bugün

BAŞÖRTÜLÜLER DiNSiZLERiN ZULUMUNE, ZENCiLER IRKÇILARIN SALDIRILARINA UĞRAMIŞLARDIR.
zencilerden biri(obama) eğer halk isterse başkan olabilmektedir ve kimsenin de bu nedenle darbe yapmaya niyeti yoktur.ama türkiyede cumhurbaşkanının karısı türbanlı olacak diye sistemler kilitlenir,muhtıralar verilir.
günümüzde zenci olmak herhangi bir siyasi görüşün propagandasını yapmak değildir, zencilik malum üstünüzden atılamaz*.
renk-ırk ayrımı yapacak kadar andavallaşmak bir yana, halen günümüzde, "zenci o!" tavrıyla hayata bakılıyorsa, "bırak sokağa çıkma kardeş" denilmelidir birtakım insanlara. bu tip ilginç öküzler; slav bir kız gördüklerinde o kişinin devlet bursuyla üniversitede okuyan bir 'insan' olduğunu bilmediklerinden, direk "vaşşş ırıspıya bak abi nasıl da giyinmiş.. off bunu atacan eve sabaha kadar çat çat çat" şeklinde ya da, "lan kimbilir kaç kişiye vermiştir bu, bölüm geçmiştir üstünden lan" şeklinde öküzlüklerini tescilleyen şeyler yapmaktadırlar. günümüzde bunu türkiye'deki büyük çoğunluk yapmaktadır, dürpanlısı dürpansızı, salağı, psikopatı..
neyse.
şimdi, nedir olay?
şu;
dürpan takanlar dürpanla doğmadılar, bu 1. -zenciler zenci doğar malum-
tırpanla kafaları kesilmedi, bu 2. -zencilerin kurban gittiği cinayetler malum-
polisler hiç bir dürpanlıyı dürpanlı diye yatırıp s.kmedi, bu 3. -zencilere yapılan fiziksel işkenceler malum-
insan hakları adına soykırıma uğramadılar, bu 4. -afrika; abd vs yapılanlar malum-
biri bir deri rengi, ötekisi bir tercih...

deri rengi değişmez, ama tercih değiştirilir ya da devlet tarafından kısıtlanabilir. (zorla da olsa) mesela devlet dese ki sen bu kitapla üniversiteye giremezsin sen o kitabı bırakıp girersin canım üniversiteye ne olacak? devlet mesela sen başörtüsü ile üniversiteye giremezsin diyor sen başını açıp girersin canım ne olacak?

ama deri rengi de değişebilseydi mesela (bir tercih olsaydı) onu da yasaklamak veya sınırlı olarak kısıtlamak mümkündü değil mi?

yani deri rengini değiştirip girebilirlerde üniversiteye canım ne olacak? ama işte teknoloji...bak maykıl ceksın'a! teknoloji ne kadar ilerledi değil mi mirim?

ah ah...süper farklar bunlar değil mi? süpersin. artı rep.
doğuştan gelenin eğer bir tercih olsaydı değiştirilebileceğini bilinçaltında ön kabul olarak sunmuş farklar. buradan da anlayabiliyoruz ki tercihler her türlü kısıtlanır, değiştirilir ve bu faşistlik değildir. bravo.

