bugün

en kotu ebeveynlerdir.
bunu yaparak hem kendilerine hem de cocuga zarar vermektedirler.
boyle tonla tanidigim var. cocugu konusurken her dakika araya giriyor, hic bir seyden hosnut olamiyor, ziril ziril agliyor felan. sonra agladigi icin yine ne istiyorsa o veriliyor cocuga. bi bakima uyusturucu gibi birsey. dunyanin en bilincsiz davranislarindan biridir cocuga her istedigini vermek. ergenliginde daha da buyuk sorunlar cikaracak, behzat c de oynamaya kalkarak derslerini ihmal edecektir cunku, ya da daha kotusu.
çocuklarına kendi elleriyle zarar veren ebeveynlerdir.
şımarık çocukların mimarıdırlar efenim.
ilerde elinde gitar kutusuyla çöp konteynırı araması muhtemel çocuğa sahip ebevenylerdir.
büyüyünce çocuğundan azar işitecek hatta yeri geldiğinde dayak yiyecek ebeveyndir. bir çocuğa ne verirse onu alırsın.
çocuktaki hırs ve elde etme becerisini körelten, şımarıklaşmış çocuklarının diğer herkes tarafından nefret edilmesine sebep olan ebeveynlerdir.
buraya yazanlardan kaçının çocuğu olduğunu merak ediyorum gerçekten.

tanım. her istediğini yapan ebeveyn yoktur. zira bazı talepler kesinlikle karşılanamamaktadır.

çocuk yetiştirirken en kötüsü sürekli engellemek, dokunma, yapma, yeme, bakma, kurcalama...emir kipi cümlelerdir. ben "özgüven ezici" diyorum bunlara tabi birde merak ve araştırma duygusunu da köreltiyor.

şımarık çocukmuş, şımarık çocuk istekleri yerine getirilerek olmaz ve halkımız özgüvenli, taleplerini ve isteklerini dile getirebilen çocuk ile, üzerinden anne-baba baskısı kalkınca düz duvara tırmanan çocuk arasındaki farkı farkedemiyor ne yazık ki.
bu tip çocuklar ilkokul ve orta okul çağlarında iyice zıvanadan çıkmaya başlarlar. tam dayaklık dediğimiz, böyle kardeşim olsa hergün 3 posta dayak atarım deyimlerini kullandığımız uyuz çocuk modellerinin ebeveynleridir.
çocuklarının hayattan yiyeceği ilk tokatın çok acımasız olabileceğinin ve kendilerinin dahi o durumdan çocuğu kurtaramayacaklarının farkında olmayan ebeveynlerdir. bu ebeveynlerin çocukları ya çok içine kapanık ya da çok dışa dönük ve terbiyesiz olurlar. ama asla tamamen sağlıklı olmazlar.
çocuğunu oyun hamuru zanneden anne ve babalardır.
çocuğun ağlamaması ya da olumsuz etkilenmemesi için bunu yapan ama aslında gelecekte o büyüttükleri çocuğun nasıl bir şımarığa dönüşeceğini göz ardı eden ebeveynlerdir.

ben ne pedagogum ne de 3 tane çocuk büyüttüm. hatta evlenip yuva kurmama en az bir beş-altı sene var diyebilirim. Ama şunu biliyorum ki hayatın temelleri çocuklukta atılıyorsa, bilinçaltı çocuklukta yaşadıklarımızla örülüyse; bu ebeveynlerin çocukları ilerde, büyüdüklerinde istediklerini elde etmek için her yolu deneyecek insanlar olacaklardır. o kadar ileriye gitmeyip ergenlik döneminde bile ne derece çirkef bir çocuk olacağını tahmin edebiliyorum.

hemen olayı örneklendireyim. çok yakınımın bir kız çocuğu var, 3 yaş civarında. küçüklüğünden beri kız ne isterse yaptılar. el bebek gül bebek büyütmekten bahsetmiyorum, zaten bolluk içinde yaşıyorlar. söylemek istediğim şey kız her türlü yaramazlığı yapıyor ama kızmıyolar bir türlü. evi dağıtıyo altını üstüne getiriyor bağırırıp çağırıp bir ton gereksiz gürültü yapıyor ama gık çıkarmıyolar. on dakika boyunca "annecim öyle yapmayalım, gel başka bir şeyle oynayalım annecim" gibi laflarla kızı ikna etmeye çalışıyorlar. bu halleri görünce benim de sinirim tepeme çıkıyor.

