bugün
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek8
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız8
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi36
- mustafa kemal atatürk8
- en ilginç bilgiler14
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- herkesle iyi geçinmek12
- islam8
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği10
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- haysenin1211
- jose mourinho18
- amerikan film klişeleri9
- gideon reid morgan jj25
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak9
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- anın görüntüsü15
- meral akşener13
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi23
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu27
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- irem derici'nin erkek sevdası12
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- ankarayı sel aldı21
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- giden gider9
- kemalist rejimin astığı hocalar8
- vallahi de kemal'in düşmanıyım10
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak10
- kıza iğne batıran türbanlı14
- kendini bir görsel ile anlat22
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
yazılarından ciddiyetsizlik akan kişidir. mübalağa sanatını kullanmada ustadır kendileri. şahsına saygımız vardır ancak fikirlerinin bazen ciddiye alınacak tarafı yoktur. halka bidon kafalı dediği halde yine de belli bir çevrenin;
--spoiler--
yılmaz özdil mi, adam yazarın karekökü kardeşim
--spoiler--
tarzında tezahüratlarını almaktadır. dar bir çevrenin yani. çünkü yılmaz özdil bu üslup ve biçemle toplumun derinine inemiyor zannımca. iniyor diyen varsa bidon kafalılar iyi bir örnektir. eğer bunu halkın derinine inmekten sayarsanız. halkın sesi olmak klişesi iyi iş yapardı bir zamanlar ama artık devran değişti, çünkü hem halkçı hem elitist olunmaz. (bkz: hem dindar hem laik olmak) gibi değildir bu. daha zordur çünkü. velhasıl kelam yılmaz özdil bey kalemi kıvrak bir yazar olabilir ancak öz itibariyle toplumun sesi değildir, olmamıştır hiçbir zaman. aslında anlaşılamamış aydın kişidir önermesine karşı şunu söylemek gerek o zaman. eline kalem alanların alayı aydın. yersen.*
ayrıca hürriyet gazatesindeki köşenin e-mail adresi entry-nick uyumu gibi birşeydir. yazılarının üslubu bana göre yoz bir dil üzerine kurulmuştur. tesadüflere asla inanmam ancak bu mail adresi heralde tesadüftür.
http://yozdil@hurriyet.com.tr
--spoiler--
yılmaz özdil mi, adam yazarın karekökü kardeşim
--spoiler--
tarzında tezahüratlarını almaktadır. dar bir çevrenin yani. çünkü yılmaz özdil bu üslup ve biçemle toplumun derinine inemiyor zannımca. iniyor diyen varsa bidon kafalılar iyi bir örnektir. eğer bunu halkın derinine inmekten sayarsanız. halkın sesi olmak klişesi iyi iş yapardı bir zamanlar ama artık devran değişti, çünkü hem halkçı hem elitist olunmaz. (bkz: hem dindar hem laik olmak) gibi değildir bu. daha zordur çünkü. velhasıl kelam yılmaz özdil bey kalemi kıvrak bir yazar olabilir ancak öz itibariyle toplumun sesi değildir, olmamıştır hiçbir zaman. aslında anlaşılamamış aydın kişidir önermesine karşı şunu söylemek gerek o zaman. eline kalem alanların alayı aydın. yersen.*
ayrıca hürriyet gazatesindeki köşenin e-mail adresi entry-nick uyumu gibi birşeydir. yazılarının üslubu bana göre yoz bir dil üzerine kurulmuştur. tesadüflere asla inanmam ancak bu mail adresi heralde tesadüftür.
http://yozdil@hurriyet.com.tr
önceleri, popüler olma gayreti içerisindeydi. uğur dündar gibi halk nezdinde sürekli itibara sahip birkaç insanın elinden tutması, lansmanı ve desteği ile oldu.
şimdi ise popüler kalma mücadelesi içerisine girmiştir ki bunu, temcit pilavına dönen ve birbirinin tekrarı niteliğindeki yazılarla uzun dönemde başarabilmesi pek de mümkün görünmemektedir.
şimdi ise popüler kalma mücadelesi içerisine girmiştir ki bunu, temcit pilavına dönen ve birbirinin tekrarı niteliğindeki yazılarla uzun dönemde başarabilmesi pek de mümkün görünmemektedir.
artık ne yiyorsa çıkardığı gaz'ı soluyan ergen beyinlerin,
sinir fonksiyonlarını çökertip, düşünme ve doğru-yanlış analiz yeteneklerini (zaten az)
tamamen yok edip, hayali düşman ve hayali kurtarıcı halüsinasyon krizlerine sebep olmaktadır.
la yeterin oglum yıl oldu 2012 hala aynı gaz, aynı etki, aynı sonuç. yazık valla yazık.
sinir fonksiyonlarını çökertip, düşünme ve doğru-yanlış analiz yeteneklerini (zaten az)
tamamen yok edip, hayali düşman ve hayali kurtarıcı halüsinasyon krizlerine sebep olmaktadır.
la yeterin oglum yıl oldu 2012 hala aynı gaz, aynı etki, aynı sonuç. yazık valla yazık.
yine yapmıştır yapacağını...