ha birde bir hakkı almak için zenciler gibi öldürülmek gerekiyormuş bu başlıktan bunu anladık. başörtülü bir kızın başörtülü olarak üniversiteye girebilmesi için başörtülü kızın polisler tarafından tartaklanması gerekiyormuş. pes.
farklılıktan çok benzerliklere dikkat edilmelidir. zira zenciler ten renginden, turbanlılar ise başlarındaki örtüden dolayı faşist bir baskıya maruz kalmaktadırlar. unutmadan, gerçek solcular insan paydasına dikkat çekmektedirler. peki bu insanları dipçikle hizaya getirmeye çalışanların durumu ne olacak? aslında onlarla zenciler ve turbanlılar arasındaki farlılıklara dikkat çekilmelidir. zira bu farklılıklar daha belirgin çizgilerle görülmektedir.
ifade erkinden yoksun zayıf bünyelerin takıntılı yakarışıdır. ülkeyi başörtülülerin ataları kurtarmışmış! bugün atatürk'e ve cumhuriyet'in temel değerlerine hakaret eden sıkmabaşların ataları mıydı acaba bunlar?
biz o vatan kurtaranlara cumhuriyet nesli diyoruz, o çok özenilen saltanatı yıkan, hilafeti kaldıran, cumhuriyet devrimini yapan mecliste karar veren, kurtuluş savaşı esnasında ve sonrasında eskinin pisliğini ve iğrenç arap rehavetini bu milletin üzerinden kaldıranlardır onlar... emin olun bugün türban rezaletini milletin başına bela edenlere ebedi mekanlarından beddua etmektedirler. onların torunları bugün laikliği ve sarsılmaz cumhuriyeti savunanlardır. lütfen safları karıştırmayalım!
biri pascal nouma'dır, diğeri teyze. her bakımdan alakasız, iki ayrı insanın bitmek bilmeyen farklarıdır.

ha, başlık "zenci ile türban taraftarı arasındaki farklar" dese ve ortada ucuz bir küçük emrah acındırması geziniyor olsaydı "biri özgürlük için hakkını arar, biri demagojiye bahane arar" derdim.
"sen türbanlısın" diye köşelere kıstırılıp dövülen, aileleri öldürülen, evleri yakılan kaç insan tanıdınız da kendinizi kölelikle ve ırkçılıkla savaşan bir neslin insanlarıyla bir tutuyorsunuz, a salaklar? diye de eklemeden edemezdim doğrusu.
ayrıca takdir edersiniz ki, bu işin ucu malcolm x'i tayyip bey'le denk tutmaya kadar varan bir mantıksızlık ve (malcolm x'i) küçümseme eylemi olurdu.

neyse ki herkes haddini biliyor da, ortada hiç böyle bir şey yok. *
ülkeyi kurtaran insanlara ve o insanların analarının,bacılarının başlarına bakılırsa ne kadar büyük çoğunluğunun başörtülü olduğu görülür.bu kadar basit birşeyi bile yadsıyabilecek bir zekaya şaşıyorum doğrusu.

mesele insanların cumhuriyetin altını oymak istemesi değil,çıkarları zedelenen insanların cumhuriyet elden gidiyor edebiyatıyla kendi ülkesinin insanlarına zulmetmesidir.cumhuriyetten uzaklaşıldığını iddia edenler önce halkın inançlarından,yaşayışından,özgür tercihlerinden koparılmaya çalışıldığını,insanların ''zencilik doğuştan geldiği için yasaklanamaz ama türban doğuştan gelmediği için yasaklanabilir'' gibi faşistçe cümleler kurabildiğini müşahade etsinler.

nereye gittiğimizin farkında mısınız?
tercihlere saygı göstermeyen faşit bir ülke mi olmak istiyoruz?
tek tip insan,tek tip kültür olsun mu istiyoruz?
peki bunu isteyen insanların,kendi tek tip insanını yaratan iranın yasaklarını eleştirmeye ne kadar hakkı var?
fark bir sürüymüş. tabii ki bir sürü. biri ırkçılık biri ayrımcılık falan filan. fakat bu bir sürü fark tek bir benzerliği görmezden gelmek için yeterli sanırım. ama insanın işine gelmeyince benzerliği de görmez başka bir şeyi de.

