bugün

Yazarlara korner ile fırlatılan bir adet sorudur, kendi çocukluklarıyla karşılaşsa neler söyleyeceğini merak eden bir yazarın sorusu.
asla asla deme. never say never yani.
Kim sorduysa gerçekten iyi sormuş.
Önüne çok engeller çıkacak sakın korkma. Sen güçlü olmayı başaramayacağım sanacaksın ama başaracaksın. inandığın doğruların yanlış oluşuna tanıklık edeceksin, yılma. Daha bir sürü saçmalık işte. Seni çok seviyorum hadi şimdi oyun oyna ihmal etme sokaktaki arkadaşlarını.
istediğin her şeyin peşinden git. Hayat çok kısa. Göz açıp kapatıncaya kadar bitiyor. Hep mutlu ol. Üzülme hiçbir zaman. Hayallerin olsun. Amaçların hedeflerin olsun. Güzel insanları al hayatına. Aşık ol ama doğru kişiye. Sen şimdi kariyerini ön planda tutarsın. ::)) Kendine hep iyi bak. Güçlü ol. Kimse senden değerli değil. Olamaz da.
ne olursa olsun önce kendine değer ver ve kimse için kendini değiştirme.
lan sakın dondurma yeme

boğazlarım maafoldu.

bir de o ithalatçı var ya ?

he o tam bir piç

gitti o s2k şeylerin üzerine bizim markayı bastı

dolandırıp kayboldu anasını öptüğüm.

neyse enseyi karatma yakalarsam

o bursalın şeftali gibi götüne........

ahanda böyle.
Ne şeytanı gör ne salavat getir diye bir laf vardır ya. Benimki de o hesap. O yaştaki halimle bugunkü beni tokatlayabilirdim. Karşılaşmamayı tercih ederim. Benim çocukluğumu bilseniz siz de öyle düşünürdünüz olm gülmeyin.
Kendini savun. Ne olursa olsun kendini savun.
seneler sonrasına dair beslemiş olduğu umut ve hayaller onu ayakta tuttuğu için hiçbir şey demezdim. dersem eğer bir çok şeye karşı güçsüz olacağından eminim çünkü.