bugün

Sene 2001 o zamanlar kanımız kaynıyor müdür yardımcısından tokat yedik arkadaşımla. Tenefüste tekrar yanına çağırıp özür diledi. Oda da müdür olduğu için bize mecburiyetten sert davranması gerektiğini söyledi. bir daha olmasın deyip çıktık.
kurtlar vadisi dikmen.
bigün hiç bir sebep yokken amk kahpe karısı sira dayagina dizdi kesin biri buna yuklendi buda bize yuklendiydi lan 3. 4. sınıfız ne koymustu be hala yolda gorsem yolumu degistiririm hiç sevmem kadını pis cingen boylesini öğretmen degil tuvaletci olarak bile almamak lazim okula tahdada yanlis yaptiginda rencide ederdi yavşak hatta konusani sirti dönük tek ayak ustunde tahtada dikeltirdi amk ne çekmişiz be eğitim sisteminin ta amk.
orta okuldayken 3 arkadaş okuldan sonra kütüphaneye gitmiştik. kütüphanede işimiz bittikten sonra arkadaş sınıfada çıkalım dedi o zaman okulda sabahçı öğleci sistemi var. biz sabahçıyız öğleden sonra sınıfımızı kullanan yok. neyse sınıfa çıktık doğan diye arkadaşım rededildiği kızın sırasına işedi. dedik olum bak sınıfa en son biz girdik şurayı temizleyelim yoksa hepimiz disipline gideriz dedik. neyse alper diye arkadaş vardı ayı gitmiş tuvalleten bi kova su getirmiş kovayı tuttuğu gibi sıranın üstüne döktü. kaş yapareken göz çıkardık. kapının altından sızan suyu gören hademe bizi tuttuğu gibi müdürün yanına götürdü. müdürden tertemiz bir dayak yemiştik. ardından sınıfı baştan aşağı temizledik. eğer sözlükteysen ve bu hikayeyi okuyorsan senin (bkz: geçmişini sikeyim doğan)
3 ya da 4. sınıftayım. o zamanlar kitapların yanı sıra dergi satın alınıyor. dergiden de işliyoruz dersi. o gün derste canımız sıkılmış olacak dergiyi açıp kafamıza koyduk yanımdaki arkadaşımla. birbirimize bakıp gülüyoruz ve en ön sıradayız. bu gülmelerimiz bi 20 dk falan sürmüştür nasıl bi salaklıksa. hoca da iyi sabretmiş. sonra dayanamadı ikimize de çat çut tokatı geçirdi. benim anlamadığım niye o kadar bekledin desene indirin onu kafanızdan diye. indirirdik zaaar.
binlerce adet olan hatıralardır. aklıma hemen gelen lise yıllarında müdür yardımcımız ve aynı zamanda mekanik dersi hocamız olan aynı mahallede ikamet ettiğimiz şahsın okulun bahçesinde diğer yüzlerce öğrencinin yaptığı gibi "yürüdüğüm" için dövmesi mevzusudur. adam bahane bile aramıyordu son sene "gibson naber lan" deyip yapıştırıyordu sırtıma güüppp diye. hiç öyle gül falanda bitmedi bir yerimde hee *
dershane de dayak yenir mi?.. hemde kadın hocadan okkalı bir şamar yemiştim. paramızla rezil oluyoruz amk!
Öğretmen dediğine göre ilkokul. Lisede hoca oluyor.
Neyse 3.sınıfım hoca bir şeyler istemişti kırtasiyeden alınacaktı o şeyler.(pastel boyaydı sanırım) bizimde önceki günden elektrik faturasını ödiyemedik diye elektrik kesilmişdi amk. O durumda söylemedim evdekilere içimden siktir et alma ne olacak dedim. Ertesi gün orospu çocuğu (öğretmen) canı sıkkın olsaki beni önce tokatladı daha sonra çöp kutusuna oturttu.
Öyle öğretmenin annesine sokayım.