beyimiz herhalde faşisti hala hitler döneminde insan öldüren, "üstüninsan" yaratmaya çalışan o insan sanıyor. her türlü baskının; psikolojik olsun, fiziksel olsun, faşistlik olduğu kanısına varamamış daha. ve hala daha insanların haklarını alabilmeleri için ötede beride kıstırılmaları mı gerekiyor sorumuzu yeniden ve yeniden "upgrade" ettirebiliyorlar bu bünyeye. zor mirim zor.
birinin memleketinde örümcekler yaşar, diğeri muhtemelen memleketini örümceklemektedir.
halen daha insanların kafasındaki düşünceleri ve eylemleri yorumlamaktansa, "vatanı kurtaranlar da başörtülüydü" safsatasını savunan ortaokul bilgi düzeyindeki insanlara laf anlatmak her ne kadar deveye hendek atlatmak seviyesinde bir çaba olsa da; zat-ı şahanelerinin vatanı satan arapçı zihniyetinden bir farklı yoktur bugünün zibidilerinin. neymiş, giyinme özgürlüğüymüş!
sanki sokakta, evinde, her türlü kamuya açık alanda bu insanlara bir şey söyleyen varmışcasına güdülen saçma bir mazlum edebiyatı... sanki başı kapalı diye sokaklarda dövülen kadınlarımız varmış, bunlar hor görülmüş gibi. türkiye'nin koca koca üniversitelerinde satırla adam kovalayan ağa babaları başı açık kızları taciz ederken, bacaklarına kezzap atarken güdülen acınası bir eziklik propogandası. insanları baskı altına alma, kırk yılın başı iktidarı ele geçirmişken 80 yılın acısını çıkarmaya çalışma gafleti...
demokrasiden bahsetmişken, nalıncı keseri gibi kendine yontulan birşey midir ki bu, her eylemi faşizanca yürüten bir güruhun koyun benlikli üyeleri savunmaya kalktı bu yüce kavramı? hani ağababanız gidilecek yere(!) götüren bir vasıta(!) olarak görüyordu demokrasiyi? şimdi bize gelip faşizm dersi mi vereceksiniz? yahu yarattığınız faşizm senelerce, işçileri, alevileri, kürtleri, ermenileri, solcuları, her türlü düşünceden binlerce insanı yutmuşken şimdi faşizmin düşmanı mı oluverdiniz a koçlar?
sivas'ta ülkemin aydınlarını yakan faşist itlerin gülümseyerek sırtını sıvazlayan sizler ne ara demokrat oluverdiniz? rize'de demokrasi "şeytanın rejimidir" diyen siyasetçi babanız kızmaz mı size? demokrasi örtüye gelince mi aklınıza geliverdi?
ne ara demokrat oldunuz da demokrasi çığırtkanlığına soyundunuz sarıklılar? o "güya" benimsediğiniz kara fatma'nın bir sözüyle bitirelim:
- bunca acının bedelini ne zaman ödeyceniz, de bakem?
faşizm ve faşist tanımlarının 180 derece dönerek değiştiği bu müthiş uzay çağında, her nasıl olmuşsa hitler'in 65 yıl önce -abd'de ırkçılığın en berbat dönemlerinden biridir aynı zamanda- almanya'ya uyguladığı basit taktikle oltaya gelerek bölünmeye kurban gitmiş ve bunu hala fark edememişlerin, birilerinin kendilerine dikte ettiği çarpıtılmış özgürlük ve inanç tanımlarıyla yaşayanların göremediği, görse de azımsadığı farklardır. ve evet, sürüyledir bu farklar.
o kadar ki, türbana "başörtü" diyerek şirin göstermeye çalışmak, kendini alenen zulüm görmüş, acı çekmiş zenciyle karşılaştırarak ezildiğini iddia etmek, kendinibilmezliktir.
insanların düşüncelerini yorumlamak demek bunlar hakkında analiz yapmak ve fikir belirtmek iken,bu fikirlerden yola çıkarak yasaklar getirmek ise yorumlamak değil inanların fikirlerini sorgulamak ve onları fikirlerinden,görüşlerinden dolayı yargılamaktır.''özgür'' olan ülkelerde zaten birinin fikri hiçbir şekilde diğerini ilgilendirmez.gidin istediğiniz avrupa ülkesinde veya amerikada bir müslüman bayana sen neden,hangi sebeple türban takıyorsun? diye sorun.alacğınız cevap -seni ilgilendirmez,sananee!! olacaktır.ve pek tabi kimse bunu tuhaf karşılamaz,altında başka birşey aramaz.çünkü ''özgür''rejimlerde insan,başkasına zarar vermediği sürece davranış,düşünce ve fikirlerinin hesabını kimseye vermek zorunda değildir.