--spoiler--
"Kilom hep aynı, sabit tutacaksın, 12 Eylül 1980'de 74-75 kiloydum, şimdi de 74-75 kiloyum, o nedenle 20 sene evvelki elbiselerimi bile giyebiliyorum demişti.
*
Ha bi de şunu demişti;
*
"ihtilal yaptığımda, ahali elimi öpmek için otomobilimin önüne yatıyordu, Allah sana uzun ömür versin, benim ömrümden sana versin diye dua ediyordu, sağlığımı onlara borçluyum."
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20285200.asp
--spoiler--
"Kilom hep aynı, sabit tutacaksın, 12 Eylül 1980'de 74-75 kiloydum, şimdi de 74-75 kiloyum, o nedenle 20 sene evvelki elbiselerimi bile giyebiliyorum demişti.
*
Ha bi de şunu demişti;
*
"ihtilal yaptığımda, ahali elimi öpmek için otomobilimin önüne yatıyordu, Allah sana uzun ömür versin, benim ömrümden sana versin diye dua ediyordu, sağlığımı onlara borçluyum."
--spoiler--
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20285200.asp
anacığını kaybeden hürriyet köşe yazarı. allah sabır versin.
annesi vefat etmiş, allah rahmet eylesin. kendisine de allah sabır versin.
uslubuna fikirlerinden daha gıcık olduğum yazar. Abi koca gazeteyi almışın elinin altına, alt alta bir şeyler giriyorsun, bunun adı da "mizah" oluyor; üç beş fanatik kemalistten başkası da gülmüyordur, eminim. hemklayk deyip geçiyorum.
edit: annesini kaybetmiş. Allah rahmet eyleye..
edit: annesini kaybetmiş. Allah rahmet eyleye..
annesine allah'tan rahmet, kendisine ve ailesine baş sağlığı diliyoruz.
başsağlığı dilediğimiz büyük yazar.
allah sabır versin. ana kaybetmek en zoru olsa gerek. başı sağolsun.
başı sağolsun.
bir cümle yazıp bir satır atlayan köşe yazarı. satır atlamayıp * da koyabiliyor .
annesini kaybetmesinin ardından yazdığı bugünkü yazısında yürekte çok derin bir taş bırakmıştır. küçük bir çocuk ya da kocaman bir adam da olsan giden anne babaysa bir başına kalmak zordur geride. başı sağolsun demekten başka diyecek söz yoktur.
bugünkü yazısı;
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20309428.asp
bugünkü yazısı;
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20309428.asp
sosyal faşist,azdan çok kronikleşmiş kemalist.
edit:yalan mı lan? uluderedeki katliam için yazdığı yazıyı okuyun,insansanız vicdanınız varsa okuyun beğenin. güm geçtiğinde torunları dede bunu sen mi yazdın dediğinde bakalım ne dicek.
edit:yalan mı lan? uluderedeki katliam için yazdığı yazıyı okuyun,insansanız vicdanınız varsa okuyun beğenin. güm geçtiğinde torunları dede bunu sen mi yazdın dediğinde bakalım ne dicek.
başsağlığı dilediğimiz kemalist ağbimizdir...
hemi öksüz, hemi de yetimdir.
başı sağolsun...tanrı o'na uzun ömür bahşetsin...
başı sağolsun...tanrı o'na uzun ömür bahşetsin...
--spoiler--
doktor
1980...
yurtsever devrimci gençlik derneği üyesi sinan suner, sovyetlerin afganistanı işgalini protesto etmek için ankaranın yukarı ayrancı semtinde afişleme yapıyordu. sağlık bakanı cengiz gökçekin koruması süleyman ezendemir oradan geçiyordu, çekti tabancasını, ateş etti, odtü öğrencisi sinanı öldürdü.
gaziantep mebusu cengiz gökçek, hukukçuydu aslında, avukattı ama... demirel, erbakan, türkeş hükümetinin koalisyon dengeleri gereği, sağlık bakanı yapılmıştı. sinanı öldüren süleyman ezendemir, yargılanmayı bırak, gözaltına bile alınmadı, hatta, sonradan terfi etti.
ertesi gün...
sinanın öldürüldüğü yerde protesto gösterisi yapıldı. polis geri durdu, gençlerin üstüne askerleri sürdüler. arbede çıktı. tek el silah sesi, drannn! piyade er zekeriya önge düştü. sırtından saplanan mermi, kalbini delmişti. 1979a 2 tertip, giresun doğumlu zekeriya, henüz 20 yaşında... kardeşin kardeşe kırdırıldığı düşmansız savaşın şehidi olmuştu.
