bugün

devrimciliği feysbukta che fanı olmaktan daha öteye geçemeyen, geçemeyecek olan insan modeli.
(bkz: genetiği değiştirilmiş solcu)
her ideolojide beliren nabza göre şerbet veren insanımsı şahsiyetlerdir. bu şahsiyetler kurt işareti yaparak ülkücüde olur efendime söylim sol yumruk kaldırıp devrimcide olur hatta bi bakmışın erbakan'ın yanında alkış tutuyor. sürekli değişir. fakat değişmeyen tek şey bu şahsiyetlerin başına konulan '' çakma '' sıfatıdır.
orjinal dolce gabanna, pierre cardin, sarar, beymen ve bu tip giyim tercih edendir.
devrimci dediğin ziyafet sofrasında açlıkdan gebermelidir.
gram teori bilmeyen ''deniz gezmiş için üzülüyorum o halde bende devrimciyim'' diye yola cıkmış insandır. bir zaman onlar öyle bir kaplamıştı ki etrafı nereye dönseniz bir liselinin üstünde yeşil parka elinde darağıcında 3 fidan kitabı görüyordunuz.*. tamam hadi diyelim liseli dediğimiz tipler yaşlarının verdiği toylukla devrimciliği etiket olarak görmeye başladılar. ama unuttuğumuz daha büyük bir durum var ki o da şudur. 90 kuşağından sonra gelen nesilleri popüler kültür etkisi altına almıştır. ve ( herşeyi kapitalizme bağlamak gerekmese de ) önümüze sunulan bu popüler kültür yavas yavas önemli değerlerimizin hepsinin içini boşaltarak yeniden önümüze sunmuştur. örneğin:
bir ülkenin gelenek görenek ve kültürel tarihi için en önemli seylerdir .müzik tarih ve edebiyat... peki şimdi bir bakalım ne alemde müziğimiz edebiyatımız tarihimiz?
tarihsel sürecini göz önüne aldığımızda türk sanat müziği ve türk halk müziği bizim müziğimiz sayılabilir. ama malesef ki şu an dinlediğimiz türkülerde arabesk bir hava veya yozlaşmış cinsel ögeler barındıran bir durum söz konusu. ( ankaralı namık)
edebiyatımız deseniz biz o konuda söz sahibi bile değiliz. sırf ermeni katlettik dediğiniz için elinize oyalanmanız için bir nobel tutuşturulabilir mesela. yada sırf suçunu hafifletmek için '' ama ben iyi bir yazarım avrupa da nobel aldım '' demesini sağlayacak imkanlar sağlanabilir. yada gündemi karıştırdıktan sonra el altından bir yasa geçilirip o sırada gündemi oyalayan orhan pamuk ta amerikaya kaçabilir misal.. olmadı ? oldu.. olmayacak mı ? mütemadiyen devam edecek tüm bunlar..
Ve en kötüsü size yeni bir devrimci portresi çizilebilir.aydın ve devrimci kelimeleri sırf birbiriyle çağrişim yaratmasın diye çok daha farklı bir şekilde sunulabilir devrimcilik.ve siz bile tüksinmeye başladıysanız bu furyadan başarılı da olmuşlardır pek ala değil mi?
popüler kültürün bu kadar değerlerimizi çürüttüğü bu dönemde kime kızmalı führer_....@...com diye msn alan çakma devrimciye mi yoksa biz devrimcilerin pek ala buna izin vermesine mi ?
yılmaz güney'i konu alan bir belgeselde, tuncel kurtiz'in * şu sözlerini hatırlıyorum:

--spoiler--

iki delikanlı, iki genç, komunisttik. (...) ha komunisttik, komunizmin ne olduğunu ne kadar biliyorduk... ama şunu biliyorduk, bir haksızlık vardı. (...)

--spoiler--

diyeceğim o ki, teoriye hakim oluş, bilgi birikimi bir sonraki adım da olabilir yeri geldiğinde. öncelikle, bir şeylerin düşünülüp tartılıp, öyle ya da böyle bir çizgi belirlenmiş olmasına saygı duymak gerekir. farkındalığa... umutsuz vaka değildir en azından.