya da sol liberal. hiçbiri babalarının izinden gitmiyor! gitmeyecek de elbet!

ülkücülük, aklen, mantıken ölmüştür. fatihası okunmuş, helvası yenmiştir.

parkları mesken tutmuş tiktokçu serserilerin, polis olma hayaliyle yanıp tutuşurken özel güvenlik şirketlerinin maskarısına dönüşmüş patron yalakalarının temsil ettiği popülist bir akımdan başka bir şey değil bugünün dünyasında.

daha da kötüsü ne akademik gücü kaldı, ne de ilerici kültürel bir niteliği.

beyin takımları islamcı sermaye tarafından topyekün tasfiye edildiği için koç ve sabancıyla babası gibi övünen lümpen liboşlar, sefil amerikan özentileri haricinde kendilerini ciddiye alan tek bir allahın kuluna bile rastlayamazsınız.
ülkücülük diye bir şey yok.

liberalizm var.

kapitalizm var.

ve bankacı, fabrikatör, milyar dolarlara hükmeden yalı çocuğu zengin sınıfın emekçi halkı gütmek, koyunlaştırmak adına kullandığı siyasi aparatlar mevcut.

islamcılık gibi,
ülkücülük gibi,
sosyal demokrasi gibi...
ülkücü veya sosyalist ya da komünist ne diyorsanız (toplumun sağ, sol, kapitalist, burjuva, işçi, idareci, rejim, sistem vs yapısında) ideoloji/toplum yapısında zamanın gerekliliği, ortaya çıkan ihtiyaçlarla değişme ve yozlaşma yaşandıkça bunda düşünce/ideolojide etkilenir.
buna din de dahildir.
insanlarda sadece düşünce-ideoloji değil din, ırk, kültür bile değişir yozlaşır.
bunun yanında ahlak ve etik değerler vatandaşlık/yurttaşlık bilinci ile insan-aile-bireyler arasında ilişkilerde değişim yozlaşma (+/-) kaçınılmaz. zamanın gerekliliği mi eşyanın tabiatı mı ne derseniz deyin kullanılan yaşanan ve yaşatılan her olguda aşınma değişme varlığının gerekliliğidir.

hele ki insan denen canlının domuz gibi doyma hissi olmadan tüketen bir varlık olup virüs gibi bir yaşam sürdüğü düşünülürse...
insanlık tarihinde şimdiye kadar ideoloji/düşünce, din, kültür, sanat, kimlik, ırk, ahlak, etik, sistem, rejim olarak yaşanılan tüm değişimler ve gelişimler asla pozitif olmamıştır.

yukarıda belirtilen bu olgulardan bana şimdiye kadar pozitif bir değişim gelişim gösteren bir tane örnek gösterin.
örn: insanlarda olan inancı ele alalım.
çalma öldürme komşuna iyi davran vb öğüt veren yahudi, tokat atınca öbür yanağını çevir diyen hristiyan, barış anlamına gelen islam dinine bakın. din ne hale geldi, allah tanrı rab diyen insanlardan korkar olduk.

kültür sanat olarak insan-insanlık gelişmiyor. aksine çürümekte.
kültür sanat olarak 400-500 sene önce rönesans seviyesinden daha aşağıdayız. 500 senedir rönesans üzerine bir şey inşa edemedik, kültür ve sanatı geliştiremedik.
ne bileyim... sfumato, cangiante, chiaroscuro vb tekniklerinden daha iyi teknikler mi çıkardık veya bu teknikleri geliştirip leonardo da vinci'den daha iyi bir ressam ve mona lisa'dan daha iyi bir resim mi yaptık? cappella sistina (sistine şapeli) içinde ki frankslerden özellikle sunak duvarında ki son hüküm sfenksinden daha iyi sfenksler mi yapıyoruz da Michelangelo'dan daha iyi heykeltraşlar ressamlar mimarlar mı çıkarıyoruz?
500 yıl sonra Sandro Botticelli, Pietro Perugino, Pinturicchio, Domenico Ghirlandaio ve Cosimo Roselli gibi ressam mimar heykeltraşlardan da değerli insanlar yetiştirip sistine şapel'den daha iyi eserler mi ortaya çıkardık?

bırakın onu bunu, burnunuzun dibinde camilere bakın. 500 sene geçmiş, bir mimar sinan çıkarabildiniz mi?
çıkaramadınız, mimar sinan'nın yaptıklarını geliştirmeyi bırakın; aynı derece güzellik muhteşemlikte eser yapmayı da bırakın, ona benzemesini de bırakın, mimar sinan eserinin %10'una benzer bu yakınlıkta güzellikte bir eser yapabildiniz mi 500 senedir?