24 genci gözaltına aldılar.
biri, erdal erendi. kadere bak... şehit asker zekeriya gibi, giresunluydu. henüz 17 yaşında, ankara yapı meslek lisesi öğrencisiydi. tutuklandı. jet hızıyla yargılandı. bir ay içinde idama mahkûm edildi, utanç müzesi
olan ulucanlarda asıldı.
aslında, hem tıp, hem hukuk cinayeti işlenmişti. adli tıp raporu bilimsellikten uzaktı. kemik röntgenine baktık, yaşı 18den büyük dediler. uzmanlar itiraz etti, nafile, astılar.
üstelik...
hadisenin yaşandığı sokakta oturan ve mahkemede ifadelerine başvurulmayan, biri kuaför iki görgü tanığı vatandaş, seneler sonra televizyon programında açık açık anlattı. erdalın elinde tabanca vardı ama, sokağın öbür ucunda ve askerleri karşıdan, cepheden gören bir yerdeydi. şehit zekeriya ise, sırtından ve yakından vurulmuştu. fizik kuralları açısından erdalın zekeriyayı vurmuş olması imkansızdı. balistik ve otopsi, laga lugaya getirildi. muhtemelen, arbedenin paniğiyle tetiğe dokunan bir asker arkadaşı tarafından yanlışlıkla vurulmuştu.
kanıt mı?
seneler geçti, internet icat oldu, giresun valiliği resmi internet sitesi kurdu. şehitlerimiz bölümünde zekeriya öngenin silah kazası sonucu öldüğü duyuruldu! erdalın avukatları bunu öğrendi, işte kanıt diye basına açıklama yaptı. skandal ortaya çıkınca, önce teröristlerle çatışma diye değiştirildi, sonra iç güvenlik çatışması diye değiştirildi. gazeteler meseleyi deşmeye başlayınca, giresun valiliği basın halkla i̇lişkiler müdürlüğü yazılı açıklama yaptı: şahadet nedeni sehven silah kazası olarak yazılmıştır.
sehvendi yani!
oysa, sehven mehven değildi... erdalın idam kararını iki kez bozan yargıtay emekli hakimi albay ahmet turan, 28 sene sonra konuştu: erdalın zekeriyayı öldürdüğüne dair vicdani kanaatim yoktu. i̇dam kararını bozduk, sıkıyönetim mahkemesine geri gönderdik, tekrar idama mahkum ettiler, tekrar bozduk, tekrar idama mahkum ettiler, onamadık, dosya daireler kuruluna gitti, onadılar. zekeriyadan çıkan mermi çekirdeği ile erdalın tabancasının mermileri mukayese edilmedi. erdalın yaşı 18 değildi. çocuk her duruşmada ölümüne sebep olmuşsam, bundan büyük üzüntü duyuyorum dedi, hafifletici sebep dikkate alınmadı. haksız yere idam edildi. yaş haddime 8 sene vardı, erken emeklilik istedim. emirle hakimlik olmaz. atatürkün okullarında yetişmiş bir hukukçu olarak, kabul edemezdim.
erdalın idamdan önceki son bakışını savaş ay fotoğrafladı. emin çölaşanla birlikte erdalın hücresine giren savaş ağabey, o anları şöyle anlattı: hücrenin kapısını açtılar, erdal arkasını bize dönmüş, yüzü duvara doğruydu. yanımızdaki komutan erdal yüzümüze bakabilirsin dedi. bunu üç kere söyledi. talimatlar böyleymiş. yarın asılacak çocukla, yüz yüzeydik. kahramanmaraş, çorum, hatta, afrikada kabile savaşları bile gördüm, böyle bi tablo görmemiştim. beni bitki haline getirmek istiyorlar, ailemle görüştürmüyorlar, savunmamı almadılar, yaşımı büyüttüler, ibreti alem için asacaklar ama, korkmuyorum dedi. gazeteye gittim. odama kapanıp ağladım. emin çölaşanın önce i̇nsanım, sonra gazeteci kitabının adı, oradan çıkmadır.
romanını yazdılar erdalın, dizi film yaptılar, adına besteler yaptılar. bir tanesi, müziği bıraktığını açıklayan teomanındı.
i̇ki çocuktu şarkının adı!
kalpte kurşun, ilmek boyunda, iki çocuk ölüm karşısında... hep çocuk kalacaklar, büyümeden birer tabutta... ama, yaşıyorlar, gülüyorlar, annelerinin rüyalarında.
çünkü...
hem idam edilen erdalla, hem şehit edilen zekeriyayla akrabaydı teoman!
