Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktığında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıt vardır.Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır :
-Ön vitesle geri vitesi şaşırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördüğünüz gibi büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığımı sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen hastalardan yarım ücret alınır"yazılı doktora girdi.Gülerek :
-Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız mı beni?dedi.
Doktor da güldü :
Tabii, hatırlamaz olur muyum?
Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?ilaç vermeyecek misiniz?
Hayır gerekmez...Geçen gelişinizde verdiğim ilaca devam edin..
Eski deyimle basur (yeni ve bilimsel söylenişiyle hemoroit) çekenler bilir, çok ıstırap veren bir hastalıktır. Adamcağız da hemoroitten öyle çekmiş ki...Derken biri Kahve telvesi sür deyince, bir yerlerden kahve bulmuş.Bol bol koyup pişirmiş.Sonra da avuçladığı gibi sürmüş.Sürmüş ama...Ağlaya sızlaya doktora koşmuş. Soyunmuş, eğilmiş.Doktor da eğilmiş, bakarken...Hasta sormuş :
-Ne var doktorcuğum? Ne gördün?
-Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyor.Birde uzun boylu birinden toplu para alacaksınız.Haaa Bir de mektup var.
Temel, Dursun'a arabasının öyküsünü anlatıyordu :
-"Bir gün otostop yapıyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra kadın arabayı kuytu bir köşeye çekti. Mini eteğini iyice yukarı çekip, dudaklarını ıslattı ve "Benden ne istersen alabilirsin" dedi, ben de arabasını aldım."
Dursun :
-"iyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakışmazdı
Papazın biri vaaz verecekmiş ama çok heyecanlanıyormuş. Gitmiş baş papaza, papaz efendi ben vaaz vereceyim ama çok heyecanlanıyorum demiş.Papaz,o zaman git biraz şarap iç heyecanın geçer demiş. Adam,şarabı içmiş sonrada vaazı vermiş. Vaazdan sonra gitmiş papaza,demiş nasıldı papaz efendi beğendiniz mi? Papaz , "Güzeldi yavrum ama bazı hataların var."
1)Merdivenden yürüyerek ineceksin tırabzandan kaymayacaksın.
2)Duaların sonunda oleeeey değil, Amin diyeceksin.
3)En önemlisi de isa Tanrı'nın oğlu sütçünün çocuğu değil
Temel, italyan sirkinde timsahların gösterisini izliyormuş. Timsah terbiyecisi sopayla timsahın kuyruğuna vurur vurmaz timsah kuyruğunun üzerinde havaya kalkıyor ve dans ediyormuş, yaşlı adam aynı sopayla timsahın sağ arka ayakları ve sol ön ayaklarına da vuruyor, o nereye vuruyorsa timsah o tarafa döğru dans ediyormuş.

En sonunda adam timsahın kafasına sertçe sopayla vurmuş ve timsah ağzını sonuna kadar açmış, adam da hemen penisini timsahın boğazına kadar sokmuş, bir yandan da devamlı sopayla timsahın kafasına vuruyormuş ama timsah da hıç ağzını kapatmıyormuş.

Bu tehlikeli gösteri bittikten sonra yaşlı adam salona dönmüş ve seyircilere sormuş :

"içinizde buna cesaret edecek biri var mı acaba?"

Salonda çıt çıkmamış, adam cesareti olana büyük bir para ödülü vereceğini söyleyince Temel yavaşça parmak kaldırmış ve şöyle demiş :

"Ben deneyeceğim ama kafama o kadar çok vurmak yok tamam mı?"
kadın 5. evliliğini yapar. ilk gece kadının bakire olduğunu gören koca sorar: "benden önce 4 evlilik yapmışsın ama hala bakiresin. nasıl oluyor?" kadın cevap verir:
1. kocam doktordu; akşam siker sabah dikerdi.
2. kocam avukattı; her şeyi diliyle hallederdi.
3. kocam mhp'liydi; iktidarsızdı.
4. kocam akp'liydi; milleti sikmekten bana sıra gelmedi.
engelliler arası yüzme yarışı yapılıyormuş,
birisinin bacakları yok,
birisinin tek kolu yok,
birisinin elleri yok,
birisininde sadece kafası varmış, gerisi yok.

neyse 3-2-1 atlamışlar bunlar suya, tabi sadece kafa olanıda atmışlar,
bakmışlar kafa suyun dibine doğru gidiyo.

