bugün

çocuk olmak

büyüdükçe ve artan sorumlulukların farkına varınca özlenendir.

sabah erken kalkıp televizyonda çizgi film izlemeyi,
bakkaldan ekmek almayı,
annemin ekmeğime sürdüğü salçalı ekmeği yemeyi,
sevmesem de okula gitmeyi,
son iki dersin beden eğitimi olmasını,
arkadaşlarımla okulun beton bahçesinde maç yapmayı,
eve eşofmanlarımla gitmeyi,
müstakil evimin önünde ezan okunana kadar taso oynamayı,
top oynamayı,
babamın işten geldiğini görüp koşarak sarılmayı,
pazardan nohut alıp yemeyi,
pazar akşamları yıkanmayı,
sporcu kağıdı oynamayı,
hügo'yu, pokemon'u, izlemeyi,
yeni alınan oyuncağımla uyumayı,
halının kenarlarında oyuncak arabalarımla oynamayı,
tadelle, cino yemeyi,
pazardaki ayakkabıcıda ayakkabı denemeyi,
eve dönerken rengarenk civciv alıp beslemeyi,
terli terli eve girip ağzımı musluğa dayamayı,
kızlarla istop, ortada sıçan, dansa davet oynamayı,
bisikletle en yüksek kaldırımdan inmeyi,
beslenme çantamın içindeki kendinden geçmiş yumurtayı çöpe atmayı,
bisiklette iki elini bırakmanın insana verdiği özgüveni,
ardından yere kapaklanmayı,
dizimdeki ufak sıyrıklarla yerden kalkmayı,
annemin televizyon bozulur, çok ısındı bu diyerek saatlerce oynadığım atariyi elimden almasını,
annem ve babamla çarşıda yemek yemeyi,
kandillerde sokak sokak dolaşıp, gofret toplamayı,
uçurtma uçurmayı,
kertenkele beslemeyi,
şimşek çaktığında annemin babamın arasında uyumayı,

özledim.