şöyle anlattı, talihsiz çocuklarımızın kan bağını... erdal, akrabamdı. garip bir rastlantı sonucu, sadece suç unsuru olarak bahsedilmesine içerlediğim zekeriyanın da akrabamız olduğunu öğrendim. i̇ki çocuku yazdım. zekeriya ile erdal, akrabaydı.
offf, of.
2012...
güya 12 eylülü yargıladığımız ve afganistanı işgal edenlere koruma hizmeti verdiğimiz şu günlerde... koruması yüzünden, katmerli dramın taaa en başında adı geçen avukat cengiz gökçek devlet hastanesinde, koruma skandalı nedeniyle, günahsız bi doktoru öldürdüler.
hap gibi anayasa yapılan ülkenin, hukukçu sağlık bakanının adını taşıyan hastanesinde, hukuksuzluktan tıp şehidi.
hatırlayın, bi kaç sene evvel profesör göksel kalaycıyı öldürmüştü bi hasta yakını, bütün gazetelerde manşet olmuştu... şimdi, doktor ersin arslanı öldürdüler, anca üçüncü sayfaya haber olabildi. rutin maalesef... kurşunluyorlar, bıçaklıyorlar, yumrukluyorlar, sıradanlaştı.
oysa...
sırf doktor cinayeti değildir bu. kardeşi kardeşe kırdırmaktan ders almayan türkiyenin, fazladan iki oy kapabilmek için, eğitimliyi cahile kırdırmasıdır. bilmeyeni bilene, okumayanı okuyana düşman etmesinin... ve suç işleyen cahili korumasının sonucudur.
kanıt mı?
katil, 17 yaşında.
erdalı asmışlardı.
bunun adını bile kodluyoruz...
ki, aman diim çocuktur.
toplum içinde rencide olmasın!
--spoiler--
duruma değişik bakış açısı katmış köşe yazarıdır.
doktor
1980...
yurtsever devrimci gençlik derneği üyesi sinan suner, sovyetlerin afganistanı işgalini protesto etmek için ankaranın yukarı ayrancı semtinde afişleme yapıyordu. sağlık bakanı cengiz gökçekin koruması süleyman ezendemir oradan geçiyordu, çekti tabancasını, ateş etti, odtü öğrencisi sinanı öldürdü.
gaziantep mebusu cengiz gökçek, hukukçuydu aslında, avukattı ama... demirel, erbakan, türkeş hükümetinin koalisyon dengeleri gereği, sağlık bakanı yapılmıştı. sinanı öldüren süleyman ezendemir, yargılanmayı bırak, gözaltına bile alınmadı, hatta, sonradan terfi etti.
ertesi gün...
sinanın öldürüldüğü yerde protesto gösterisi yapıldı. polis geri durdu, gençlerin üstüne askerleri sürdüler. arbede çıktı. tek el silah sesi, drannn! piyade er zekeriya önge düştü. sırtından saplanan mermi, kalbini delmişti. 1979a 2 tertip, giresun doğumlu zekeriya, henüz 20 yaşında... kardeşin kardeşe kırdırıldığı düşmansız savaşın şehidi olmuştu.
24 genci gözaltına aldılar.
biri, erdal erendi. kadere bak... şehit asker zekeriya gibi, giresunluydu. henüz 17 yaşında, ankara yapı meslek lisesi öğrencisiydi. tutuklandı. jet hızıyla yargılandı. bir ay içinde idama mahkûm edildi, utanç müzesi
olan ulucanlarda asıldı.
aslında, hem tıp, hem hukuk cinayeti işlenmişti. adli tıp raporu bilimsellikten uzaktı. kemik röntgenine baktık, yaşı 18den büyük dediler. uzmanlar itiraz etti, nafile, astılar.
üstelik...
hadisenin yaşandığı sokakta oturan ve mahkemede ifadelerine başvurulmayan, biri kuaför iki görgü tanığı vatandaş, seneler sonra televizyon programında açık açık anlattı. erdalın elinde tabanca vardı ama, sokağın öbür ucunda ve askerleri karşıdan, cepheden gören bir yerdeydi. şehit zekeriya ise, sırtından ve yakından vurulmuştu. fizik kuralları açısından erdalın zekeriyayı vurmuş olması imkansızdı. balistik ve otopsi, laga lugaya getirildi. muhtemelen, arbedenin paniğiyle tetiğe dokunan bir asker arkadaşı tarafından yanlışlıkla vurulmuştu.
kanıt mı?
seneler geçti, internet icat oldu, giresun valiliği resmi internet sitesi kurdu. şehitlerimiz bölümünde zekeriya öngenin silah kazası sonucu öldüğü duyuruldu! erdalın avukatları bunu öğrendi, işte kanıt diye basına açıklama yaptı. skandal ortaya çıkınca, önce teröristlerle çatışma diye değiştirildi, sonra iç güvenlik çatışması diye değiştirildi. gazeteler meseleyi deşmeye başlayınca, giresun valiliği basın halkla i̇lişkiler müdürlüğü yazılı açıklama yaptı: şahadet nedeni sehven silah kazası olarak yazılmıştır.
