bugün

--spoiler--
yemeği sol elinle yiyen şuursuz
--spoiler--

önce bir türkçeyi öğrenelim; "elinle" değil, "eliyle".
vicdanlı insandır. şeytanın da acıkabileceğini hesap edip onunda karnı doysun istemektedir. diyanet geçen açıkladıydı ya sol elle yemek yiyen şeytanı besler diye oradan yola çıktım..
kabahat bizde değil
yaratan beyni düzgun koycakti madem
resmen gunah yazmak için bahane.
Buna takılan o kadar mal var ki bunu askerde farketmiştim;

-sol elle şeytan yermiş.
-tamam ben de şeytanı temsil ediyorum, kendine dikkat et.
benim elimle yiyemez. kendi eliyle ne yaparsa yapsın.

1. tekil şahıs elimle
2. tekil şahıs elinle
3. tekil şahıs eliyle

(bkz: dayan türkçe dayan gari)
istersem hortumla yerim sanane be doğalgazlı evine kömür yardımı alan namussuz komşu.
sol kolu komple keselim o halde,
peki sol bacak, onuda keselim mi hocam ?
kitle iyi bilir, ölünce g.tümüze pamuk tıkayacaklar diyanet maaşı alanlardır. yok beni yakın küllerimi boğaza saçın derseniz o başka. filmlerde falan olur. yine de şer yuvası bu ve benzeri sözlüklerdir diyanet değil.
Sol elle yemek dinen uygun degildir diye dusunup insan vucudunun sol tarafinda bulunan kalbi param parca etmekten cekinmeyen tiplerdir. Ve daha bir cok kotuluk. Ama sag elle yerler. Cennetliksiniz!
KiMiN ELiYLE SORUSUNU SORDURUR.
BENiM Mi? ŞUURSUZ MU Ki BENiM ELiMLE YESiN YAHU?! "ELiYLE" DiR O.

ÇOCUKLAR ÖNCE TÜRKÇE ÖĞRENiYORUZ, SONRA BAŞLIK AÇIYORUZ. AFERiN KUZUCUKLARIMA.
Hurafelere inanmayan insandır. hangi elle yemek yenir, kıçımızı hangi elle yıkayalım, gibi sorunlara verilen yanıtlar -iktisatçılar bilir- "türetilmiş veri" olup her türlü manipülasyona açıktır. Siz islamı, Kuran'ın emrettiği gibi yaşayın, bu detaylara gelene kadar ana hükümlerde eksiğiniz olmadığına emin olun. Kul hakkı yiyor musunuz mesela?
Ha bu gibi zırvalarla zihninizi meşgul eden mürşidinize deyin ki "kimsenin mürşide ihtiyacı yok. aradığımız cevap yüzlerce zırva dolu kitap/risalede değil tek kitaptadır..."

Bu arada mürşitlik denen müesseseyi de gerçekten sallayın. islamda ruhban sınırı yoktur. el etek öpmeyi -hatta protez kol öpmüştü galiba meczup??) bir kenara bırakın...

Şimdi dağılabilirsiniz.
Şu ekonomik kriz de bizim vergilerimiz olan (pardon, kriz değil de psikolojik durumdu) 3.2 milyon liralık dekorasyon dış cephe parasını veren diyanet mi demiş bunu?
Faiz geliri konusu da başka tabi.
https://www.sozcu.com.tr/...ralik-dekorasyon-2733628/
https://www.sozcu.com.tr/...-256-bin-tl-aldi-2661228/
Bu sırada istanbul'un en büyükleri arasında olan ve tarihi değeri önemi olan yavuz sultan selim caminin elektriğinin borçları yüzünden kesilmesi rezaleti de başka bir konu.
Yüzbinlerce taşınmazı olan, yarısına yakını iş yeri han konut olan ve bunların ilşletme kira geliri ile diyanetin devlet den aldığı ödenekler bütçeler yanında cuma günleri toplanan paralar ramazan ayında kurban Bayramın da zekat fitre deri canlı hayvan bağışları ile camilerin yapımında vatandaşların katkıları yanında camiye sağlanan arsa yapı ve onarım malzemesinin önemli bir kısmı bağış imece yoluyla olup vatandaşın katkısı düşünülürse diyanet yönetim ve işletme olarak sorgulanması kaçınılmaz.
https://www.sabah.com.tr/...ili-ck-enerjiden-aciklama

Devletin kurumlarını idare edenler bu kurumlara daha çok özen gösterip çağın ve zamanın gereklerine göre hareket ederek bu kurumları değersizleştirecek söylem ve eylem içinde olamaz.
Bu tür eleştiriler olmasının nedeni bu kurumun başında olan insanlar.