bugün

lozan'da bağışlanmıştır. 59. madde şöyle der:
"Yunanistan, Anadolu’da, savaş yasalarına aykırı olarak, Yunan ordusu ya da Yunan yönetiminin eylemleriyle işlenmiş zararları onarma yükümünü kabul eder. Öte yandan, Türkiye, Yunanistan’ın, savaşın uzamasından ve savaş sonuçlarından doğan mâlî durumunu dikkate alarak, onarımlar karşılığı olarak, Yunan Hükümetine karşı yöneltebileceği her türlü zarar-giderim isteminden kesinlikle vazgeçer."

bağışlanan bu paranın ise 4 milyon altın olduğunu meclis kürsüsünde bizzat söyleyen kişi ismet inönüdür. bunun da kaynağı şudur:
TBMM Gizli Celse Zabıtları, Içtima 196, 21.2.1339, Celse 2, sayfa 1293.

(biz hem cahil hem ukala merkepler gibi ezbere atıp tutmuyoruz. belli bir seviyenin üstüne hitap ediyoruz. anlamak için asgari insan olmak lazım. seviye o.)
önce okuma yazma öğren. bu maddede herhangi bir yunanistana tazminat hakkından bahsetmiyor. ikinci olarak götünüzden belge uydurmayın. söz konusu belgenin tarihi hicri takvime göre verilmiş. eğer miladi takvime çevirirseniz 4 kasım 1920 tarihine tekabül eder. lozan ise 24 Temmuz 1923 de imzalandığına göre bu iddaa tamamen uydurmadır. bence bu iddaanın ucu deli raporlu maraş dondurmacısına dayanıyordur.
" seni de mi kandırdılar ? dedirtendir.
Yunanistan'dan savaş tazminatı alınmasına dair Lozan 59. maddede "herhangi bir yunanistan yok orda" sıçmasına zaten dünya halklarının verecek bir cevabı yok. okuduğunu mu anlayamıyor, hiç mi okuyamıyor çözemedim. (edit: epeyi uğraşıp anladım ki bu cahil ve anlayış problemli şahıs başlıktla içeriği birleştiremediği için, "yunanistan'a bağışlanan" diyince, yunanistan'dan alınması gerekirken kendilerine bırakılan, alınmayan anlamını çözememiş. nasıl becerdiyse içeriği okuduğunu iddia etmesine rağmen, yunanistan'a ödenecek diye anlamış. pes.)

ikincisi, her cahil gibi ukala. o tarihler hicri değil rumi. ve o celsenin miladi tarihi 1923'e denk geliyor.

şimdi der ki, rumi takvim diye bir şey yok. veya 1923 diye bir yıl yok da derse şaşırmam. hatta bu başlık hiç yok. böylesine de yapacak birşeyimiz yok. baytarlar ilgilensin.
lozan'ın 59. maddesi için kaynak her tarafta var.
istenen rakam meselesi bir ayrıntı, ana konuyla bire bir ilgili değil ama 4 milyonu zikreden kişinin inönü olduğuna dair kaynaklardan birini vereyim:
http://www.ismetinonu.org...ozan-baris-konferansi.htm
burada alttaki başlıkla verilen kısmın 14. paragrafında.
Lozan Konferansının Kesintiye

Uğramasına ilişkin BMM’de Verilen Söylev[41]

(21. 02. 1923)

ha, herkes deli, fesli, cahil, bi siz akıllısınız.
insanda utanma olur. o rumi takvimin ne olduğunu bilmeden tanıma bok atmaya çalışan cahil ne oldu? gelip cehaletini itiraf edip özür diledi mi? ya bunlara uydurma diyen enikler bu alıntının ismetinönü.org.tr den olmasına nasıl kösele gibi utanmaz suratla bakıyor acaba? nerdeee. bunlarda cahillik kadar utanmazlık da bedava. bol bol var.
"türkiye, yunanistan’ın, savaşın uzamasından ve savaş sonuçlarından doğan mâlî durumunu dikkate alarak, onarımlar karşılığı olarak, yunan hükümetine karşı yöneltebileceği her türlü zarar-giderim isteminden kesinlikle vazgeçer."

