bugün

romanları yanında çok güzel röportajları olan yazardı.

bir tanesi şuradan okuyabilirsiniz:

Yaşar Kemal'in unutulmaz röportajı: Gerdek gecesi sabahından yollara düşen Süleyman

http://www.cumhuriyet.com...llara_dusen_Suleyman.html#
büyük üstadın bugün ölüm yıldönümü. hiç ölmeyecek sandığım nadir kişilerdendi. nur içinde yatsın.

her yerde olduğu gibi maalesef sözlükte de var olan durumu özetleyen bir sözünü de paylaşayım.

"Bir toplum, hoş­gö­rü­sü ka­dar güç­lü, sağ­lam, hak­lıdır. Zul­mü ka­dar za­lim, zayıftır. Irkçılık ise en korkunç hastalıktır."
görsel
Saygıyla anıyoruz büyük usta. Senin gibisi bu topraklara yüzyılda bir gelir. Toprağın bol olsun.
Ölecek diye çok korkuyordum bi zamanlar. Keşke hayatta olsaydı da yine güzel satırlar yazıp beni dünyadan koparsaydı.
dedemden dinlemiştim onu ortaokul sondayken dedemin kütüphanesinden almistim kitaplarini ilk okuduğum kitabıydı ince memed ölümüne üzülmemek elde değil büyük edebiyatçı. t7rkçe yaşadıkça o da yaşayacak!
https://www.youtube.com/watch?v=nbC5Szb8jtI

kendi sesinden mezarımı derin kazın...

bi insan niye bunu eksiler arkadaş. anlam veremem.
insanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli...
sevmediğim yazardır. seveni de sevmem genellikle.
"Filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca"
Başlangıcı yaptım ve başlarken karar verdim. Sırayla baştan sona bütün Yaşar Kemal kitaplarını okuyacağım.
Gözyaşlarımın bugünkü sebebi... Siz de izleyin isterim!

https://www.youtube.com/watch?v=v0dV1L4IjeI
ismi yaşardı ama yaşayamadı !
diyerek espri yapabileceğiniz,
ama önemli bir yazarımızdı.

ayrıca;
dedemin isminin yaşar olması,
atamın isminin kemal olması,
benimde şu an yaşıyor olmam,
benim yaşar kemal olduğum anlamına gelir!
bakırköyde beraber yemek yemek nasip olmuş efsane edebiyatçıdır.
istanbul sosyetesinin halk türkülerine merak saldığı günlerdir. ruhi su henüz ortalarda yoktur. aşık veysel'i istanbul'a getirirler. kendisine özgü meydan sazına benzeyen kocaman bir sazı vardır. tezeneyi kullanışı, tellerinden sesler çıkarışı kimseye benzemez farklı bir üslubu vardır.

ahmet kutsi tecer'in keşfettiği aşık veysel istanbul'a getirildiğinde yaşar kemal'e emanet edilir. aşık veysel yaşar kemal'e "aşık", yaşar kemal aşık veysele "veysel" diye seslenirdi.

bir gün rıfat ılgaz, yine bir öğle vakti sirkeci tramvay sokağı'nın arkasında bir lokanta'da içerken gözü tramvay durağına takılır. tramvay kalktı kalkacak yolcular telaş içerisinde yetişmeye çalışmaktadır.

rıfat ılgaz, bir bakar ki cağaloğlu yokuşunda aşağı iki yolcu tramvaya doğru koşmakta. biri diğerinin koluna girmiş, koluna girilen yaşar kemal, koluna giren aşık veysel... hemen yerinden fırlar, tramvaya koşanların yanına gider.

"nereye gideceksiniz" diye sorar yaşar kemal'e. "şişli'ye. veysel saz çalıp türkü söyleyecek orada." rıfat ılgaz bir kalabalığa bakar bir tramvaya.. "yahu atlayın bir taksiye gidin. veysel'i dinleyecekler nasıl olsa parasını da verirler." yaşar kemal'in en yoksul dönemleridir. cebinde parası olmadığı için söylenenlere aldırış etmeden tramvaya koşmaya devam ederler. ve yetişirler.

rıfat ılgaz, lokantaya döner ve masaya yumruğunu vurur. lokantanın duyacağı bir biçimde dışarıyı işaret ederek bağırır.
"bakın bakın, şu allah'ın işine bakın. iki kulunu tek gözle nasılda koşturuyor."

ekleme: aşık veysel görme engelli. yaşar kemal'inde bir gözü görmemektedir.

ot dergisi 39. sayı alıntısıdır.
görsel
1940lı ve 50li yıllarda özellikle çukurova'da derlediği ağıtlar kitabı harikadır. Dikkat çeken en önemli nokta da yaşar kemal bu derlemeleri roman yazmaya başlamadan önce yapmıştır. Bu ağıtlar kitabı yazarın eserlerindeki yoğun halk kültürünün kaynağını göstermesi açısından önemlidir.
Toroslar'ın eteklerinde büyümüş, insandan önce toprağı tanımış bir anadolu çocuğu. Yazmak için yaşayan, bizi sözcükleriyle anlatan bir halk ozanı: "Yaşar Kemal".
Kemal Sadık Gökçeli, 1923 yılının güneş ışıklarının pamuk tarlarının ve meyve ağaçlarının üstünde parıldadığı bir öğlen vakti, Osmaniye’ nin Gökçedam Köyü’ nde bir evde dünyaya geldi. Babası Sadık Efendi hali vakti yerinde bir çiftçiydi. Kemal ve üvey kardeşi Yusuf’ da küçük yaşlarından itibaren kafalarında kasket bellerinde çuval babalarına yardım ediyorlar pamuk tarlalarında beyaz altın topluyorlardı. 7­8 yaşlarındayken bir Kurban Bayramı’ nda yere devirdiği koyunu kesen eniştesini izliyordu. Ancak kılıç keskinliğindeki bıçağı terli elleri ile tutamayan eniştesi istemeden Kemal’ in sağ gözünü kesiyor, Kemal’ in aydınlık dünyasını karartıyordu. Bir yıl sonra babası ile köy camisinde namaz kılarken onun kanlar içinde yere devrildiğini gördü.
Babasını onlarca kez sırtından bıçaklayarak öldüren onun için tanıdık bir isimdi, kardeşi Yusuf. Büyük çabalarla kendini Burhaniye ilkokulu’ na kaydettirmeyi başardı. Fakat delikanlıydı Kemal, okulda fazla kalamadı. 30 dan fazla işe girip eşkıya tavırları sebebi ile kovulunca ilk trene binip kendisini istanbul Sirkeci Garı’ na attı. Uzun süre iş arayan Kemal açlıktan ölmek üzereyken
Adana’ dan gelen ahbapları Orhan Kemal ve Arif Dino tarafından Nadir Nadi ile tanıştırıldı ve Cumhuriyet Gazetesi’ nde Yaşar Kemal adı ile röportajları yayınlanmaya başladı. Yayınladığı ilk kitabı Sarı Sıcak’ tan sonra bir roman yazması gerektiğini anladı. Sevdikleri uğruna dağa çıkan amcasının oğlundan feyz aldığı bir eşkıya hikâyesi ince Mehmet’ i 1953’ ün kışında bitirdi.
Edebiyatımızın dünyaya açılan penceresidir.

Anadolu insanını çok iyi tahlil etmiş, Anonim halk edebiyatını ve doğayı sanat imbiğinden damıtarak ölümsüz eserler bırakmıştır.
"Milliyetçilere dehşet ama namuslu, zor ama cesur bir iş düşüyor."

Yaşar Kemal (Ant dergisi, 1968)
görsel
En sevdiğim sözü; "insan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez."
bugün doğum günüdür. saygı ve sevgi ile anıyoruz büyük ustayı.

https://twitter.com/i/moments/783909516333252608
ömrünü barışa adamış, ölene kadar yazmaktan, doğru bildiğini söylemekten vazgeçmemiş büyük yazar. iyi ki bu topraklar da doğmuş, iyi ki yazmış..
'Yaşar Kemal Platformu' tarafından adına 'Yaşar Kemal Kültür ve Sanat Festivali' düzenlenen büyük usta. Türk edebiyatının eşsiz çınarı. Dolu dolu bir festival olacağı şimdiden belli oluyor. Öncülüğünü değerli isimler yapıyorken, bizlere katılmak düşer. Festivalin son gününde uçurtma şenliği de yapılacakmış. Tam yaşar kemal'e yakışır 'umut dolu' bir festival olacak. Portakal Çiçeği gibi geleneksel hale gelmesini diliyorum.

(bkz: ) http://yasarkemalplatformu.org/
yarattığı karakterlere ruh katabilen nadir yazarlardan. kitaplarını okurken ince memed oluyorsunuz, abdi ağaya derin bir öfke besliyorsunuz, hatçeyi sevip ölümü için göz yaşı döküyorsunuz.
Açıkçası kendisini pek sevmem. Fakat dobra bir adamdır. Dobra insanları severim. Çelişkimde boğuldum. Evet.
Neyse.

Kendisine "türk müsün, kürt mü?" diye sorulduğunda, "yapıtlarımı türkçe yazıyorum." minvalinde bir şey söylemiştir. Her ne kadar kürt olsa da, kürt oluşunu hissettirmemiştir.
ömrünü barışa adamışlardan. yaşar kemal ortaokul mezunu bir köy çocuğu. ama bir insan toprağını ancak bu kadar iyi tanıyabilir. çiçeği, böceği, bilimum otu, hayvanı bir anlatışı var hayran kalırsınız. o doğuştan bir yetenek. bu topraklarda doğmuş olması ayrı bir gurur sebebi.