bugün

cemal süreya'dan...

Sukürenin perisi sen; sen, taşkürenin avcısı,
Bir kişi daha olsa yanınızda
Siz orda öpüşürken,
Ne diyorum bir kişi daha;
Alamut kalesinde öpüşürdünüz.
Ona göre gelişirdi her şey,
Yeni bir güzelduyu açılırdı
Bir töre cançekişirken.

Karagözlü hançer, sen; sen, mavi bakışlı kılıç,
Unutulmazlarınızı dökerken birer birer,
iki kişi daha olsa yanınızda,
Mihri'nin vuruluşu ve çantası
Ve elindeki tuğla da gelirdi gündeme;
Daha sonra kesilen barsağı, iki metre;
Kediler uzaklaşırdı ısrarla camdan bakan;
Ne diyorum iki kişi daha.

Kavaldan akan gökyüzü, sen; sen, düşten geçilmez bahçe,
Sınıf arkadaşları, şarap ve tüzük kokan,
Dağın Eskisi'ne iki vadiden seslenirken,
Ne diyorum beş kişi daha olsa yanlarında,
Ama her şeye üçünün bileşkesine varan;
Ne bilim-sanatı Hayyam'ın, ne siyaseti Nazım'ın,
Ne yiğitlik, ne aşk... Bir şey kalmazdı tek başına.
Ahırlarımızda her zaman sana ayrılmış bir at vardı.

Ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye,
Çok şeyin adı küçük yazıldı;
Silinmez anlar vardır,
Karşı konmaz özlemler,
Ben şimdi ne istediğimi de bilmeden artık
Bağırıp duruyorum ya, şurda,
Sen yaz sonu ilan eden güzel keten,
Güneşten yırtılmış caz, sen!
murathan mungan şiiri.

yaz inceliyor, güz
bizse hiç büyümeyen rus bebekleri
bir düşte karşılaşmıştık, bir düşte kaybolduk
hadi birimiz uyandırsın artık ötekini
birbirinin karanlığına kapatılmış
birbirinin içinde tipiye tutulan
her kozaya ayrı biçilen uzun kışlardan
hadi birimiz uyandırsın artık ötekini
ilkgençliğin yazıları bitti. şimdi bırakılmış çiftlikler
yağmurlarla boşalmış leylek yuvaları
elimizde sorular, gün yeniden dağıtıyor
kalanlar için yazılanları
yaz sonu yaz sonu yaz sonu
biliyorum
yine haziran yine temmuz yine ağustos
yaşarın yaz bitti şarkısını dinlemenin tam zamanıdır yaz sonu! ılık bir meltem yanağınızı okşar ve ağlarsınız. sessiz değil hıçkıra hıçkıra ağlarsınız çünkü hüzünler kentinde tek başınıza kalmaktasınızdır! ve kimse giderken size el sallamaz!
(bkz: summers end)
bir adalet ağaoğlu romanı.

yazın sonu gelmeden okunabilir.
B. Ergin Borobey'in yeni romanı.

"Hiçbir yaz onun kadar ısıtmadı içimi"

"Geleceksin biliyorum,
vedalara alıştığımız nice yazlardan sonra.
Bak bu yüzümdeki ilkyaz güneşi,
bak bu senin ılık rüzgârların,
ağaçlarında tomurcukların,
denizlerinde mavilerin, göğünde kuşların,
sokaklarında çocukların ve hep umutları yarınların.

Biliyorum geleceksin kırılmış aynadan gülümseyen yanıma.
Biliyorum geleceksin, yaz olacak…