4. sınıftayken 2 haftada bir çarşamba günü en son ders kulüp dersleri vardı. bizde kulüp derslerinden hep kaçardık. başta tuvalette saklanıyorduk. sonraki haftalarda gelen rahatlama ile bahçede dolaşmaya başladık. baktıkki sırf 3-5 kişi biz kaçmıyormuşuz epey oğlan kaçıyor o derslerden. en son iyice azıttık bahçede top oynadık zil çalınca kenardan çantaları alıp eve koştuk. ertesi sabah biraz gecikmişim. sınıfa girmemle şok oldum. dün beraber top oynadığımız çocuklar tahtada bekliyor. hoca benide oraya aldı çantamı bile çıkarmadan. amına kodumun kızları dün bizi görüp ispiyonlamış. orospunun adı umuttu. adını siktiğim umut diye kızmı olur. neyse geçtim sıraya korka korka bekliyom en sonda. hoca bir oraya bi buraya gidip geliyo bizi azarlıyo derken hiç beklemediğim anda kulağıma doğru bi koydu ölüyom sandım. ayağa nasıl kalktım hatırlamıyorum. yanımdakileride dövdü sanırım hatırlamıyorum gerisini.
Lise birinci siniftayim. Saclarim uzundu okula gittim, meger o gün milli eğitim bakani gelecekmis sözde bunu sonradan ogrendim. Neyse sirayla iceri giriyoruz, saçı sakali uzun olanı ayiriyorlar. Dolaysiyla beni de ayırdılar siniv ogretmenimiz pala bıyıklı matematik öğretmeni beni uzaktan dikizleyip kulaktan tuttu cik lan okuldan disari deyip tokati enseye yedik. Okulun disina ciktim sinif ogretmeninin ordan ayrılmasını bekliyorum; çünkü ilk dersim tarihten sınava giriyorduk. Sınıf ogretmeni ayrılırken içeri girdim. Okuldan iceri girecem nobetci ogretmen neden gec kaldin lan dedi sacim uzundu dedim ha git surdan cop topla, millet topluyor sen uyanik misin lan dedi. Gittim yaprak kagit topluyorum. Neyse sinava girdim zaten kalmis 15 dakika bitime hoca tutturdu gec kağıdı al gel. Hocam tenefuste aliyim olmaz git al gel gerizekalı. Gittim müdür yardimcisi gec kagidi der demez haftanin ilk günü gec mi kaliyon dedi patlatti tokadi. Gec kagidini aldim, sinava girdim ve hocaya verdim. Hoca Sinav Kagidini verdi bana, uzuntuden hic soru cozmedim. Zaten kalmis 5 dakika bos bos oturdum. Tenefuste okuldan kactim ve tiras oldum. Sonra eve gittim iki kez ust uste güsül abdesti aldim. Hocalarin suçunu cenabet olmadan cenabet olmaya baglamisim ah lise hakkimda haram olsun anasini satiyim.
öğretmenden dayak yememe hatırası da vardır. Sekizinci sınıftayken bizim bir türkçe hocası vardı, kadının osmanlı tokatçısı diye bir lakabı vardı. nasıl tokatladığını bildiğimiz için de öğrenciler ürkerdi bu kadından. neyse bir gün sınıfa girip "verdiğim ödevi defterinizde açın, kontrol edeceğim" dedi. o an ben buz kesildim, çünkü o ödevi her nasılsa yapmayı unutmuştum. Sınıfın en çalışkanlarından biri olarak böyle bir kadından tokat yemek ciddi prestij kaybı olacaktı benim için. Sıra arkadaşım da unutmuş ve benim de yapmadığımı görünce bana bakıp "b.ku yedik oğlum" demişti. defteri kontrolü de sınıfın öteki tarafından başlayınca ben panik halinde izin bile almadan önümdeki kızın defterini -sohbetim iyiydi o kızla- aldım ve son sürat ödevini deftere geçirmeye başladım; beni yavaşlatmasın diye kırmızı kalem de kullanmadım. yanımdaki arkadaş "boşuna uğraşma, hayatta o iki sayfayı yetiştiremezsin sen hoca bize gelene kadar; tokadı yedik oğlum, kabullen" dedi ama ben gene de vazgeçmedim. önümdeki kız da bana başkı yapıyor ve ikide bir "ver şu defterimi hoca gelmeden" diye söylenip duruyordu. panikle o kadar hızlı yazmıştım ki yanımdaki arkadaş bir süre sonra hayretle "sen yırtacaksın galiba tokattan" demeye başladı. sıra bize doğru geliyordu ve tam iki sıra kala cidden bitirdim yazıyı ve defteri artık benden ısrarla isteyen önümdeki kıza verdim. kontrol sırası bize geldiğinde yanımdaki arkadaşa hoca sert bir şekilde "çık tahtaya" dedi. benim yazdıklarıma da şöyle bir baktı, "niye kırmızı kalem kullanmadın hiç" diye sordu. "hocam kırmızı kalemimi kaybetmiştim, ondan yazamadım" dedim. "sana da tokat lazım bu gidişle, kırmızı kalemle tekrardan geç o başlıkları" dedi ve devam etti. sonra tahtaya çıkardıklarına başladı vurmaya söylenerek "niye yapmıyorsun ödevini ha, tembeller sizi, sorumsuz haylazlar" diyerek. sınıf şap-şap, pat-pat sesleriyle inledi o anlarda. neyse yanımdaki arkadaş bir süre sonra tokattan kırmızılaşmış yanaklarla oturdu ve morali bozuk şekilde "cidden tokattan yırttın ya inanamıyorum sana, iki eliyle de art arda vuruyor o.pu" dedi.

