bugün

8 ay çalışıp 3 ay yaz 1 ay da kış olmak üzere 4 ay yatan, çalıştığı zaman diliminde de hafta içinin yarısını ve cumartesi pazarları es geçen, kısacası hayatı kebap olan muallimle pazar ve dini bayramlar hariç resmi tatiller dahil olmak üzere her gün sabahtan akşama kadar soluksuz yürüyen, gönderiyi sahibine iletmek için canını ortaya koyan, sivilde yüzüne tükürmeyeceği insanların sırf müşteri oldukları için kaprislerine, hakaretlerine maruz kalan emektar kahraman kuryelerin yaşadığı ülke.
Biri beyinle digeri eliyle calisir, olacak o kadar.
Üstüne üstlük bu ülkede yavrucaklar öğretmen çocuğu değil diye 200 puan fazladan almak zorundalar burs alabilmek için.
aynı ülkede milletvekili 15 bin almaktadır... ve hayatı boyunca almaktadır...
esra erol un 3 ay tatil yapıp ayda 500bin tl alması batmaz ama öğretmen in batar.
birisi genelde part time ve geçici yapılan, tek derdi altındaki motorla 30 dakika içinde bir şeyleri bir yere yetiştirmek ve tahsilat yapmak olan bir iştir. diğeri bir sisteme tabi olunan bir iştir ve o sisteme adam yetiştirmeye ehliyet kazanmak için en az 16 senelik bir eğitim silsilesinden geçmeyi gerektirir. yani anlatmak istediğim sistemin kendi menfaati olmasa öğretmene o kadar da para verilmezdi bu ülkede.
Öğretmen gibi akşama kadar elinde çay bardağı dolaşıp isterse ders anlatan istemezse takılan meslek grubuyla herhangi bir özel sektör çAlışanının kıyası adaletsiz olacaktır.
Bir gecede 450bin lira alan ebru gündeş kadar degildir.
lan bırakın sidik yarıştırmayı da oturun iki ibadet edin. anlamıyom milletin maaşı ne kadar batıyo size. kendi hayatınıza baksanıza.
nihat hatipoğlu program başı 10000 tl alınca ne mübarek adam öğretmen alınca yan gelip yatıyor olur bırakın bu işleri
iki cocuga bi saat tahammul edemeyen insanlarin ogretmen maasina goz dikdikleri ulke. ayrica bu ulkenin istanbul diye bi sehri vardir ki ogretmenlerin gecinemedikleri icin tercih etmemelerinden dolayi ogretmenlere zorunlu hizmet yerlerinden biri olmustur.
biri üniversite okumuş o kadar sınava girmiştir. diğeri yaz kış gezip tozmuş ondan sonrada kuryelik diye bi iş bulmuş bulduğuna dua etsindir. o da çalışıp devlete kapak atsaydı. sabah akşam çay içer gezerdi ama zekası yetmemiş 800 tl bile çok ona . (bkz: ağustos böceği karınca)
edit: kuryeciler kızgın. çalışıpöğretmen olabilsydiniz banane okumazsan öyle sürünürsün işte.
her ikisininde hak etmediği maaşı aldığı ülkedir. genç nesilleri yetiştirecek ve ülkenin geleceğini belirleyecek meslek grubu 2000 tl alıp, geçinmesi için özel ders vermek zorunda kalıyorsa, afedersiniz ama o ülkenin geleceğinden bi sik olmaz. hele ki, et fiyatlarının, benzin fiyatlarının vb. ihtiyaçların insanı domalttığı bir ülkede 800 tl asgari maaş hiç yeterli değildir.
fakir ülkedir. o bu bir şey değilde öğretmenlik ne lan amma kutsallaştırdınız adamların idealleri yok puanım geldi gideyim devlete kapak atarım zihniyetinde giriyorlar. ee biride kuryelik yapıyordur çok bir bilgi beceri işi değil.

ikisininde yaptığı adam akıllı bir iş değildir.
sanıyorum türkiye. 2000 tl çok para değil, başta bunu söyleyeyim. yani bunu çalışan kim alıyorsa hakederek alıyordur. ama kuryeye 800 lira veren zihniyeti de sikeyim. metrolarda, otobüslerde ellerine aylık akbil verilmiş, semt semt gezen tonla kurye gördüm. çok yorucu bir iş, allah emeklerini yiyenlere bir ayar çeker inş.

ayrıca, öğretmenlerin beynini kullandığı söyleyenler olmuş. güldürmeyin beni. türkiyede ortaöğretim öğretmeni olmak, alınmaca gücenmece olmasın ama en kek işlerden birisi. al eline bir meb kitabı anlat dur. kafana esince de kaldır yoklamadan biri o anlatsın. ulan ben anadolu lisesi mezunuyum, hocaların beynini kullanmaları gereken zamanları gene biz yaratıyorduk, onda da fail hıamına. bir okul öncesi öğretmenlere sonsuz saygım var. zor iş ufak çocukla uğraşmak, kendi haline de salamazsın. ergen bir 16 yaş çocuğu değil çünkü.

neyse olay bu.