ulan nooluyo deyip dalıp çıkarmışlar bunu.
demişler; recep abi nooldu ???
--kramp girdi amına koyum.
Temel'in 8 tane çocuğu varmış. Ama hepsi de birbirinden ***** geri zekalıymış. Temel ve karısı Fadime doktora gitmişler durumu anlatmışlar. Böyle böyle biz artık çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1-2 kutu prezervatif vermiş. Nasıl kullanılacağını falan anlatıp yollamış. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara düşünmeye başlamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime " Dur ben sana dantelden örüvereyim demiş." Ölçüyü falan almış 1-2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay geçmiş. Temel ile Fadime nin 1 çocukları daha olmuş . Zamanla çocuk büyümüş 9- 10 yaşlarına gelmiş. Ama nasıl bir çocuk zeki mi zeki fırlama mı fırlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyor. Tüm sınavlarda birinci sporda tüm şehrin en iyisi köyün en zeki en atılgan çocuğu olmuş. Bir gün Temel kahvede otururken sormuşlar. " Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akıllı oluyor? " Temel gerine gerine cevap vermiş. " Süzme o süzme..!
Konyali kamyon soforu birgun Manisa'ya dogru gidiyormus. Birden radyodaki yayini kesip araya flas haber girmisler:
" Sayin dinleyicilerimiz. Simdi aldigimiz habere gore dunyamiza dost uzaylilar inmistir. Uzaylilar insana benzemekle birlikte, kisa boylu, kollari vucutlarina oranla uzun, ve bacaklari kafalarinin hemen altindan basliyor. Bir uzayli gordugunuz zaman anlasmak icin yavas yavas konusarak kendinizi tanitin ve nereye gittiginizi soyleyin..."
Neyse bizim Konyali yoluna devam ediyor. Bir sure gittikten sonra cisi geliyor. Vakit de aksam uzeri. Hava kararmis. Kamyonu orman kenarinda saga cekip agaclara dogru gidiyor. Tam isini gorurken calilarin arasinda bir cift goz ve bir karalti goruyor. Dikkatle bakinca karaltinin radyodan yapilan uzayli tarifine tipatip uydugunu goruyor. Birden korkuyor ister istemez ve hemen radyodaki uyariyi hatirliyor ve kendini tanitmaya calisiyor:
" Kon-ya-li-yim. Kam-yon so-fo-ru-yum. Ma-ni-sa-ya gi-di-yo-rum."
Caliliklardan cevap geliyor:
" Ur-fa-li-yim. Si-ci-yo-rum."
Temel ile Dursun Amerikaya gitmişler... Hava alanında Dursun çantalarla ilgilenirken, Temel de etrafı geziniyormuş. Bakmış bi kola makinesi, başlamış para atmaya. Bu sırada işi biten Dursun bi bakmış ki Temel kola makinesine para atıp kola alıyor. Etrafında yüzlerce kola kutusu. Hemen koşmuş yanına. "Napıyosun?" demeye kalmamış, Temel basmış cevabı:
"Karışma bugun şansım çok iyi..!"
Temel cuma namazı kılmak için camiye gitmiş.Hocanın vaazını dinlemeye başlamış.Hoca vaazında:
- Abdest dinin en sağlam temelidir.
Temel hocanın söylediğini duyunca hocaya şöyle demiş:
- Nasıl sağlam temelidir da bir osuruğa çökeyi.
Yaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafı seyrediyormuş... derken yanına bir delikanli gelmiş ki saçları kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış... Çocuk da küstah bir sesle:
- "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bişey yapmadın mı!" demiş... Adam gülümsemiş:
- "Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. Şimdi de acaba sen benim oğlum musun diye merak ediyorum..
dursun: temel sağa bir bilmece soracağum
temel: sor bakayum
dursun: kanadi var uçamay , iğnesi var sokamayı , peteği bal yapamayi nedir bu?
temel: ben böyle arinın .mına goyayum..
Düğün gecesi kızın babası damatla dalga geçiyormuş,
- Bakalım demiş, Kayserililer gibi gerdeğe bu gece mi gireceksin yoksa Bursalılar gibi ertesi geceyi mi bekleyeceksin?
Damat sırıtarak cevap verir
- Ben Yalovalıyım efendim dün gece girdim. :P
gece yarısı yolda yürüyen ayyaş adam bir sihirli lamba görür derken cin ortaya çıkar ve sorar -dile benden ne dilersen . bizim ayyaş zikimden şarap aksın der ..neyse sabaha eve gider ve hanım 2 bardak alda gel der kadın şaşırır -iyide bey ne içicez der.. adam gayet rahat hareketlerle bardaklara işer ve beraber içerler bir süre böyle devam eder bigün adam yine eve gelir ve hanım 1 tane bardak al gel der kadın bu duruma içerler ve sorar -bey neden ben içemiyorum der ve adam pis pis sırıtarak sen bu gece şişeden içeceksin der.
yıl 2020. yaşlı bi adam millet meclisinin kapısına dayanır.

