bugün

bizim ülkede bu hak taninsa ülkenin yarısı kullanır aq.
yasal olması lazım. sonuçta bazıları acı içinde ölüyor ve bazıları bunu başaramayıp sakat kalıyor. devlet bu hizmeti verirse kişiler o haliyle gidip bir yerden kendini atmaz veya kafasına sıkmaz falan filan. gelir derdini anlatır. tabi biz devlet direk gitsin öldürsün demiyoruz o kişileri oraya çekip onlara tedavi uygulayabilir. sonuçta bu insanlar sikinin keyfine bunları düşünmüyor, arkasında ciddi rahatsızlıklar var. tabi devlet inandırıclığı arttırmak adına öldüre de bilir fakat genelde tedavi eder diye düşünüyorum.

o yüzden bunun bir hak olması lazım, sanki intihar edecek kişi gidip aaa devlet bak yasaklamış hadi ölmeyeyim diyecek. amaç ölecek kişinin temiz şartlarda bunu yapması ve belli yardım alınarak belki hayata döndürülmesi.

insanlar kendini bazen tren raylarına bile atıyor ve feci şekilde can veriyor. kimseye de derdini anlatamıyor, yardım da almıyor. belki parası yok. belki kimsesi yok.

devlet bunu bir hizmet olarak görmeli ve yasal hale getirmeli. inanın bu öldürmekten çok insanları kurtarmaya yarar.
kişinin kendi hayatına son verme hakkı.
Insan ölmekten değil nasıl oleceginden korkar.

Derin acılar çekerek ölmek hicbirimizin tercih edeceği bir ölüm şekli olmasa gerek.

Ama maalesef bazı hastalıkların olum şekli böyle.

Onun için her insan acısız, ağrısız sizisiz tabiri caizse itibarlı bir ölümü hak eder.

Şekli ne olursa olsun.
kimi ulkelerde insanlara belirli ko$ullarda hak olarak verilmi$ olum ce$ididir.

otanazi yapilmasi, oyle doktorun "bunu iyile$tirmekle ugra$amam lan, oldurun gitsin" diyerek karar verebilecegi bi$ey degildir. oncelikle, bir hastanin "iyile$tirilemeyecek" durumda olmasina tek bir doktorun raporuyla karar verilmez. bunun icin onlarca test yapilir, cok yonlu tedaviler denenir, ve en sonunda bir cok doktordan olu$mu$ bi komitenin karariyla bu sonuca varilir. tabi bu komite sadece hastaninin iyile$tirilemeyecek olmasina karar verir, "otanazi yapalim" veya "hayir yapmayalim" $eklinde bi sonuca varma yetkileri yoktur.

otanazi, insanin kendi olumune kendi karar vermesi oldugu icin, dinen sakincali oldugu dogrudur. ancak $oyle de bir olay vardir ki, din kavrami insandan insana degi$ir. hicbir insanin belirli bir dine bagli olmak gibi bi zorunlulugu yoktur. musluman olmak, hristiyan olmak veya yahudi olmak nasil bir tercih meselesiyse, ateist olmak da bi tercih meselisidir. zaten insan haklari evrensel bildirgesini okursaniz, burada insanlarin istedigi dini secmekte veya hicbir dini secmemekte ozgur olduklari yazar. * yani otanazi olayi bir insan icin dinen engel ta$isa bile, ateist bi insan icin hicbir dini yukumluluk ta$imayabilir.

yani ozet olarak, tibbi sonuclarin akabinde ki$i otanazi icin "olmasi gereken $artlari" ta$iyorsa, ve dinen herhangibir sakinca hissetmiyosa, bu olayin gercekle$mesi icin pek bi sakinca gorulmemekte. tabi burda benim degerlendirmeye cali$tigim durumlardan ba$ka, otanazi olayinin daha olumlu veya olumsuz bir cok tarafi vardir, ve bunlar her zaman tarti$maya aciktir. bu olay bazi $artlarda mantikli olarak gelse bile, bazi konumlardan bakildiginda sakincali olarak gorulebilir.

ayrica, sava$ gibi olaganustu durumlarda, otanazi, "ki$i butun ko$ullari saglasa bile" yasaklanabilir, boylece doktorlar "agir yarali hastalari" kanunen tedavi etmekle yukumlu hale getirilir. olaganustu $artlarda o kadar cok $ey yasaklanmaktadir ki, otanazinin de yasaklanmasi herhangibir sorun te$kil etmeyecektir.

