mezun olduktan sonra aradan yıllar geçse de değişmeyen gerçektir. gece içilen çayı, bütün gece uyumadan muhabbet edilen ortamı, bulaşık yığılı mutfağı, çekirdek kabuklarıyla dolu halıyı, gecenin bi yarısı dönülen tek dal sigarayı felan özlüyor insan.
öğrenci evindeki pisliği hepimiz biliyoz ama özlenen o pislik değil tabiki sadece ordaki ortam ve hatıralardır.
tatile, aile yanına gittiğinde dahi yaşanan durumdur.

bir kere artık orası senin kendi evin, kendi düzenini kurdun ve kendi istediğin şekilde yaşıyorsun. elbette anne yemeği, baba ocağı da özleniyor ama bu farklı bir işgüdü. insan bağlanıyor o evin pisliğine, muhabbetine.

şimdi herkes öğrenciliğine lanet okuyor artık bitsin diye ama bitirenler öyle demiyor 'uzatabildiğiniz kadar uzatın, öğrenci kalın'. illaki bitecek okul. özlenecek mi özlenmeyecek mi göreceğiz.
Öğrenci evinden ziyade öğrenci hayatı ve rahatlığını özlemek ağır basıyor.
annenizin durmadan giysilerinizi toplamasından kaynaklı durum olabilir. yaşıyorum, oradan biliyorum.

ben alışmıştım arkadaş eve gelince çorabımı sağa sola atmaya. burada yapınca azar yiyoruz. gelmişim 95 yaşına anlamıyorum ki ne bu böyle.
Çok uzatmayacağım, o pisliği ve dağınıklığı sevmek. Hakkaten öğrenci evi nasıl bir format ki pisliğini özletiyor sana vay arkadaş.