bugün

çanak çömlek patladı yazan oldumu bilmiyorum.
Top sahibinin veya sisko çocuğun kuralları geçer.
saçma mıdır yoksa çocuk sâfiyetinden yayılan ışığın zekâya tahvili midir bilemem ya, “üç korner bi penaltı” kuralıdır; ulan, uefa bile bugün topu oyunda tutmak için elli takla atmakta, yeni kurallara ihtiyaç duymaktadır.
saklambaç oyununda duvara dönük gözleri yumup, önüm arkam sağım solum sobe demez isen, arkanda saklanan kişinin seni ebeleyebilmesi. halbuki ebe olmadan, önümde arkamda sağımda solumda duran sobelenir bak demek vardı. ama çocuk inatçılığı mı saflığı mı desek işte sonradan tartışma çıkmasın diye bu kural konulurdu. güzeldi çocuk olmak ya. saklambaç ayrı zevkliydi.
Biz takım seçerken “enene menene koyayım o nenene” diye tekerleme söylerdik mahallemizde. 3 korner bir penaltı olurdu. Top taşın üstünden geçtiyse zaten kuralımız belliydi, dövüşürdük gol oldu olmadı diye. Mahalle maçlarında yan sokaktan adam aldıysak, aziz yıldırım gibi şikeden yargılanırdık. Ey gidi akçakoca ve karanfil sokak.
bastı kaçtı.
gol atan kaleye geçer.

önüm, arkam, sağım, solum sobe.

dipçik, çerçöp, kalebenimelcik, ikibirüçbir.
Biz abimle küçükken çok korkunç bir oyun oynuyorduk ama aşırı eğlenceliydi. Sırayla biri kurban oluyordu ve diğeri sözde onun kolunu bacağını kesiyordu. Ve kesilen uzvu kullanmadan karşı tarafla dövüşmen gerekiyordu. En son ne kol ne bacak kalınca yerde debelenip ölüyordun * başından sonuna saçmalık.
(bkz: bir iki üç sahana)
3 korner 1 penaltı.
Tacı yanlış kullanma sonucunda bir bağırış duyulur.'Öğretiriz'. neymiş efendim böyle diyince taç kullanma hakkı karşı tarafa geçiyormuş.
kapı kapanıyor elini çeken oynamıyor.
düşününce saçma geldi lan
top sahibinin koyduğu kurallardır *
kurallar,şartlar benden hadda a şıkkkıda benden b şıkkı da benden diye devam ederken birden biri yeşilimi tuttum mavimi öptüm der ve hararetli bir tartışmadan sonra olay kavgaya dönüşür oyun yalan olur. kavganın sonunda zayıf olan her zamanki gibi kaybeder ve ağlayarak eve gider.
(bkz: Allah tan birinciliği aldım beyler dağılın)
bunlardan bana göre en ilginci 9 aylık oyunudur.

heryerde farklı oynanabilir ancak en çok oynanan tarzı şöyledir.önce kaleye geçecek kişi seçilir tabi burada ebe değilim falan demek tutmaz.önce top sektireceksin en az sektiren kaleye geçecek.ondan sonra oyunun kuralında zaten topa 2 defa değmemek vardır yani oyuncular kendi aralarında paslaşabilir ya da kaleye şut çekebilir ama 2 defa değmemek gerekir.ha topu havaya kaldırdıktan sonra düşmeden istersen 2334 kere topa dokun farketmez ama o top yere değdiğinde başka dokunma hakkın kalmaz.

oyun bu şekilde devam ederken tabi goller gelmeye başlar gollerin şekline göre puanları vardır bunlardan normal şut çekerek gol olursa 1 aylık kafa golü olursa 2 aylık ve ya apış arası olursa 5 aylık falan.bütün bu saçma kurallardan sonra kaledeki kişi 9 aylığa ulaştığında artık doğum vakti gelmiştir.herkes sırayla penaltı çeker ve kaleci hiçbirini tutamazsa oyundan çıkmak zorunda kalır.

aslında ne kadar saçma kurallar bütünü de olsa çocuklara biraz hayatı öğreten kurallardır.
sobe oynarken : sağım solum önüm arkam sobe demek.
(bkz: kırmızı tuttum kurallar benden)
(bkz: müsaadeliyim)

yakalamaca oynuyorsun ya da değmece... tam yakalamak, değmek üzereyken müsaadeliyim... o ne lan? neymiş müsaadeli olunca yakalasan da değsen de sayılmıyormuş. düpedüz mızıkçılık aq. bak hala sinirleniyorum. eksileyim demeyin. müsaadeliyim.
"çanak çömlek patladı"

baba adam yanlış görmüş olabilir de niye tüm süreci baştan alıyorsunuz? o adam yırtmış olsun, ebeyi yakmak neden? kendini göstermeyen sivri zekalar böylece paçayı kurtarırlar. haksızlık efenim.
elma dersem çık armut dersem çıkma.

aha da kural! bir de, kurallar çerçevesinde bu laf birkaç defa haykırıldıktan sonra, ikinci aşama olarak;

tamam lan tamam kurtsun, çık hadiii! kuralı devreye girer.
"abanmak yok"

duyduğum en saçma kuraldır, çünkü topa abanmayan yoktur. o topa allah'ın emri abanılacaktır.
(bkz: adamın gol diyo)
yazısız kurallardır. her yerde genel olarak aynıdır, çok farklılık göstermez.
'ben de bunu saymıyom' cümlesi bu kurala iyi bir örnektir.