yahu ne cahil adamsın. şu kısımda yunanistandan alınacak savaş tazminatından feragat edildiğini anlayamayacak kadar cahil bir insansın. yani lozan anlaşmasında bu haktan feragat edilmiş. adamın amacı ne ben anlamadım doğrusu. anlaşmalar karşılıklı taviz vererek yapılır cahil arkadaşım. o tavizi vermeden istediğimiz sınırları çizemezdik batıda. sen cumhuriyete, kurucu önderlere bok atacağına abdülhamitin ingilizlere hediye ettiği kanla alınmış koskoca kıbrıs adasını bir araştır. atatürke ismet inönüye bok atarak osmanlı padişahlarının boklarını örtemezsiniz.
Gerizekalı gelmiş utanmadan cehaletini savunuyor hala. Anlaşmalar tavizleymiş. Bütün lozan macerasını buraya mı yazalım? Karşı cephenin tamamı bu tazminatın hak olduğunu kabul etti, ingilizler bile... yunanistan ise karar çıkabilir ama ben ödemem dedi. ingilizler bu şekilde ismet'e iletince hem bu maddeyi antlaşmaya koydular hem de feragat ettiklerini açıkladılar.
Bunu anlama kapasiten yok, belli. Bu şekilde yunanistan'a karşı 100 yıl bile geçse bir dava yürütme şansı, toprak talebi ihtimali, taksite bağlama fırsatı tepilmiş oldu. italya ve ingiltere ta 2. Dünya savaşı sonrasına kadar "adalarınızı alın, sizin hakkınız" dedi. Ama yönetim her seferinde konuyu kapatıp uzak durdu.
Oku biraz oku. Ezbere vıdı vıdı. Kulaktan dolma çamur attığın osmanlı'nın bokunda sinek olamazsın. Burada varsan osmanlı sayesinde varsın. Dünyada kendi ceddine sayıp söven alçaklar ancak bu ülkede var. Elin ingilizi fransızı bile geleneğine, sembollerine sahip çıkıyor. Utanmayı bildin mi utanmayı?
Yunanistandan tazminattan söz etmiyor diyordun ilk tanımında. Takvime göre üç yıl öncesi filan diye saçmalıyor, daha rumi takvimi bile bilmediğini açık ediyordun. Nooldu? Onları öğrendin mi iyice? Yüzün kızardı mı? Ne gezer...
görsel
şimdi bunu yazan ve de çok biliyor ayaklarına yatan yalancı yobaz göte, "karaağaç neresidir? lozan anlaşmasının savaş tazminatı maddesi ile alakası nedir?" diye sorsam ne der acaba?

sonra, "ya itilaf devletleri, birinci dünya savaşı sebebiyle, aynen almanya'ya yaptıkları gibi, osmanlı'nın devamı sayılan(aynen weimar cumhuriyetinin alman imparatorluğunun devamı sayılması gibi) milli hükümetten savaş tazminatı istemekten neden vazgeçtiler?" desem?

son olarak, "adalarınızı alın, sizin hakkınız dediler" yalanını silkeyim. belgesi nerede ulan yalancı it?

belgeye ne hacet! meğerse batılılar ne kadar da müşfikmişler! istemediğimiz halde bize toprak vermeye çalışıyorlar! eminim herkes inanmıştır!

ulan yalanbaz! o adalar italya'nın elindeydi ve mussolini değil adaları vermek, antalya ve çevresine göz dikmişti! bulmuşsun sözlük köşesinde cahil cühelayı, kadiros mısıryanis ayaklarıyla kafa kola almaya çalışıyorsun pis herif!

(bkz: yobazların propaganda mekanizması)
fesli ve ossur ossur ipe diz akımı.
bak nasıl da hatırlayıverdi yalancı yobaz!

neymiş, demek ki yunanın -zaten ödeyemeyeceği- savaş tazminatına karşı karaağaç nahiyesini almışız öyle değil mi?

peki o zaman neden ben götüne sokana kadar karaağaç'ın lafını etmeyip "bağışlandı" diyorsun a yalancı yobaz? cahil cühela tavlamaca değil mi? karşılığı alınan şey bağışlanmış mı olur?

yine (bkz: yobazların propaganda mekanizması) diyoruz.

bu cahil savaş tazminatının ne olduğunu da bilmiyor! savaş tazminatı talep etmek için karşı tarafın toprağını işgal etmenize filan gerek yoktur. savaşta yenilmiş olmanız yeterlidir. hele ki savaşı başlatan sizseniz -ki osmanlı'nın yaptığı buydu- tazminat talep etmelerinin önünde hiçbir engel kalmaz.

osmanlı birinci dünya savaşı'nda yenildi. "yunandan savaş tazminatı" diye ısrar etsek, "olur ama biz de sizden savaş tazminatı istiyoruz" diyebilirlerdi.
atatürk nefreti çomarlara tarihi yeniden yazdırıyor.
Baştan aşağı okuyan normal bir insan bu kızıl eniklerin hem cahil hem aptal olduklarını anlıyor zaten. Yorulmaya gerek yok.
Yunanistan'dan alınması gereken 4 milyon yunanistana bağışlanmıştır.

Adamın beyni almıyor. Lozan'da diğer bütün ülkeler bu tazminatı yunanistanın ödeyeceğini kabul ettiler. Hatta maddeyi kendileri düzenlediler. Aklına soktuğumun cahil eniği. Hala diyorki yunanistan da bizden isterse...
Yok yok. Bunlara ne resen boş. Kafa boş. Tam takır. Alkol eritmiş beyni. Okuyan kişiler zaten görüyor anlıyor. Gerçekleri örtüp konuyu sabote etmeue çalışan papazlar kendi kendine kudursun. Gerçek ortada.
"send gift" sebebiyle, göndericiye, +25 improve relation puanı verecek olan hadise.

(bkz: europa universalis)
bak karaağacı yine unutuverdi!

hala 4 milyon altın diyor ama yunanistan'ın ödemesinin zaten mümkün olmadığı o altınlar karşılığında bize verilen karaağac'ın lafını etmiyor.
4 milyon altın ne amk? Ton mu, gram mi? Yoksa 4 milyon değerinde mi?
Kaç ayar?
Ne lan bu?
Tam 16 tane Ege'de ki adamizi rüşvet karşılığı yunana satan dinci deyyusun derdine bak ??????