sehvendi yani!
oysa, sehven mehven değildi... erdalın idam kararını iki kez bozan yargıtay emekli hakimi albay ahmet turan, 28 sene sonra konuştu: erdalın zekeriyayı öldürdüğüne dair vicdani kanaatim yoktu. i̇dam kararını bozduk, sıkıyönetim mahkemesine geri gönderdik, tekrar idama mahkum ettiler, tekrar bozduk, tekrar idama mahkum ettiler, onamadık, dosya daireler kuruluna gitti, onadılar. zekeriyadan çıkan mermi çekirdeği ile erdalın tabancasının mermileri mukayese edilmedi. erdalın yaşı 18 değildi. çocuk her duruşmada ölümüne sebep olmuşsam, bundan büyük üzüntü duyuyorum dedi, hafifletici sebep dikkate alınmadı. haksız yere idam edildi. yaş haddime 8 sene vardı, erken emeklilik istedim. emirle hakimlik olmaz. atatürkün okullarında yetişmiş bir hukukçu olarak, kabul edemezdim.
erdalın idamdan önceki son bakışını savaş ay fotoğrafladı. emin çölaşanla birlikte erdalın hücresine giren savaş ağabey, o anları şöyle anlattı: hücrenin kapısını açtılar, erdal arkasını bize dönmüş, yüzü duvara doğruydu. yanımızdaki komutan erdal yüzümüze bakabilirsin dedi. bunu üç kere söyledi. talimatlar böyleymiş. yarın asılacak çocukla, yüz yüzeydik. kahramanmaraş, çorum, hatta, afrikada kabile savaşları bile gördüm, böyle bi tablo görmemiştim. beni bitki haline getirmek istiyorlar, ailemle görüştürmüyorlar, savunmamı almadılar, yaşımı büyüttüler, ibreti alem için asacaklar ama, korkmuyorum dedi. gazeteye gittim. odama kapanıp ağladım. emin çölaşanın önce i̇nsanım, sonra gazeteci kitabının adı, oradan çıkmadır.
romanını yazdılar erdalın, dizi film yaptılar, adına besteler yaptılar. bir tanesi, müziği bıraktığını açıklayan teomanındı.
i̇ki çocuktu şarkının adı!
kalpte kurşun, ilmek boyunda, iki çocuk ölüm karşısında... hep çocuk kalacaklar, büyümeden birer tabutta... ama, yaşıyorlar, gülüyorlar, annelerinin rüyalarında.
çünkü...
hem idam edilen erdalla, hem şehit edilen zekeriyayla akrabaydı teoman!
şöyle anlattı, talihsiz çocuklarımızın kan bağını... erdal, akrabamdı. garip bir rastlantı sonucu, sadece suç unsuru olarak bahsedilmesine içerlediğim zekeriyanın da akrabamız olduğunu öğrendim. i̇ki çocuku yazdım. zekeriya ile erdal, akrabaydı.
offf, of.
2012...
güya 12 eylülü yargıladığımız ve afganistanı işgal edenlere koruma hizmeti verdiğimiz şu günlerde... koruması yüzünden, katmerli dramın taaa en başında adı geçen avukat cengiz gökçek devlet hastanesinde, koruma skandalı nedeniyle, günahsız bi doktoru öldürdüler.
hap gibi anayasa yapılan ülkenin, hukukçu sağlık bakanının adını taşıyan hastanesinde, hukuksuzluktan tıp şehidi.
hatırlayın, bi kaç sene evvel profesör göksel kalaycıyı öldürmüştü bi hasta yakını, bütün gazetelerde manşet olmuştu... şimdi, doktor ersin arslanı öldürdüler, anca üçüncü sayfaya haber olabildi. rutin maalesef... kurşunluyorlar, bıçaklıyorlar, yumrukluyorlar, sıradanlaştı.
oysa...
sırf doktor cinayeti değildir bu. kardeşi kardeşe kırdırmaktan ders almayan türkiyenin, fazladan iki oy kapabilmek için, eğitimliyi cahile kırdırmasıdır. bilmeyeni bilene, okumayanı okuyana düşman etmesinin... ve suç işleyen cahili korumasının sonucudur.
kanıt mı?
katil, 17 yaşında.
erdalı asmışlardı.
bunun adını bile kodluyoruz...
ki, aman diim çocuktur.
toplum içinde rencide olmasın!
--spoiler--
duruma değişik bakış açısı katmış köşe yazarıdır.
bugün yazdıkları takdir edilecek yazar.
