acı verebilir, sıkıntıya sokabilir, hayatta başarısız kılabilir tüm bunlara karşın herkes ister. Yan etkileri çoktur.
bile bile kendine bazen karşındakine de acı çektirmektir .
aşk boktur
yemeyen yoktur
aşk çözeltisi, konsantre hüzün
erlenmeyer maşası uzaktan
belki de birleşik bir bileşiğin ki aşktır tanımı
bir molundeki sevda sayısının çarpılması sonucu ulaşılan
sayıdır deney sonunda kalan
bir deriz, bir olmaz
sıfıra yaklaşır tespit.
umuma açık yerlerde süregelen riya,
denek olmuş aşktan kalan.

aşkı yaşamış yazar fikri.
heyecandır, tutkudur, umuttur; vazgeçilmiyor be sözlük!
istemem yan cebime koy duygusu.
aşk, aşk zannetiğin şey değildir.
(bkz: aşk/@fatal)
kesinlikle yaşla alakalı olan bir şeydir. misal; hepimiz küçüklüğümüzde* aşık olduğumuzu zannederiz. bir kızla* çıktığınızı düşünün. "abi seviyorum be." ya da "aşığım ben ona ya" demişsinizdir. peki size "abi evlenmeyi falan düşünüyor musun?" sorusuna ise; "ne alakası var. daha kaç yaşındayım görmüyor musun?" cevabını vermişsinizdir kesinlikle... burada amacım küçükler aşık olamaz ve sadece evlenmeyi düşündüğün kişi senin aşık olduğun kişidir demek değil. burdaki amacım aşkın, anlık bir duygu olduğunu göstermek. evet aşk var olabilir, hatta yakınımızda da olabilir. ama benim tespitime göre aşk, gelip geçici bir duygu silsilesidir. o zamanlarda duygularınız daha yoğundur hepsi bu, tespitime göre. bazılarımız şunu diyebilir; bilmem kaç yıldır aşığım. olabilir. ama şahsen ben buna tam olarak inanmamaktayım; bu inancı, onun küçükken söylediği gibi "gerçek aşkı buldum" lafına benzemektedir. ilk okunduğunda saçmalanmış gibi düşünülse de tespitimde biraz mantık öğeleri de bulunmakta.

(bkz: tespit yaptım mutluyum)
başına gelen en guzel şeymiş gibi görunup, hayatını berbat etmeye yarayan tek güç.
iyi birşey değil. ne olursa olsun insan çok fazla kendinden ödün veriyor.*
sonu yüksek ihtimal bir sürü güzel şey yaşanmış olsa da üzüntüye acıya bağlanan, acısı da ayrı güzel, mutluluğu da ayrı hoş olan tuhaf duygu . *
bütün mutluluklardan muaf kalınan; ve ancak, insandan insana bulaşan bir hastalıktır aşk.
aşk ölmeden birkaç saniye önce aklına düşen silüettir.
yazarların bir kere de olsa bu acıyı yaşamış olması..ortak nokta..
aşk nankördür. en olmadık zamanda çıkar karşına, herşeyini alır senden, sonra da hiç acımadan seni dımdızlak ortada bırakır. öyle çekp gitmez de, içinde bir yere çöreklenip yavaş yavaş kemirir seni. sirozun bir numaralı sebebidir ayrıca.
geçicidir önemli olan askin yaninda sevgiyide bulabilmek.
aşk gözlerin bakıp da görmemesi kulakların duyup da işitmemesi ağızın söyleyip de anlatamamasıdır.
(bkz: göte geldi aşkımız camia olarak şaşkınız)
(bkz: puşt gibim ipne gibim bişey)
kıza bağlı olmayana dek geçen süre ilişki açısından en güzel zamanlardır, bağlandıktan sonra kızında bu bağlılığı fark etmesi erkeğin bir yandan boku yiyeceği öteki yandan ziki tutacağını gösterir. kendisine bağlı olduğunu fark eden kız erkeğe türlü türlü acılar çektirerek zevk yaşar. garibim erkekte mal olduğu için paso peşinden gider.

aşk bundan ibarettir.

(bkz: biz bişey biliyoruzda söylüyoruz)
aşk çivi çiviyi söker mantığına sürekli ters düşen uyuz bir duygudur.
geçiyordur ama önemli olan güzel geçirmektir. unutmak için değil unutmamak için aşık olunmalıdır. ve mutlaka yanında saygının bulunması gereken iki kişilik yolculuktur.
boş kaldığım zamanlarda yakalandığım hastalık.dolu olması gereken zamanlarınızdan yer.
henüz bir kanıt bulamadım ama; aşk yoktur.