sonuc olarak, "otanazi serbest birakilmali" veya "kesinlikle yasaklanmali" demek zordur. bunun icin cok buyuk ara$tirilmalar yapilip oyle karar verilmesi gerekir. ancak sadece dini sebeplerden dolayi otanaziyi yasaklamak her$eyden once insan haklarina aykiridir, cunku biraz once de belirttigim gibi "insanlar dinlerini secmekte ozgurdurler" ve bu madde birle$mi$ milletler insan haklari bildirgesinde cok acik bir $ekilde yazmaktadir...
koken olarak latinceden gelmektedir; tam olarak euthanasiadiye yazılır. ''eu'' güzel anlamındadır; ''thanasia'' ise ölüm. yani acısız, güzel ölüm manasına gelir birleştirince...
bir haktır. ne yani insanlar gidip kendini bir yerden mi atsın? kafasına mı sıksın? nasıl tıp ilerlediği için acısız ameliyat mümkün ve haksa ötanazi de haktır. insan ölürken acı çekmek zorunda değildir.
sonuçta böylesine rahat iken ölmek zorlamaya gerek yok. çürümüş bedenle de insan yaşamak zorunda değildir, hiçbir suçu olmadığı halde bok gibi bir yerde doğup her gün bunla yaşamak zorunda da değildir.
ben ötanaziyi destekliyorum, insanın yaşamaya ümidi kalmadıysa zaten gidip kendini öldürecek, bunu daha vahşi şekilde yaptırmaya ve daha çok acı çektirmeye gerek yoktur.
mesela bugün ötanazi yok kimse intihar etmiyor mu? ediyor tabi. amaç bunu daha sağlıklı şartlarda ve daha az acıyla atlatması. tabi bunun belli şartları var, gidip çok sıkıldım beni öldürün diyeni dikkate alacak halleri yok.
Ötanazi yunanca 'iyi' ve 'ölüm' kelimelerden gelir.
Kısaca ölüm hakkı da denilebilir.
Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda, hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin verilmesidir. Türkiye'de yasal değildir. Değişik devletlerde değişik uygulamar mevcuttur.

Aktif ötanazi ve pasif ötanazi şekileri biliniyor.
Aktif ötanazi doğrudan (direkt) ölücü made kronik ve kurtarıcı tedavi imkansız olan hastaya verilir.
Pasif ötanazi dolaylı (indirekt) hastayı hayata tutan makineler kaptılır.
doğma hakkını vermeyen zihinlerin ölme hakkını da elden alması ötenazi hakkını yasadışı kabul etmeleriyle gerçekleşir!
ne yani gönül rızasıyla ölmek için ille boğaz köprüsünden mi atlamalı insan!
ahlaki olarak sakıncalar doğurabilmektedir.
aklıma gelen örnekleri,

1) kurtarılabilecek hasta için doktor, kolaya kaçar, hemen ötenazi önerir.
2) hitler'in toplama kampında yaşlılara ve sakatlara yaptığını * , devlet bu kılıf altında resmi politikaya dönüştürebilir, yaşlılara ötenaziyi kabul etmesine dair vicdani zorlamalarda bulunabilir; özellikle yoksullara ve mahkümlara karşı.
3) gene 1. madde ile ilgili olarak, savaşta ağır yaralılarla kimse uğraşmaz...

katolik mezhebi desteklemesine karşı, islam reddeder.
''Ben, hayatı, özgürlüğü seven çoğu insan gibi, yaşamanın bir hak olduğuna, ama bir mecburiyet olmadığına inanıyorum." (bkz: içimdeki deniz) (bkz: ramon sampedro)
sazan.avi. mi yapıyorsunuz ciddi misiniz amk belli değil. sazan.avi olsun n'olur. bu kadar mal olmayın.

(bkz: ötanazi)
Kesinlikle her ülkede yasallaşması gereken hak.

4. Evre kanser olan bir insanı günden güne yavaşça acı çekerek vücudunun çürümesini beklemek zorunda bırakmanın, işkenceden farkı yoktur benim gözümde.
Mutluluk neydi?
Mutlu olmanın anlamını anlat deseler anlatabilirim belki ama mutlu olduğumu iddia etme konusunda o kadar ısrarcı olmam sanırım.
Bir sürü sebebim olmasına rağmen sabah olduğunda umutlu uyanmama engel olan etkenlerin etkisinde uyanmama hakkımı kullanmak istiyorum.
Uyanmama hakkımın olmadığını söylüyorlar.
Güneş belki bir süre daha devam edebilir.
Ama bende güneşi çizecek renk nede anlatacak kara kalem kaldı.
Hala görebiliyorken yeni günün aydınlığını;ötenazi seçeneğini seçmek yaşıyor sayılırken daha görkemli.
ötenazi isteyen bir türk'ün eşinin anlattıkları:

http://www.cnnturk.com/vi...yen.turk/11682/index.html

yaşamak, seçilmeden gerçekleşen bir durum olarak yasalar ve toplum tarafından hak kabul edilirken ölüm gibi bir seçimin daha büyük bir hak olduğu gözden kaçmaktadır. ölmek bir haktır.