bugün

Ülkemizde sık görülen bir insan tipidir. Sosyal hayatta statü edinememiş olmanın yarattığı etkiyle üstüne vazife olmayan işlere karışırlar. Otobüs şoförlerinden, bekçilere, hatta garsonlara dek uzanan geniş bir popülasyonları vardır. insanları düşman gibi görme potansiyelleri üst seviyededir. Asık suratlıdırlar. Karşısındakinde: "yoksa ben bir halt değil miyim?" hissiyatı uyandırırlar. Müşteriyken ezik duruma düşme durumuyla karşılaşmamızı da bu insan tipine borçluyuzdur.
(bkz: özgüven eksikliği)
(bkz: kompleksli insan)
hem kendine sövdürür, hem de kendini bir halt sananlara yetki verenlere...
başbakan olan tipleri de mevcuttur.
(bkz: rte)
-alo, belediye mi?
-evet, buyrun.
-ben 1972 belediye başlan yardımcısı kemalettin k.
-he yani?

ya da;

polisliğe heveslenmiş lakin polis olamamış bir abimizin cümlesi;

-beyfendi tersten geliyorsunuz, ordan giriş yok.
-memura ters olmaz! memurum ben memur!
-he oldu ozaman, dıt dıt dıt 154.
kadrolaşmanın getirdiği sorunlardan sadece biridir. kompleksli olan ve yetkin olmayan insanların baş mevkilere yığılmasıyla çoğalan insan türüdür.
küçükken topu inşaata kaçtığı anlaşılan insan.
stanford üniversitesinde okuyan öğrencilerden kurulu bir denek grubu üzerinde yapılan sosyolojik ve androlopojik bir araştırmada deney grubu 2 bölüme ayrlmış.

bir grup gardiyan olurken , diğer grubtan ise mahkumlar gibi davranmaları istenmiş.

gerekli kıyafetleri giyip , bir süre boyunca hapishane düzeni içinde yaşayan denek gruplarının deney bitimindeki davranışları gözlendiğinde ortaya çıkan sonuçlar çok ilginç olmuş.

çünkü gardiyan rolünde , diğerleri üzerinde yetki sahibi olan denek grubu sadistleşmeye ve ellerinde tuttukları yetkiyi saldırgan bir tutumla kötü kullanmaya başlamış .

diğer grup ise kendisine yapılan haksızlıklara ve saldırılara ; ben bunu yaptıklarım yüzünden hakettim diyerek sessiz bir tutum içerisinde kalmış .

sonuç olarak günümüzde yaşadıklarımız bir deneyle de kanıtlanmış.

kişinin eline yetki verilince kendini cidden bir halt sanıyor , biz de olanlara seyirci kalıyoruz.
verilen yetki bünyeye büyük gelince oluşan durumdur. bu insancıklar tevazu nedir bilmezler.
bu tiplerin yürümeleri bile değişir. üzerinde ceket varsa genelde bir eli cepte yürürler.
(bkz: sağcı)
bu olay tamamen sonradan görme diye adlandırdığımız durumdur. biz insanlar az bulunca yakınmayı çok buluncada sapıtmayı çok iyi bir şekilde yapıyoruz. buda bir anda yükselmenin sonucunda sınırlarını fark etmeden yapılan bir çok yanlış davranıştır.
bu tip insanı en güzel şu fıkra anlatır;

eski zamanlarda tuvaletlerde çeşme yokken, tuvaletin dışlarına maşrapa ile su koyarlarmış. bu maşrapalar sırayla dizili olup, tuvaleti gelen alırmış birtane içeri girer işini görür geri getirirmiş.

günün birinde bir adam çok sıkışıp bir tuvalete girmek istemiş. elini birinci maşrapaya uzatmış, tuvalet bekçisi onu alma demiş. diğerine uzatmış, onu da alma demiş...

böyle tek tek el attıklarının hepsine bunu da alma demiş. en sonuncuya gelince, tamam işte onu al demiş.

adam işini görmüş ve çıkmış tuvaletten. sonraki diyalog ise şu:

adam: ya sen bana niye hiçbirini aldırmadın da en sonuncuyu aldırdın? çok sıkıştığım için sorgulayamadım o an.

tuvalet bekçisi: ee o kadar da yetkimiz olsun...
Bir insaın yetkili olmak ve yetkisini kullanması ile yetkiyi amacı dışında kullanması arasında ince bir çizgi vardır. bir kısım insan gerçekten de elindeki yetkiyi kompleksle kullanırken, bu kişilerin eleştirilmesine sıra geldiğinde gözardı edilmemesi gereken ikinci kısım da, yetkisiz olup yetkilileri kıskanan ve ne yapsa "aha işte yetkili ya ondan yapıyor" diye yoran daha büyük komplekli gruptur. bu grupta kimisi arkadan konuşup her şeyi yetkiye yorarken bir grup yetkiyi sallamayınca adam olacagını düşünür, yetkili kişilerin sözkonusu yetkilerini kullanmaya devam edip gorevlerini adam gibi icra edebilmeleri için yetkiyi sallamayanların hayatları kaydırılır lakin bu tamamen haksız ve yetkiyi elde tutmanın verdiği şımarıklıktan kaynaklamayan bazen maalesef gerekli bir durumdur ki dışarıdan yetkisizlerce bakıldıgında "yetki aldı götü kalktı" şeklinde yorumlanır. halbuki eleştirilmesi gereken yetkili, yetki alanına girmeyen bir konuda karşısındaki yetkisizler davranmaları gerektigi gibi davranıyorken gereksiz yere baskı ve yetki kullananlardır.
zordur makam, mevki, şöhret ve para altında ezilmemek. ama yine de hafif insandır. gerçek bu.
bunlar için söylenen sözün sansürlü versiyonu: dün '..ktu, bugün koktu'dur.
askerdeki kısa boylu bodur ve sesi çocuk gibi çıkan kıta çavuşlarıdır.

o kısa boyla ve çocuk gibi sesle erleri nasıl sindirirler hiç anlamam. başçavuşun korkusundan olmalı.