tutup da, sanki orda,burda,şurda özgür değiller mi?? demek olayı iyice komik hale getirmektir.bunun türkçesi:''size verdiğimiz özgürlükle yetinin,daha fazlasını istemeyin,sizin özgülüğünüzün sınırları var'' demektir.

satırla adam kovalanan o koca koca üniversitelerde,hocalar ''türbanlı kıza düşük not veririm'' diyor bundan niye şikayetçi olunmuyor??

resmi gazetede yayınlanan ve yürürlüğe giren kanuna karşı açıkca suç işleniyor,resmen devlete ve anayasaya ''kabadayılık'' yapılıyor.nerde demokrasiyi benimseyenler??

açık açık darbe söylemleri yapılırken bunu desteklemek mi demokrasi??

kürtleri,ermenileri,işçileri türbanlıların yarattığı faşizm mi yuttu??
marstan gelen uzaylılar bile buna güler...

ben türban yasağının kalkmasını savunuyorum ve aynı zamanda diğer kesimlerle ilgili daha pek çok yasağın kalkmasını savunuyorum ve sivasta yapılanları da kınıyorum.benimle birlikte türk halkının büyük çoğunluğunun da böyle olduğunu düşünüyorum.halkımızın büyük kısmının böyl marjinal olmadığını ve böyle uç kesimlere destek vermediğini biliyorum.ancak kendini ''cumhuriyetin bekçisi'' diyenler ''o bana bunu yaptı ben de ona bunu yapacağım oh olsun,canıma değsin'' mantığıyla radikal diğer unsurlarla sidik yarıştırma sevdasına düşerek kendileri de onlar gibi marjinalleşiyor.radikal hale geliyor.faşistlik derken onlar ne kadar faşistse,bu ''katı laikçi'' kesim de o kadar faşisttir.

ve halk her iki gruptan da bıktı..
birbirimize kin güttüğümüz bu saçma düşünceleri bırakalım artık.
birbirimizi anlamaya çalışalım.
aksi halde çocuklarımız onlara böyle bir ülke bıraktığımız için bizden nefret edecek...
ikisininde arasında fark yoktur, hatta bizimde aramızda fark yoktur. insan olduğumuz sürece aramızda bir farkın olmayacağını bildiğimiz bunu kabullendiğimiz, bu kadar gelişmiş bir dünyada yaşamak isterdim. velhasılkelam böle bi yer varsa gidelim, bu memleketin de ayarı kaçtı. türk, kürt, türbanlı, zenci, türbansız, beyaz, laz , çerkez, vs. ulus devlet kavramından ne kadar uzaklaştık. artık mahallelere bölüncez anlaşılan, her köşede bi bayrak, heryerde sınır, herkes kendi dilini konuşur, kendi kanunlarını koyar, kendi mahkemelerini kurar, hapishanelerini, hastanelerini, okullarını açar. ne diyeyim dedelerimiz misak-ı milli sınırlarını bunlar olsun diye çizmiştir. kanlarını bu muhabbetler yapılsındır diye dökmüşlerdir. (bkz: hadi hayırlısı)
elmayla armut birbiriyle mukayese edilemeyeceği gibi zenci ve türbanlı da birbiriyle mukayese edilemez. ha ten renkleri dışında.