--spoiler--
KIZ'MA BiRADER
Saçı uzun, aklı kısa
Eksik etek
Kızını dövmeyen, dizini döver
Avrat malı, kapı mandalı
Kız kocaya, oğlan hocaya
Elinin hamuruyla...
Netice?
YGS sonuçları açıklandı.
Kızlar erkeklerden başarılı.
Geçen sene de öyleydi.
Önceki sene de.
Hep öyle.
Dünyada da böyle.
Kızların doğuştan avantajlı olduğunu kanıtlamak için, adeta poposunu yırttı
bazı erkek; bilim adamları... Beyinlerinin ağırlığını tartan da oldu, nöron kablolarının kalınlığını ölçen de... Ne fizyolojik bi sebep bulabildiler, ne biyolojik, ne nörolojik ne de psikolojik.
Cevabı kadın sosyologlar buldu. Sosyo-kültürel kalıplar... Eğitimde fırsat eşitliği sağlarsan, kadın erkeği geçiyor.
Hepsi bu.
Karnından sıpayı, sırtından sopayı
eksik etmeyeceksin ki, geçmesin.
Dolayısıyla...
Onore ediyormuş ayaklarıyla her başarılı erkeğin arkasında bir
kadın vardır lafı, hikâyedir.
Lafın doğrusu...
Her başarısız kadının önünde takoz
gibi bi erkek vardır.
Yılmaz Özdil / Hürriyet
--spoiler--
--spoiler--
KIZ'MA BiRADER
Saçı uzun, aklı kısa
Eksik etek
Kızını dövmeyen, dizini döver
Avrat malı, kapı mandalı
Kız kocaya, oğlan hocaya
Elinin hamuruyla...
Netice?
YGS sonuçları açıklandı.
Kızlar erkeklerden başarılı.
Geçen sene de öyleydi.
Önceki sene de.
Hep öyle.
Dünyada da böyle.
Kızların doğuştan avantajlı olduğunu kanıtlamak için, adeta poposunu yırttı
bazı erkek; bilim adamları... Beyinlerinin ağırlığını tartan da oldu, nöron kablolarının kalınlığını ölçen de... Ne fizyolojik bi sebep bulabildiler, ne biyolojik, ne nörolojik ne de psikolojik.
Cevabı kadın sosyologlar buldu. Sosyo-kültürel kalıplar... Eğitimde fırsat eşitliği sağlarsan, kadın erkeği geçiyor.
Hepsi bu.
Karnından sıpayı, sırtından sopayı
eksik etmeyeceksin ki, geçmesin.
Dolayısıyla...
Onore ediyormuş ayaklarıyla her başarılı erkeğin arkasında bir
kadın vardır lafı, hikâyedir.
Lafın doğrusu...
Her başarısız kadının önünde takoz
gibi bi erkek vardır.
Yılmaz Özdil / Hürriyet
--spoiler--
popülistin önde gidenidir. nasıl bu kadar hayranı oluyor anlamak güç. Ayrıca, öncesinde 2 ingilizin öldüğü, 2-0 biten galatasaray-leeds united maçından sonra two size gibi utanç verici bir başlığın altına imzasını atmıştır.
tipi gıcıkdır, görüşlerini benimsemem fakat müthiş akıllı, zeka küpü biridir saygı duyulması gerekir.
adamın dibidir dibi. adamın hasıdır hası. memleketlim benim ya candır o can.
facebook paylaşımlarında artı iki beğenme ve artı bir yorum kazandırır, ikinci yorum gelmezse hiç üzülmeyin muhalefet olmaya çalışın ateşli bir tartışmayla facebook kariyerinizi zirveye taşıyabilir, gecenize renk katabilirsiniz.
rte'nin yalanını yine yüzüne vurmuş gazeteci.
bu yalan dolanlarla siyaset yapanlara ilk vahiyi hatırlatmak isterim.
"oku, Yaratan Rabbinin Adıyla Oku!"
http://siyaset.milliyet.c....2012/1532626/default.htm
--spoiler--
Mustafa Kemal camiyi ahır yaptı, öyle mi?
Başbakan açıkladı:
Camiyi ahır yaptılar.
Nerede?
izmir Seferihisarda.
Ne zaman?
1936da.
Atatürk zamanında mı?
Atatürk zamanında.
Kanıt?
Belge gösterdi.
20 Nisan 1936 tarihli.
Cumhuriyet gazetesi.
Bu ne insafsızlık, Seferihisarda tarihi cami ahır yapılmış başlıklı haberin kupürü.