neyse okulun son günlerine doğru o hoca derslere gelmemeye başladı. duyduk ki hastanelik bir durumu olup sağlık raporu almış. sonradan kulağımıza gelen bilgilere göre bir arkadaş kendisini dışarıda yüzü alnı mosmor bir halde görmüş. bu durumun nedeni de söylenene göre kocasıymış, kocasından fena dayak yemiş. işte bu bilgi hızla sınıfa yayılmıştı ve bunu duyan sınıfın en feminist kızı bile "ohh içimin yağları eridi; iyi olmuş, kocasının ellerine sağlık " falan demişti. *

yıllar sonra üniversiteyken yanımdaki o sıra arkadaşını görmüştüm yolda. vakti de olunca bir yerde oturduk, sohbet ettik hatta eskilerden. arkadaş o osmanlı tokatçısı hocayı ve o tokat olayını hiç unutamamış, bana "hala inanamıyorum o yazıyı nasıl yetiştirmeyi becerdin" diye söylüyordu. ardından "psikopattı lan o karı, ne biçim tokatlıyordu ya adamı, kocasından da amma dayak yemişti okul sonunda hatırlıyor musun, ahımız çıkmıştı oğlum bu karıya, ah cep telefonları, internet o yıllarda olsaydı kayıt edip nete koyardım o tokat merasimlerini, rezil ederdim onu" deyip duruyordu. *
Lise 2 deyiz sene 2005-2006 eğitim öğretim yılı.. okulu yazmayacağım.. yaşadığım yeri bilenler tahminlerini gizli tutsunlar.. sınıfımızın alt katındaki koridorda bulunan laboratuarların olduğu katta yangın alarmının camı kırık, her tenefüs mutlaka birileri basar.. alışılmıştır artık.. bir gün arkadaşımla tenefüsteyiz.. oradan yürüyüp köşedeki merdivenden çıkıp sınıflara dağılıcaz.. şeytan dürttü önüme arkma baktım koridorda arkadaşımla benden başka bi beni dürten şeytan var bi de camı kırık yangın alarm düğmesi.. dedim bi de ben basayım şuna.. ne olabilir ki yani.. bi de yani çok ergen değildim yapmam yani normalde böyle şeyler.. olaysız, kavgasız dövüşsüz bitirdim mesela liseyi bu olayı saymazsak.. neyse gittim düğmenin yanına cesaretimi topladım derin bi nefes aldım bastım.. ama nasıl basmak.. basmakla basmamak arasında kararsız.. alarm ötmedi bile.. zırrrrrr diye çalar ya bilirsiniz o alarmı.. hah o ses z de kaldı zır bile demedi.. gülüştük iki adım attık.. laboratuarın kapısı bi açıldı.. tanımadığım bi adam fizikçiymiş karısı girerdi bizim derse ama kocasını tanımam etmem o da beni tanımaz.. iki kişiyiz zaten koridorda.. sen çık içeriden yakamdan tut çek beni laboratuara. Niye bastın bilmem ne sağlı sollu tokatlıyo.. babamdan öyle tokat yemedim bu yaşımdayım.. bi içime oturdu bi içime oturdu.. bi plan yaptım intikam için.. bu şerefsiz arabayla gelir okulun önüne parkederdi arabasını.. biz de öğlenciyiz zaten çıkışta hava karanlık oluyor.. tuttum kalemimi sağ bacağımın yanında arabasını boydan boya çizdim.. sen misin beni tokatlayan oç seni..
varsa öyle anılarınız anlatın da dinleyelim ben çok dayak yedim ama anlatmaya niyetim yok

yeni nesil bilmez eskiden öğretmenler ufak bir saygısızlığa bile tahamül edemez di hafiften de olsa döverdi çoğu bazıları abartırdı tabi en bilineni elini üçgen şeklinde yaptırıp cetvelle vurmaları idi.