(bkz: buram buram provakasyon kokmak)
yakın tarihini incelemek ve analiz etmekten aciz "gazete kupürü" gençliği tarafından uyfdurulan balon kavramdır. bu güruh ne yazık ki okuduğunu anlamaktan da aciz olduğu için herhalde verilen onca örneğe karşılık "kürtleri,ermenileri,işçileri türbanlıların yarattığı faşizm mi yuttu" gibi bir saçmalığı soruyor. marslıları bilemeyiz ama biz çok güldük bu sığ anlayışa! sanki kimlerden ve hangi gruplardan bahsedildiği bilinmiyormuşcasına, "türbanlılar ne yaptı ayol" tarzı bir kahvehane tarzı sorgulama becerisi, bravo diyip diğer konuya dönelim.
rektörlerin uygulamadan kaçınması faşizm olurken, hükümetin; belli kurumların ve halkın büyük çoğunluluğun hassasiyetini yok sayarak yasama yapması demokrasinin bizzat kendisi oluyor herhalde. ne anlayış, ne bilgi ne birim, peh peh!
demokrasiyi "5 yılda bir oy kullanılır. iktidarı ele geçiren istediği haltı yer, diğerleri oturur. zaten parlementer demokrasinin tek aracı da oydur" şeklinde algılamak her ne kadar gafletten öte, cehalete yorumlanabilse de; insanların yaşadığı özgürlüğün sınırlarını çizme acziyeti için daha ulvi daha tabii bir sözcük bulmak icab ediyor.
ne diyelim; "biz size bu kadar özgürlük verdik, bu yeter" şeklinde algılayanlar belli kurum ve mevkilerin zorunlu olarak kılık kıyafet yönetmeliğine sahip olması gerektiğini, bu kurumların işlerliği için bunun zaruri olduğunu da kavrama kabiliyetine vakıf değil anlaşılan. kendilerine maliye bakanlığına girip recep ivedik kıyafetiyle iş başvurusunda bulunmalarını öneriyoruz, yakışır.
aaa tabi, türban özgürlüğü üniversitede okumak içindir, devlet kurumlarına çalışmaya girince çıkarılıp atılacaktır, eminiz bundan. saygı, sevgi ve esenlikler dileriz...
zenciler özgürlüklerine kavusabilmişken, basörtülüler hala ikinci sınıf muamele görmeye devam ediyorlar. en bariz fark budur. zencilere kötü muamele yapan vahsi dar görüslü beyinsiz güruh hatasını anlamısken, basörtülülere kötü muamele yapan vahsi dar görüslü beyinsiz zekasız güruh hatasını anlamamakta direniyor. sonra neden ak parti %47 oy aldı. yok neden sol iktidar olamıyor. neden hic kualisyon ortağı bile olamıyoruz. bik bik bik. siz bu kafayla anca yogur-hıyar aş ile cacık olursunuz.
zencinin derisinin rengi siyasi bir simge değildir ama onun üzerinden siyaset yapanlar vardır; başörtüsü de siyasi simge değildir ama bağlama şekli ile siyasi simge olur ve onun da üzerinden siyaset yapılır.

zenciler ırkçılar tarafından aşağılanır, başörtülüler ve dahi eşleri baş üstünde tutulur.

özellikle beyoğlu'nda eminönü'nde gezen zenci kesinlikle kaçakçı veya uyuşturucu pazarlayan biridir. pis pis bakılmalı, otobüste teğet bile olsa yanından geçilmemelidir. başını örtüp de daracık kıyafet giyen bir türbanlı ise dinî emirlerini yerine getiren ve bu yüzden zulüm gören biridir. türbanlının gördüğü bu zulmü ortadan kaldırmak için sadece ve sadece üniversiteye girerken başını kapatmaya devam etmesini sağlayacak düzenlemeler yapılır, üniversite diploması aldıktan sonra evde oturmaya karar vermediği taktirde çalıştığı kurumda başı açılmak suretiyle zulme devam edilir.
islam'da örtünün emri de 17-22 yaş arasını kapsamaktadır zaten. o yüzden ilköğretim ve liselerde okuyan veya devlet kurumlarında çalışan türbanlılara böyle bir hak (!!!) verilmesi düşünülemez.
tüm anketlerde halkın yüzde 70-80'lik bölümü türban yasağının kalkmasını isterken halkın çoğunun yasaktan yana olduğunu söyleyebilmek müthiş bir matematik gerektirir.bunu yapan arkadaşları tebrik ediyor ve yüzde 20'nin yüzde 80'den fazla olduğunu ispatladıkları düşünsel altyapıyı insanlığın hizmetine sunmalarını arzuluyorum.

