bugün

rahmetli ahmet kayanın yüzde doksanı yusuf hayaloğludur çok kral adamdı bir kaç defa sohbet etme imkanı bulmuştuk baba adamdı..
Alir daglar

Baba bugün üsüyorum
Karda kaldim üsüyorum
Anama deyin sicak bir çorba koysun
Üstümü ört baba üsüyorum

Behey babam dalmis babam
Sigarayi sarmis babam
Sapkasina hicran dökmüs
Kibrit gibi yanmis babam

Baba bugün alir daglar
Bu dert beni alir daglar
Sehirlere sigmaz oldum
Fazla sürmez alir daglar

Baba bugün agliyorum
Darda kaldim agliyorum
Dualarin üzerimden eksik etme
Içim yandi agliyorum.
hiçbir duygu fırtınası yokken bile bir anda insanı alabora eden şair.
içten, duygusal ve adam gibi adam!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak, saksılarımız artık sulanmayacak!
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekâr yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

Her şey tamam diyorsun,git...
Beni viran bir şehir gibi terket...
Haydi git!
Dışarısı ispiyon... Dışarısı ihanet...
Seni bir gören olmasın,dikkat et!

Dostlukmuş... ölüme yürümekmiş...
Üstüne titremekmiş... vefaymış!
Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış!
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
-Oy benim yaralım-
Asıl sancı, uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!

Gitmek istiyorsun, git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamit... dışarısı enkaz!
Şunu cebine koy, ne olur ne olmaz...

Eylül mağdurlarıydık, kimsemiz yoktu,
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa, masumduk..
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

Artık bitti diyorsun,git...
Kırılsın kapı-çerçeve,kırılsın bu cam...
Sorma git!
Dışarısı panik..dışarısı izdiham!
Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üstüste...
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta...
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
içerden çürümüşüz meğerse...
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun, git..
Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan
Kalma git..
Dışarısı barut... dışarısı gardiyan!
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan...

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile...
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım- maralım
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek secenek kalıyor: güle güle!

Beni öldürüyorsun,git...
Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim...
dizelerinde çok kez annesine hitap eden, geçen yıl kaybettiğimiz güzel yürekli insan.
(bkz: yusuf hayaloğlu nun annesine hitabesi)
ahmet kaya nın kayın biraderi olması şair kimliğinin önüne geçmiştir. ahmet kaya kız kardeşi ile evlenmeseydi buraya beşinci entry i giriyor olurdum herhalde. yusuf hayaloğlu, yumuşak mizaçlı olmasından dolayı ahmet kaya kadar başı belaya girmemiştir. türkiye gibi aşırı hassas kanunları olan bir ülkede, biz üç kişiydik gibi bir şiir yazıp kimseye yakalanmamak büyük başarıdır. aslında bunun bir sebebi de ahmet kaya'nın kendisini söz yazarlarının önünde siper etmesidir.
bugün büyük ustanın ölümünün 1. yıl dönümü.
ah ulan rıza ile özdeşleşmiş müzisyendir.
Tukenmisti inancim bu nankor hayata dair,
belki benim icin birkac misra daha dokturur,hayaloglu diye bir şair.
ah ulan rıza şiiri vardır ki, en mukaddes hüzünleri açığa çıkaran, hiç yaşanmamış duygular üreten, ve evrim yüzü görmemiş tüm dostluklara ithafen söylediği.
bir çok eseri ahmet kaya tarafından bestelenen değerli şairdir.şiirleride yüksek mana ve içi titreten bir üslup vardır.
ahmet kaya eniştesi olur...
Şiirlerindeki üslup ve anlam gayet güzeldir. ah ulan rıza şiiriyle gönüllere taht kurmuştur.

Şiir ortasında bir ''ahh dostum'' demesi vardır ki insanın içi ürperir.
ah ulan rıza şiirini dinledigimde genellikle gülerim hani şiirde bir hüzün vardır lakin yusuf hayaloğlu öyle bir seslendirmiştir ki şiir tam bir komediye dönüşmüştür.
ah ulan rıza ne güzel içerdik seninle(he abi hatırladım çok sarhoş olurduk sonra)
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun

soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun...
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be... bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!

şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...

şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...

kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun

gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun
her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun
isterim sen de yan ömrüne hep ağla
hep ağla bu benden son dua
bu benden ayrılık hediyesi olsun

Ayrılık hediyesi adlı şiiriyle beni büyüleyen , gözleri intihar mavisi diyerek; denizleri kıskandıran gözlerini en iyi anlatabilen tam anlamıyla karizmatik bir insandır. ruhu şad olsun.
hangi hırsız çaldı seni yırtık cebimden? diyen adam.
efkarlı gecelerin baştacı...
...Biz bu aşkı sürdüremezdik, inan sürdüremezdik...
Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.
Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur...
Unutmasan bile artık, unutur gibi yapacaksın.
Ve buruşturup buruşturup attığım kağıtlarda,
hiç bitiremediğim bir şiir olarak kalacaksın...

(bkz: neylersin)
çok büyük şair. çok büyük insan.
hazin bir mart günü öte tarafa taşınarak tüm dizelerini yetim bırakmış, her daim özlenen büyük şair..
sol ideolojiyi şiirleri ile arabeskleştirenlerdendir.
çok şükür babamdan memnunum ama doğmadan önce babanı seç deseler "işte bu" diyeceğim adamlardan. veya kendi yaşlılığımı görüyorum belki bu adamda, bilmiyorum.
özlediğim şair, büyük sanatçı.
Ahmet Kaya'yı Ahmet kaya yapan insandır.
Sessiz sedasız bir biçimde aramızdan ayrılmış büyük şair,ölümü sadece bir kaç kanalda yusuf öldü dediler ne de kolay söylediler.Demek şimdi gidiyorsun güle güle...
bir mart günü* bu fani dünyadaki mütevazi yaşantısını terk ederek susan, mahşere dek uykuya yatan şair.

iyiydi, kötüydü bilemeyiz ki herkes gibi o da ne yaptıysa kendine...

korsan* dinlediğim mp3'lerinden dolayı umarım hakkını helal eder.