O caminin bulunduğu köyün ismi, Düzce... Küçücük, yemyeşil, şirin bi köydür. Eski adı, Herekeydi. Heraklia antik kentinin üzerine kurulduğu rivayet edilir, ismi ordan gelirdi. Osmanlı döneminde nüfusunun yüzde 60ı 70i Rumdu. işgal sırasında neredeyse hiç Türk kalmadı. Sene 1922, hoş gelişler ola, Yunan denize döküldü, Seferihisar kurtuldu. Ufak ufak göç ettik, yeniden yerleşmeye başladık. Harabeydi. Galiba 60lı yıllarda, adını Düzce yaptık. Sit alanıdır.
Şimdiiii... Gelelim belgeye.
20 Nisan 1936 tarihli, Cumhuriyet gazetesinde Bu ne insafsızlık, Seferihisarda tarihi cami ahır yapılmış başlıklı haber var mı?
Var.
Peki haberin içinde ne yazıyor?
Şu yazıyor...
Seferihisarın Hereke Köyünde bir cami tahrip edilmiş ve ahır haline getirilmiştir. Müze müdürü, tahkikat yapmıştır. Verdiği malumata göre, kütüphane ve medresesi vardır. Kütüphanesinden eser kalmamıştır. Evren oğullarından Kasım tarafından inşa ettirilmiştir. Üstündeki Arapça yazıya göre, 641 yıllık olduğu anlaşılmıştır. Osmanlı-Türk stilindedir. Tahribata rağmen, geriye kalan kısmı muhafaza edilirse, kıymettir.
Yani?
Camiyi ahır haline getiren, CHP değil, işgal sırasındaki vandallıktı. Türk nüfusun seneler süren yokluğunda, caminin insafsızca ahır haline getirildiğini tespit eden ve bu bilgiyi Cumhuriyet gazetesine veren, bizzat, CHPnin izmir Müze Müdürüydü.
(Antik bölge olduğu için, Müze Müdürü tarafından tespit edildi... Cami ibadete açık olsaydı, 1936da ahır yapılsaydı, teee 1924te kurulan Diyanet işleri Başkanlığı tarafından tespit edilirdi. Diyanetin haberi bile yoktu, çünkü, senelerdir cami olarak kullanılmıyordu, ibadete kapalıydı. O nedenle, arkeolojik sayım yapan Müze Müdürü tarafından bulundu.)
(Kaldı ki, izmirde camiyi ahır yaptılar dedikleri dönemde... Diyanet işleri Başkanı olan, Börekçizade Mehmet Rifat Efendi izmir paye-i mücerridi unvanını taşıyordu.)
Bu sonuca nereden varıyorsun derseniz... 1936da CHP tarafından ahır haline getirildiği iddia edilen o köydeki camiyi, 1936da, bizzat CHP cami yaptı da, oradan varıyorum!
Kasım Çelebi Camii...
Metruk halde bulundu. Sadece antik ören yerlerinden araklanarak monte edilen sütun duvarı ayaktaydı. Revakları temizlendi. Minaresi onarıldı. ibadete açıldı. inanmayan, zahmet edip Düzce Köyüne gitsin namaz kılsın, öyküsünü ahaliye sorsun.
Üstelik.
Kupürün başlığını gösterip, içinde ne yazdığını anlatmayan iktidarlar, Menderesten Demirelden beri izmirde tarihi camiyi ahır yaptılar sakızını çiğniyor ama...
izmir Seferihisardaki o tarihi caminin tarihi medresesini yeniden açmak da CHPye nasip oluyor!
Seçimi ezici üstünlükle kazanan CHPli Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP tarafından ibadete açılmasına rağmen, CHP tarafından ahır yaptırıldı denilen Kasım Çelebi Camiinin medresesini restore ettiriyor. Proje hazırlandı, Anıtlar Kuruluna sunuldu, kabul edildi, kaynak tahsis edilmesi için il Özel idaresine başvuruldu, bugün yarın inşaatına başlanacak.
Dolayısıyla...
Söz konusu kupürün sadece bu ne insafsızlık tarafı doğrudur.
Mustafa Kemal Atatürkü camiyi ahır yaptıran kişi olarak göstermek...
Hakikaten insafsızlıktır.
yılmaz özdil / hürriyet
--spoiler--
bu yalan dolanlarla siyaset yapanlara ilk vahiyi hatırlatmak isterim.
"oku, Yaratan Rabbinin Adıyla Oku!"
http://siyaset.milliyet.c....2012/1532626/default.htm
--spoiler--
Mustafa Kemal camiyi ahır yaptı, öyle mi?
Başbakan açıkladı:
Camiyi ahır yaptılar.
Nerede?
izmir Seferihisarda.
Ne zaman?
1936da.
Atatürk zamanında mı?
Atatürk zamanında.
Kanıt?
Belge gösterdi.
20 Nisan 1936 tarihli.
Cumhuriyet gazetesi.
Bu ne insafsızlık, Seferihisarda tarihi cami ahır yapılmış başlıklı haberin kupürü.
