bugün

görsel
Kirlenmeden önceki kutsal dönemdir.

En duru, en temiz, en dürüst, en doğal, en sevimli süreçtir.
Ne güzel bir şeydir. Ne geçim sıkıntısını bilir ne depresyon ne stres. Babası eline bir horoz şekeri tutuşturunca dünyanın en mutlu insanı olur. Bir denize ve pikniğe gidince en güzel an onun olur. Güzeldir çocuk olmak.
görsel
Özlenendir.
bir dilim sarelleli ekmeği dünyalara değişmemektir..
büyüdüm. en büyük salaklığım budur. ne güzel top oynardık mahallede, ateş yakar üstünden atlardık, gazoz kapağını kazanmak için yapmadığımız kalmıyordu, bisikletin patlayan lastiğini yaptırmaya para bulmaya çalışıyorduk, öğretmenden yediğimiz tokadın değil de utanmışlığın kızarıklığı geçmiyordu 2 gün, namaza gidiyorduk dedemizle, ezan sesini duyunca eve koşardık hemen, uçak bile gizemli gelirdi şimdi biniyor olmamıza rağmen, sevmesek bile takıma almak zorundaydık arkadaşımızı, meşelerin parlakları makbuldü zamanında, yalan söylemek zordu şıp diye ele veriyoruz kendimizi diye, ağlamak kolaydı çekinmezdik kimseden atardık içimizden, işin özü yitirdiğimiz insanlık vardı içimizde, saygı vardı, sevgi vardı, masumluk vardı. ama salak kafam, uyduk arkadaşlara onlar büyüdü ben eksik kalır mıydım? bende büyüyeceğim. büyüdüm, yıllar geçtikçe büyüdüm, büyüdükçe değerlerimi kaybettim. tekrar dünyaya gelsen derler ya, çocuk olurum derim, ama bu sefer büyümeden.
Çok, çok, çok özlediğimdir. Korktuğumda ya da üzüldüğümde yatağın dibinden yorgan altına girip annemle babamın arasından kafamı çıkarıp hiçbir şey için endişelenmeden uyumayı özledim. Hiçbir şeyin tadı aynı değil.
çocuk olmak yaşını büyülterek söylemek ,dişlerinin birere ikişer düşmesi,başka bir çocukla saniyesinde arkadaş olabilmek, sonraki saniyeyi hesaplamadan içinden geldiğince davranmak demek.Çocuk olmak hayat bilgisi ve güzel yazı derslerini öğrenmek her çeşit allı pullu simli kalemi ve kokulu silgileri bulundurmak, tenefüs aralarında köşe kapmaca ve seksek oynamak demek.Çocuk olmak annenin tabakla arkandan dolaşması sebze veya et yemiyorsun diye sana kızması,oyun oynarken sırtına ter bezi koyması demek. Çocuk olmak sınırsız resim yapma ve şarkı söyleme özgürlüğü, törenlerde şiir okuma heycanı, her sabaha türküm doğruyum çalışkanım sözleriyle günaydın demek. Büyümenin hayaliyle geçti o yıllar oysa çocuk olmak özgürlük demekmiş
Çocuk, yaşı küçük olanı tanımlar ama, çocukluk neşe, coşku ve masumiyetle görünen zihinsel bir durumdur. 15 yaşına kadar çocuk olunur da, çocukluk her yaşta mümkündür...
yolda hızlı hızlı yürüyen babaya yetişebilmek için her 10 saniyede bir depar atıp, yine de geride kalmaktır...
büyüdükçe ve artan sorumlulukların farkına varınca özlenendir.

sabah erken kalkıp televizyonda çizgi film izlemeyi,
bakkaldan ekmek almayı,
annemin ekmeğime sürdüğü salçalı ekmeği yemeyi,
sevmesem de okula gitmeyi,
son iki dersin beden eğitimi olmasını,
arkadaşlarımla okulun beton bahçesinde maç yapmayı,
eve eşofmanlarımla gitmeyi,
müstakil evimin önünde ezan okunana kadar taso oynamayı,
top oynamayı,
babamın işten geldiğini görüp koşarak sarılmayı,
pazardan nohut alıp yemeyi,
pazar akşamları yıkanmayı,
sporcu kağıdı oynamayı,
hügo'yu, pokemon'u, izlemeyi,
yeni alınan oyuncağımla uyumayı,
halının kenarlarında oyuncak arabalarımla oynamayı,
tadelle, cino yemeyi,
pazardaki ayakkabıcıda ayakkabı denemeyi,
eve dönerken rengarenk civciv alıp beslemeyi,
terli terli eve girip ağzımı musluğa dayamayı,
kızlarla istop, ortada sıçan, dansa davet oynamayı,
bisikletle en yüksek kaldırımdan inmeyi,
beslenme çantamın içindeki kendinden geçmiş yumurtayı çöpe atmayı,
bisiklette iki elini bırakmanın insana verdiği özgüveni,
ardından yere kapaklanmayı,
dizimdeki ufak sıyrıklarla yerden kalkmayı,
annemin televizyon bozulur, çok ısındı bu diyerek saatlerce oynadığım atariyi elimden almasını,
annem ve babamla çarşıda yemek yemeyi,
kandillerde sokak sokak dolaşıp, gofret toplamayı,
uçurtma uçurmayı,
kertenkele beslemeyi,
şimşek çaktığında annemin babamın arasında uyumayı,

özledim.
herşeyden habersiz mutlu mesut, eğlenceli bi hayat sürmektir.*
cırtcırtlı spor ayakkabıların cırtcırtlarını ters yapıştırmaktır.

düdüt: ters değil çapraz yapıştırmak oluyormuş o canlar. düzeltelim de.
Canın nasıl isterse, kimseyi umursamadan, rahatça hareket edebilmektir.
Biraz önce galatasaray formalı bir çocuğun beşiktaş diye bağıra bağıra koşup gitmesine şahit oldum. Komik ve bir o kadar da güzeldi.