çamlıca tepesinde yapılan mimar sinan kopyası camiyi göstermeyin. Sultanahmet Camii'nin kopyası-Copy-best cami, şahsen ben bir tur rehberi olsam ve boğazda teknede turistler gezi esnasında sorsa bu cami ne diye anlatmaya utanırım.
öyle ya... elin gavuru(!) içinden "bu türkler 500 sene geçmiş hala bir mimar çıkaramamış. 21. yy da kalkıp 500 sene önce yapılmış eserin kopyasını yapıyor. bunlar kendini geliştirmemiş" derse diye düşünürüm. üstelik bu eseri dönem ödevi-bitirme tezi olarak sunan öğrenciye hocası kopyacı der.

entry uzamasın, böyle nice örnekler var.
insanlık ilerlemiyor, aksine; insanlık barındırmış olduğu ve kendini diğer canlılardan ayıran sahip olduğu ideoloji/düşünce, din, kültür, sanat, kimlik, ırk, ahlak, etik, sistem, rejim vb olguları gelişmiyor git gide çürüyor yozlaşıyor.
Ülkücülük bana göre dünya liberalleşmesinin türkiye silahli kolu olarak başladı ki sonunda meyvesinide aldı.12eylülde gözden çıkarilan ülkücüler asıldı o bir sağ bir sol ayağı rakamlarada bakarsak tamamen yalan olduğunu görürüz sırf darbe sola yapıldı demesinler diye olan bir durumdu.zaten geçmişede bakarsak 68dalgasıyla türkiyede ortaya çıkmış bir silahli oluşum amacı ne sol eylimli gençleri ortadan kaldırmak kurucusu zaten abdde bulunmuş baya ayrıntıya girmiycem ama bugün ülkücülerin dış güçler öyle böyle yaptı derken kendi tarihlerine bakmıyorlarmı diye sormak lazım.genel olarak bakarsak abdnin orta doğudaki en büyük silahi din ve milliyetciliktir hep burdan ayni halkları birbirine kırdırmıştır.bugün hamasa bakıyoruz abd ve israilin ortaklaşa yarattıği bir canavar.pkkya bakıyoruz abdnin ideolojik olarak rakibi olması gereken bir örgütken destek vermesi talibanin abd tarafindan yaratılip hem düşmanım hem dostum ayağı olması türkiyedeki durumuda açıklar vaziyette.
Yok olmamış, tam aksine akp'nin sikinde sallandırıp koçbaşı gibi kullandığı sol-liberal çevrelerle birlikte yıktığı kemalist paradigmanın yerini almaya başlamıştır. 2016dan bu yana dolaylı Tayyip erdoğan sonrasında ise doğrudan iktidar olacaklardır.
Ülkücülük Dincilik ve Milliyetçiliğin karışımıyla ortaya çıkmış bir akımdır.
ülkücülük mü kaldı? lise yıllarımızda ve 20'li yaşlarımın başında koyu ülkücüydüm daha doğrusu ülkücü demesek bile türk milliyetçisi idim. milliyetçi yanım hala taş gibi duruyor 40 yaşında bugün çağırsınlar koşa koşa askere giderim ama ülkücülük diye bir şey kalmadı. işte bugün mhp'nin hali ortada ülkücülük ümmetçiliğe evrildi. ülkücülük ümmetçiliğin arka bahçesi oldu.
faşizm ve aşırı milliyetçilik avrupada yükseliyor.
islamcılık olarak varlığını sürdürmektedir. türkiyenin geldiği duruma bakarsak amacına ulaşmış, ülkeyi üçüncü sınıf bir ortadoğu ülkesi haline getirmiştir.
Kaldı mı ki ülkücülük sanki yok oluşu demişsiniz amk.
Türkiye'de Hüseyin Feyzullah'la başlamıştır. Hüseyin Feyzullah bile düzgün bir milliyetçi değildi ki onun peşinden gidenler milliyetçi ülkücü olsun. Hele bohçalının peşinden gidenler. Tengri uzak eylesin.
Guzum siz liberalizmi ne zannediyorsunuz la? Önüne gelen 2 gram ekonomi bilgisiyle liberalizmi taşlıyor.
Liberalizm hiçbir kolektif ideoloji ile yanyana gelemez. Çünkü Bireycilik, birey olmak esastır. Herkes kendinden sorumludur. Liberal adamı hiçbir grubun peşinden sürükleyemezsin. Ülkücülük ve liberalizm heee? Random atıcam da klavyeye yazık amk.
Cehalet akıyor maşallah. Ne yazsam boş.