O caminin bulunduğu köyün ismi, Düzce... Küçücük, yemyeşil, şirin bi köydür. Eski adı, Herekeydi. Heraklia antik kentinin üzerine kurulduğu rivayet edilir, ismi ordan gelirdi. Osmanlı döneminde nüfusunun yüzde 60ı 70i Rumdu. işgal sırasında neredeyse hiç Türk kalmadı. Sene 1922, hoş gelişler ola, Yunan denize döküldü, Seferihisar kurtuldu. Ufak ufak göç ettik, yeniden yerleşmeye başladık. Harabeydi. Galiba 60lı yıllarda, adını Düzce yaptık. Sit alanıdır.
Şimdiiii... Gelelim belgeye.
20 Nisan 1936 tarihli, Cumhuriyet gazetesinde Bu ne insafsızlık, Seferihisarda tarihi cami ahır yapılmış başlıklı haber var mı?
Var.
Peki haberin içinde ne yazıyor?
Şu yazıyor...
Seferihisarın Hereke Köyünde bir cami tahrip edilmiş ve ahır haline getirilmiştir. Müze müdürü, tahkikat yapmıştır. Verdiği malumata göre, kütüphane ve medresesi vardır. Kütüphanesinden eser kalmamıştır. Evren oğullarından Kasım tarafından inşa ettirilmiştir. Üstündeki Arapça yazıya göre, 641 yıllık olduğu anlaşılmıştır. Osmanlı-Türk stilindedir. Tahribata rağmen, geriye kalan kısmı muhafaza edilirse, kıymettir.
Yani?
Camiyi ahır haline getiren, CHP değil, işgal sırasındaki vandallıktı. Türk nüfusun seneler süren yokluğunda, caminin insafsızca ahır haline getirildiğini tespit eden ve bu bilgiyi Cumhuriyet gazetesine veren, bizzat, CHPnin izmir Müze Müdürüydü.
(Antik bölge olduğu için, Müze Müdürü tarafından tespit edildi... Cami ibadete açık olsaydı, 1936da ahır yapılsaydı, teee 1924te kurulan Diyanet işleri Başkanlığı tarafından tespit edilirdi. Diyanetin haberi bile yoktu, çünkü, senelerdir cami olarak kullanılmıyordu, ibadete kapalıydı. O nedenle, arkeolojik sayım yapan Müze Müdürü tarafından bulundu.)
(Kaldı ki, izmirde camiyi ahır yaptılar dedikleri dönemde... Diyanet işleri Başkanı olan, Börekçizade Mehmet Rifat Efendi izmir paye-i mücerridi unvanını taşıyordu.)
Bu sonuca nereden varıyorsun derseniz... 1936da CHP tarafından ahır haline getirildiği iddia edilen o köydeki camiyi, 1936da, bizzat CHP cami yaptı da, oradan varıyorum!
Kasım Çelebi Camii...
Metruk halde bulundu. Sadece antik ören yerlerinden araklanarak monte edilen sütun duvarı ayaktaydı. Revakları temizlendi. Minaresi onarıldı. ibadete açıldı. inanmayan, zahmet edip Düzce Köyüne gitsin namaz kılsın, öyküsünü ahaliye sorsun.
Üstelik.
Kupürün başlığını gösterip, içinde ne yazdığını anlatmayan iktidarlar, Menderesten Demirelden beri izmirde tarihi camiyi ahır yaptılar sakızını çiğniyor ama...
izmir Seferihisardaki o tarihi caminin tarihi medresesini yeniden açmak da CHPye nasip oluyor!
Seçimi ezici üstünlükle kazanan CHPli Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP tarafından ibadete açılmasına rağmen, CHP tarafından ahır yaptırıldı denilen Kasım Çelebi Camiinin medresesini restore ettiriyor. Proje hazırlandı, Anıtlar Kuruluna sunuldu, kabul edildi, kaynak tahsis edilmesi için il Özel idaresine başvuruldu, bugün yarın inşaatına başlanacak.
Dolayısıyla...
Söz konusu kupürün sadece bu ne insafsızlık tarafı doğrudur.
Mustafa Kemal Atatürkü camiyi ahır yaptıran kişi olarak göstermek...
Hakikaten insafsızlıktır.
yılmaz özdil / hürriyet
--spoiler--
yalancı turnusolu olan yazar.
dikkat maskeleri düşürür...
not: "adamın amına koyar" yazacaktım ama yazdığı yazıda ayar verdikleri kitle adam değil onun için bu şekilde yazmaktan imtina ediyorum...
dikkat maskeleri düşürür...
not: "adamın amına koyar" yazacaktım ama yazdığı yazıda ayar verdikleri kitle adam değil onun için bu şekilde yazmaktan imtina ediyorum...
güncel Önemli Başlıklar