eğer bir şeyin yapılmaması gerekiyorsa yapılmaz, bu kadar net. odada çay içiliyorken şemsiyeyle gezilmez. üç yaşındaki çocuğu ikna etmeye ne uğraşıyorsun? al elinden ağlasın ağlasın sussun. ha zaten artık kız öyle bir hale geldi ki. olur da eğer elinden alırsan oynadığı şeyi evi yıkıyor birbirine katıyor geri alana kadar susmuyor. yemin ediyorum titriyorum sinirden kız öyle çığlık atarken anne babası hala annecim öyle yapma falan diyince.

biz küçükken bir yanlıs yaptığımızda babamın bir bakışı yeterdi. iyi ki de öyleydi de şimdi böyle bir insanım. korkuyorum ileride o kız nasıl biri olacak. bence şöyle: genç kız çağına geldiğinde burnu havada, kendini beğenmiş bir tip. evlilik çağında kocasına her dediğini yaptıran dominant bir kadın. yaşlılığında huysuz teyze. at fava bekle.

içimi döktüm yemin ediyorum. ayrıca benzeri bir ebeveyn yaklaşımı için (bkz: kızını minik prensesim diye seven baba)
o çocuk 17- 18 yaşlarına gelsin de görürüm ben sizi.
başınızı taşlara duvarlara vurursunuz.
iki kitap okumadan çocuk yapan ebeveynlerdir. e hadi tamam kitap okumadınız anlarım, ülkemde gayet normal peki neden üç tane anne, baba ve çocuk ilişkisi gözlemlemediniz. ne biçim insanlarsınız?
sorumluluklar yüklenip yaşadıkları toplumla gerçek anlamda yüzleştiklerinde; horlanacak, dışlanacak ve ruhsal problemler yaşayacak evlatlar yetiştirmekte olduklarının farkında bile değildirler.
(bkz: şımarık çocuk)
Dogru olmayan bır yetıstırme seklını uygulayan ebeveynlerdır. Bunun en buyuk sıkıntısını cocuklar yasamlarında goreceklerdır. Ama bu demek degıldır kı her ıstedıgını yapılmamalı. Cocugu yetıstırmek komplıke bır seydır sadece bunu yapıp yapmamakta yeterlı degıl.
En sevdiği şeyin tekne çalışırken gürültüsü ile çıkardığı dalgalar olan, bunuda ağlayarak dile getiren ana babanın organizma oğludur.

ibne, millet o geminin parasını yıllarca çalışıp alamaz.

10 yaşındaki çocuğa gemi alan organizmanında, terliksi oğlu olur.

Ulan trilyonum olsa alırsam namerdim. Çocuk yeri geldiğinde zoru görücek.
Bişilerin kıymeti zor ulaşıldığında güzel. Elinin altında al , alllll , allllll bu nedir ulan.
Doyumsuzluk hastalığının mikroplarıdır. Sevgi ile gereksiz görev bilinci kavramlarını çoktan iç içe geçirerek, cehaletin bir diğer sembolünü gözler önüne sermektedirler. Bir diğer ihtimalle aslında kendi egosunu şişirmeye çalışan ebeveynlerdir. Mükemmel bir anne/baba olduklarını, sağa sola, çocukları için aldıklarını ve yaptıklarını anlatırken, birinci ağızdan duyabilmeniz gayette mümkündür. En tehlikeli olan grup bunlardır. Herşeyin ama herşeyin en iyisini bunlar bilir hatta kainatın tüm sırları bunlarda saklıdır. Çocuklarını da kendileri yaratmışlardır. Hayatı boyunca patates yerine koyulmayan çocukla eşdeğer bir çocuk yetiştirdikleri için yıllarca çektikleri kürekten kalan iki üç kas kütlesiyle avunacaklardır.
çok pişman olacak olan ebeveynlerdir.
evlilikte, her isteğinin yerine gelmesini isteyen narsist kişilikler yetiştiren ebeveynlerdir.
Ilerde tepenize biner benden demesi yapmayın şöyle şeyler.
genelde ekonomik durumu iyi olan anne babadır. bunların çocuklarının adı berke, doruk, kuzey/güney vb olur. çocukları da kendine şuursuzca güvenen, empati kuramayan paylaşımsız tipler olur.
en başta çocuğuna zarar veren ebeveynlerdir. bahsedildiği gibi şımarık çocuğun alt yapısıdır bu davranıs. bir de büyüyünce hayatta her zaman her şeyi elde edemeyen çocuk bunalıma dahi sürüklenebilir. neticede her şey parayla ya da herhangi bir karşılıkla elde edilmiyor malumunuz.
Çok büyük bir hata yaptığının farkında olmayan ebeveynlerdir. çocuklarının isteklerini gerçekleştirerek iyilik yaptıklarını düşünürler ama yaptıkları şey çocuğu hayatının sonuna kadar çok kötü bir şekilde etkiler.