bugün
- erkeğe ne hediye alınır25
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- kanınıza rengini verir misiniz15
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- uzağı göremeyen insan18
- anın görüntüsü19
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik13
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek23
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
her sabah kafa siken hede höde.
balkondan sepet sarkıtarak domates istediğinizde mahsus çürükleri dolduran arabacı.
Annemin ' sanki seyahate çıkmışlar gibi hızlı hızlı gidiyorlar.Öteberi satma peşinde değil bunlar.Bir türlü yakalayıp portakal alamadım ' dediği esnaf takımıdır.
az önce kapımızın önünden geçen bu hedönün dediklerini yazıyorum:
patates var, soğan var, patates var, domates var, soğan var, patates var, domates var, patlıcan var, patates var...
hayır duyan da sana ki adam milyonlarca farklı çeşit sebze satıyor. güldürdü bak şimdi.
patates var, soğan var, patates var, domates var, soğan var, patates var, domates var, patlıcan var, patates var...
hayır duyan da sana ki adam milyonlarca farklı çeşit sebze satıyor. güldürdü bak şimdi.
hergün, kapımızın önünden yanlari açık römörküyle birlikte geçen, çocukluğumdan beri belki de birçok kez birşeyler almaya gittigim, anonsunu her duyduğumda beni çocukluğuma döndüren arabali seyyar saticidir..
(bkz: binbir çeşit)
genellikle sokak aralarında seyyar vaziyette dolaşan ve sebze - meyve satan
perakendeci.
yani, dolaşırlardı.. artık ne görüyor, ne de denk geliyorum.
biraz içimi dökmek istiyorum:
çocukluğumun en güzel detaylarından biridir zerzevatçılar. poposunda römorkla gezen, bu römorkta muhtelif sebze ve meyve satan bi' zerzevatçı dolanırdı mahallemizde. "zerzevatçiiiiiiyavvv" diye uzatır; mahalleliye reklam ederdi kendini. elindeki kepçeyi bir hışım bırakan anne ve annelerimiz bir hışım sokağa seğirtir, römorktaki ürünleri inceler, ve ihtiyaç dahilinde olan ürünlerin pazarlığını yaparlardı. oldukça hummalı bir pazarlık söz konusu olurdu. bu esnada biz de koca traktör tekerini inceler, tekerin dişlerinin arasına kıkırdaktan hallice olan ellerimizi sokar, güya ölçü almaya çalışır ve ağız çehremizin kenarındaki ekmek arasından arta kalan peynir bakiyelerine aldırmaksızın kıkırdardık. netice olarak annelerimiz ve zerzevatçı arasında gerçekleşen hummalı pazarlık sonlanır ve bir iki kilo yeşillik alınırdı. yazın kavurucu sıcağında alnının çatından terlemiş olan zerzevatçı abimiz bir hışım kontağa parmaklarıyla tekrardan yüklenir ve oldukça gürültülü bir şekilde sokağı terk ederdi. biz çocuklar da peşinden koşar, şen kahkahalarla kendimizce uğurlama merasimi yapardık.
aradan yıllar geçtikten sonra işi daha da ilerleten pek çalışkan zerzevatçımız, iveco marka kamyonet almıştı. işin esprisi kaçmaya, tadı tuzu bozulmaya başlamıştı sanki.. mamafih, biz de büyümüştük biraz. kovalayarak gerçekleştirdiğimiz uğurlama merasimleri sonlanmış, iveco kamyonetin o tatsız sesine ve kara duman atan vaziyetine eşlik etmeyi bırakmıştık. gel zaman git zaman, seyyar sebze tüccarı da yok olmuş ve gitmişti. hep bir eksiklik, hep bir sessizlik olmuştu. her gün yaşanılan o tatlı heyecan bir anda uçtu ve gitti. geriye sadece, sokağın havlayan sakinlerinin pek ala bir telaşla kovaladığı hurdacılar kaldı. zerzevatçının tadını veremedi..
sonra mı?
büyüdük...
perakendeci.
yani, dolaşırlardı.. artık ne görüyor, ne de denk geliyorum.
biraz içimi dökmek istiyorum:
çocukluğumun en güzel detaylarından biridir zerzevatçılar. poposunda römorkla gezen, bu römorkta muhtelif sebze ve meyve satan bi' zerzevatçı dolanırdı mahallemizde. "zerzevatçiiiiiiyavvv" diye uzatır; mahalleliye reklam ederdi kendini. elindeki kepçeyi bir hışım bırakan anne ve annelerimiz bir hışım sokağa seğirtir, römorktaki ürünleri inceler, ve ihtiyaç dahilinde olan ürünlerin pazarlığını yaparlardı. oldukça hummalı bir pazarlık söz konusu olurdu. bu esnada biz de koca traktör tekerini inceler, tekerin dişlerinin arasına kıkırdaktan hallice olan ellerimizi sokar, güya ölçü almaya çalışır ve ağız çehremizin kenarındaki ekmek arasından arta kalan peynir bakiyelerine aldırmaksızın kıkırdardık. netice olarak annelerimiz ve zerzevatçı arasında gerçekleşen hummalı pazarlık sonlanır ve bir iki kilo yeşillik alınırdı. yazın kavurucu sıcağında alnının çatından terlemiş olan zerzevatçı abimiz bir hışım kontağa parmaklarıyla tekrardan yüklenir ve oldukça gürültülü bir şekilde sokağı terk ederdi. biz çocuklar da peşinden koşar, şen kahkahalarla kendimizce uğurlama merasimi yapardık.
aradan yıllar geçtikten sonra işi daha da ilerleten pek çalışkan zerzevatçımız, iveco marka kamyonet almıştı. işin esprisi kaçmaya, tadı tuzu bozulmaya başlamıştı sanki.. mamafih, biz de büyümüştük biraz. kovalayarak gerçekleştirdiğimiz uğurlama merasimleri sonlanmış, iveco kamyonetin o tatsız sesine ve kara duman atan vaziyetine eşlik etmeyi bırakmıştık. gel zaman git zaman, seyyar sebze tüccarı da yok olmuş ve gitmişti. hep bir eksiklik, hep bir sessizlik olmuştu. her gün yaşanılan o tatlı heyecan bir anda uçtu ve gitti. geriye sadece, sokağın havlayan sakinlerinin pek ala bir telaşla kovaladığı hurdacılar kaldı. zerzevatçının tadını veremedi..
sonra mı?
büyüdük...
Tarihin tozlu sayfalarına girmesine ramak kalmış meslek.
Oysa ne samimi, ne büyük konfordur...
Pazar ayağınıza gelir...
Oysa ne samimi, ne büyük konfordur...
Pazar ayağınıza gelir...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar