yaşanılanlardan öğrenilenler

insanlar yalan söyler ve buna önce kendileri inanır.

düştüğün yerde çoğu zaman tek başına kalırsın.
acilen kalkmadığın sürece yerdesin ve ezilmeye mahkümsun.
''tırnağın varsa başını kaşı'' yine noktaya açılan kapıdır.
''para herşeyi yapar'' diyen para için herşeyi yapar!
yalan söyleyen tehlikeli insan sınıfındadır.
bencil kişi tevazuyu korkaklık zanneder.

her şey senin elinde istersen yaparsın bir şey olmuyorsa da yeterince istememişsindir.
hayatımız kendi seçimlerimizden ibaret her şey kendi sorumluluğumuzda.

Hayatınız boka sararsa düzelmeyecek bok gibi gidecektir.

Dostlarınızla aranızın iyi olarak kalmasını istiyorsanız onlarla alacak-verecek ilişkisine girmeyin.

galatasaray' ın bayern münih ve kopenhag ile oynadığı 4 maçtan öğrendiğim kadarıyla: ne kadar çabalarsan çabala, şansın yoksa başarısız olabilirsin. şans faktörünü asla dışlamayın.

Yaşamın anlamsızlığı.

'' istersen yaparsın '' ve '' olmuş ve ölmüş dışında her şeye çare bulunur '' sözlerinin gerçeği yansıtmamasıdır.
mesela aşk konusunda hep mücadele eden ben oldum, kadınlar hep uzaklaştı.
matematiği sevmediğim için istediğim bölümü okuyamadım.
milletin bol bol fotoğraf çektirdiği ingiltere ve abd' ye gidemedim.
her gün beni itinayla siktir eden hayalimdeki kadınların başkalarıyla mutlu olması işkencesini yaşıyorum.
yani bazı şeyler için uğraşsan da olmayabiliyor üstelik senin uğraştığın kadar uğraşmayanlar o şeylere daha rahat ulaşabiliyor.
bu hayattan ve dünyadan nefret ediyorum. belki beni mutlu edecek gelişmeler olacak ama asla tatmin edici biçimde mutlu olamayacağım. çaresiz kalıp ne yapacağımı bilemediğimde Allah' a bir umut ışığı için yalvardım, hala o ışık gelmedi. Allah da bana küstü galiba.
ne yapabilirim ki ? mümkün oldukça az yara alıp bu saçma ve anlamsız süreçte sürüklenip duracağım. yapacak bir şey yok. zaten kimse hislerimi, hayallerimi, düşüncelerimi umursamıyor.

Hiçkimse sizden önemli değil ve kimsenin sizin kendinizi sorgulatmasına izin vermeyin. 10-15-20-30-50 her yaşın problemi ayrı ve bu dönemleri atlatınca gerideki kafa yorduğunuz problemler anlamsız ve komik kalıyor. Kendi değerinizi ve anlamınızı sorgulayın ama bir başkasını nedenli değil. Mesela iş hayatında biri moral bozucu bir şey mi söyledi, ya da sosyal çevrenizde sizi mi eleştirdi bi düşün bu adamın niteliği ne kafanda çok mu büyük bir adam sana değer vermiyor ve kırıcı konuşmaktan kaçınmıyor seni bu kadar küçük gören adamın ne söylediği neden önemli olsun ya da nitelikli aptal adam yine söylediğinin ne önemi olur. Değer yarışı bu kim ne potansiyeli ve söylediği beni neden ne derece etkilesin. Başkasının söylediği beni hemen düşürücek kadar karakteri zayıf biri miyim. Özfarkındalık ve potansiyel. Bunu keşfedince ve tavrına yansıtınca hiçkimse bir şey söyleyemiyor.

Kimsenin seni etkilemesine izin verme hepsi gidicek, gelip geçici. Tartışmadan sivri olmadan çekinme. Problemleri kafanda yaratan sensin ve senden başka kimse bunları yaratmayacak ve çözmeyecek. Zaman çok hızlı geçiyor ve çöp insanlar için umutsuzlanmak, kendinden vazgeçmek çook aptalca.

Yaşiyorum, görüyorum, hata yaptığımın farkındayım ve yapmaya devam ediyorum.

hiçbiri bir öğreti değildir nezdimde zira yaşadığımız şeyleri ne seçiyoruz ne de hak ediyoruz.

güzeli teğet geçen yaşanmışlıklar da gözüme boş geliyor.

görsel

Onu burda söyleyemiyoruz maalesef.

Koyver gitsin, nietzsche’nin sıkça dediği gibi “amor fati” yaşanılan şeylerden ders çıkarılacak bir şey yok. Karşımıza sürekli farklı problemler gelecek bu dünya böyle bir yer maalesef.

bazı şeyleri yaşamadan öğrenmek lazım. illa tecrübe edeyim diye beklememek lazım.

yukarda da yazanlara göre tek kelime ile zaman kötü kolla götü, yoksa o göte giren şemsiye açılmaz.

insanız, hata yaparız. yaptığı hatayı yüzüne vurmamalı. aşağılamamalı.

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

insan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

O dediğin filmlerde bile olmuyor dediğin şeyler gerçek hayatta olabiliyor.

acırsan acınacak hale düşersin...*

anlık kararlar uzun vadede pişmanlık verebiliyor. topa basmak şart.

1 adet bira rahatlatır. Mümkünse kişisel tercihim; Filtresiz Bomonti'dir ki yorgun olduğun günlerde ilaç gibidir

ilk entry'i görünce çok kısa yazacağım için utandım ama hayatın zorluklarına iyi bir eşle birlikte göğüs gerilebileceğini öğrendim.

banka kuyruğunda arkandaki güzel gözlü kızla konuştuysan ve cidden hoşlandıysan ismini öğren. Kykda kaldığını bilmen ve onun değil arkadaşının adını bilmen ona ulaşabilmene yetmez.

hayat kimseye acımaz.