Oldum olası sevmedim matematiği. Lise 1. Sınıftayım hoca kaldırdı tahtaya. Hoca küçük eşittir yaz dedi. Adam agresif biri yaşlı da, direk geriliyosun zaten. Minnak bir eşittir yaptım. O tebeşirli elleriyle iki şamar yemiştim. Haksızlık elbette ama yine de saygıda kusur etmezdik. Bu nesil hiç burnundan kıl aldırmıyor. Bir orta yol bulunmalı bence.
resim hocamız vardı. elinde sopayla derse girerdi. resim yapamayanı döverdi. korkudan resim yapmaya çalışırdık. kendi halinde sessiz bir arkadaşımın üzerine çok gitmişti, çocuk; "yapamıyorum ne yapayım" şeklinde cevap vermişti sesini yükselterek, bu sözde öğretmen pezevengi, onu çok fena dövmüştü. çocuk ağlayarak sınıftan çıkmıştı..
kabus gibi yıllardı. o orospu çocuğu sözde resim öğretmenini okul bittikten sonra sokakta görmüştüm. yaşlanmıştı pezevenk, saçları ağarmıştı. o güne kadar istediğim şey gerçek olmuştu. yanından geçerken beni tanımadı, o.çocuğuna dalsam mı diye düşündüm ama hiç bir şey yapmadan geçtim. keşke o dövdüğü çocuk hatırına bir yumruk atsaydım pezevenge. bu yüzden çok pişmanım.
oooo çok var ki, nerden başlasam. neyse aklıma ilk gelenden:

bir gün sınıfta wtcnn'ye benzettiğim artist bi çocuk vardı(şimdi benzetiyorum tabi o zamanlar ferit portakalda vitamin). neyse klasik artist zengin çocuğu, artistliğini yaptı velet. bende dövdüm bunu ama dövdüm dediğim de bi dövdüğüm kadar da ben dövüldüm. e zengin çocuğu tabi süt, müt içmiş eli sağlam. neyse süt içiyo dedim de bu baya süt çocuğuymuş haberim yok, velisini çağırmış velet bide annesiyle gelmiş beni hocaya ispikliyolar ana çocuk, utanma da yok hiç. neyse gelmiş kadın hocayı kafalıyor. yok çocuğumda çocuğum, çocuğumda çocuğum hay dedim senin çocuğğunu s..... neyse benim kraliçe'yi çağırsam haddini bildirirdi kadının da tabi erkeklik bizde ya çağırmadım anayı, açıkçası erkeklikten mi korkaklıktan mı onu haala çözemedim be beyler, okul hayatım boyunca çevremdeki çocuklardan en çok kavga eden bendim bi kere bile annemi çağırmışlığım yoktur. birazda utanırdım tabi çağırmaktan ulan kavga edince anne mi çağırılırmış lan! ilk defa bu çocukta gördüm bunu, hadi dayak yesen neyse de huur çocuğu bildiğin dövmüştü beni. öğretmende bu kadın sınıfta dikiliyor (resmen vur şuna bitanede bende gidim dermişcesine) hocada o gazla patlattı bi tokat ulan beyler çok yaramaz bi çocuktum okul hayatım boyunca hocalardan bi ton dayak yemişimdir ama hiçbiri bu tokat kadar can yakmamıştır. ilk öğretmen dayağı diyince aklıma ilk bunun gelmesinin sebebi de budur aslında dışardan bakınca ufacık bi tokat ama içimde bu duyguyu bi tek ben bilirim olayda objektif baktığım zaman bile asıl suçlu bu huur çocuğu ama sırf annesini yanında getirdi diye ben suçlu gibi tokadı yedim hocadan bide bakmayın ben kinliyim şu an pice ama hocayı o zamanlar acayip severdim.

ulan beeee o günden belliymiş kaderimiz bileydik "suçsuz yere daha çok tokat yicekmişiz çooook"...