rektörlerin uygulamadan kaçınması faşizmdir efendim.kendinize itiraf edemeseniz de faşizmdir.hükümet sizin hoşunuza gitmeyen şeyler yapıyorsa çıkar eleştirirsiniz,oy vermezsiniz,eylemler düzenlersiniz.eğer sizin gibi düşünenler çoksa yani halk tabanından büyük tepki gelirse(1 mart tezkeresi gibi) uygulama hiç yapılmaz.

evet doğru üniversitelerde kılık kıyafet yönetmeliği vardı da biz bilmiyorduk..allah allah biz giderken yoktu,yeni olan bir uygulama mı acaba??

belli kılık kıyafet şekillerinin bazı kurumların işlerliği açısından gerekli olduğunu halen daha(yıl 2008) sanan arkadaşlar sanırım türkiye ve tunustakiler dışında dünyanın hiçbir üniversitesinin işlerlik için böyle şeylere gerek duymadığını bilmiyor.

olayları tek taraftan inceleme hastalığına tutulmuş ve ''her iki kısımdan da radikaller var'' diyenlere ''radikal islamcılar hede hödö'' diyen kesimin,''o radikal islamcıların yaptıkları faşistliktir,radikal laiklerin yaptıkları da faşistliktir'' diyenlere ''kahvehane hede hödö'' demeleri de normaldir.

yapılan her fikirsel altyapısı olan iddiaya ''hede hödö'' şeklinde cevap veren,dünyadan verilen örneklere ''siz şucusunuz,bucusunuz'' demekten başka cevap veremeyen insanlara mutlu günler diliyorum..
zenciler yüzyıllar boyu köle olarak kullanılmı$, ikinci sınıf olarak görülmü$, ya$adıkları ülkenin %47 sinden çok daha az bir popülasyona sahip insanlardır. renklerini siyasal amaç olarak kullanmazlar, özgürlüklerini ararlar ve emperyalizmin içinde boğulurlar kimi zaman.

ba$örtülüler yüzyıllar boyu köle olmamı$lardır. ninelerimiz de ba$örtülü olduğundan saygı görmü$lerdir, bu ninelerimiz hiç bir zaman ba$örtüsünü siyasi simge yapmamı$, laik ninelerimiz olmu$lardır. $imdiki ba$örtülülerimiz ise, haklarıdır ki ba$örtüsüyle üniversiteye girmek isterler. ancak temiz bir özgürlük isteğinden çok, kirli bir politik oyun içerisinde.

bugün türkiye'de yoksulluktan okula gidemeyenlerin sayısı, ba$örtüsü yüzünden gidemeyenlerin sayısından kat ve kat fazla. ve yoksulluktan okula gidemeyen kızlarımız ise, bu dini bütün karde$lerimiz tarafından, 'sen kadınsın, kadın dediğin okula gitmez' söylemleriyle evde oturtulmakta, ba$örtüsü takma zorunluluğunda kalmakta.

peki vicdanınızla cevap vermenizi istiyorum sevgili yazarlar. hangisi daha önemli? eğitim hakkı mı, türbanla eğitim hakkı mı?
(bkz: provakatif ba$lık istemiyoruz)
Massacussets'lilerle ayrilikci tamil gerillalari arasindaki farklar, eskimolarla masonlar arasindaki farklar, polinezyalilarla cizvitler arasindaki farklar kadar anlamsiz olan farklardir. Gel lakin bitmek tukenmek bilmeyen sumuklu mazlum edebiyatinin uzantisi bir basliga konu olabilmislerdir. Ne dense bostur, maksadi uzum yemek olmayip bagci dovmek sevdalisi seriatcilari ne fikrinden ne de artik ekmek kapisi yaptiklari propagandalarindan ayirmak mumkundur. Enseyi karartmamak lazimdir, it urur kervan yurur, memleketin dinamikleri bezle cabutla bozulmaz, bozdurtmayacak halk kitleleri elbet bir gun uyanir. Ingilizin p*cini kovduk bu memleketten, seriatin da kokunu kaziriz.
(bkz: ku klux klan)*
(bkz: deme ya)
(bkz: vay anam vay neler donmus serhat ya)
görsel *