+ ben başbakan erdoğan'la görüşmek istiyorum! açın kapıyı!
- amca erdoğan başbakan değil artık. burda değil.

ertesi gün olur. adam tekrar gelir.

+ başbakan recep tayyip erdoğan'la görüşücektim ben?
- amca recep tayyip erdoğan başbakan değil. yok diyoruz. yanlış geldin yine.

üçüncü gün adam yine kapıya dayanır. sonraki gün... bi sonraki gün.. kapıdaki görevliler artık dayanamaz sorar:

- yahu adam sen bunak mısın? hasta mısın? niye her gün buraya geliyosun tayyip'i soruyosun? artık başbakan değil diyoruz?
+ duyması çok zevk veriyo adama biliyo musun evladım... ondan.
Ali bir gün annesine sorar:
-Anne ben nasıl oldum?
+Seni leylekler getirdi yavrum.
-Peki Üst kattaki Ayşe?
+Onu da leylekler getirdi yavrum.
-Ya karşıdaki Deniz?
+Onuda yavrum.
-Alt kattaki mustafa!?
+Onu da.
-Aq bu apartmanda kimse s.kişmiyo mu anne??
+:S *
50 yıllık evli bir çift soğuk bir kış günü evlerinde oturuyorlarmış.

yaşlı amca demiş ki hanımım, hatırlar mısın soğuk demez sıcak demez sen en güzel kıyafetlerini giyerdin ben gider traş olurdum elimde bir çiçek seni bekler uzaktan gelişini izlerdim...

sen gelirdin gönlümü heyecan kaplar elele muhallebiciye gider birlikte olmanın heyecanını yaşardık..

-gel yine ben yarın parkta seni bekleyeyim traşımı olayım sen en güzel kıyafetini giy yanıma gel elele gezip muhallebi yiyelim...

kadın sevinir eşinin gözlerine bakar

-elbette bey ne kadar güzel düşündün...

adam ertesi gün gider traş olur ayakkabısını boyatır çiçeğini alır parkta beklemeye başlar saat bir olur iki olur üç olur amca üşümüş merak içinde kalmıştır merakla eve gider.

bir ne görsün eşi evde örgü örüyor

kadın nerdesin sen ağaç oldum 3 saattir neden gelmedin der

kadın adama bakar "ama hayatım annem izin vermedi ki"
*
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar. "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel, peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu..."
60 yaşındaki kadın eve geldiğinde, 40 yaşındaki kızının odasında garip bir vızıltı sesinin geldiğini duydu. Merakla koştu, odanın kapısını açtı..Kızı bir vibratörle oynuyordu.

-Ne yapıyorsun?- diye bağırdı..

-Bak anne- dedi, evde kalmış kız,

-40 yaşındayım ve çirkinim. Bugüne dek hiçbir erkek bana bakmadı bile. Bu alet bana kocalık yapıyor diyebilirsin..-

Yaşlı kadın başını iki yana salladı ve çıkıp gitti. Ertesi gün, baba eve erken geldi. Kızının odasından garip sesler

duydu.Hemen koştu. Kız vibratörle oynuyordu..

-Ne yapıyorsun?- diye bağırdı..

-Bak baba- dedi kız,

-Dün anneme de söyledim.. 40 yaşına geldim. Çok çirkinim, hiçbir erkek bana bakmadı bile. Bu alet bana kocam kadar yakın..-

Baba da kafasını iki yana salladı ve odadan çıktı. Ertesi gün anne eve geldi.. Bir baktı, baba divana kurulmuş. Bir elinde bir şişe bira.. Vibratörü de yanına koymuş, televizyon seyrediyor.

-Allah aşkına ne yapıyorsun?- diye bağırdı, yaşlı kadın kocasına..

-"Ne yapıyora benziyorum?"dedi, adam.."Biramı içiyorum ve damadımla maç seyrediyorum!.."
Temel ile Dursun iki tane at almislar. Fakat devamli karistiriyorlarmis. Hangisi
kimin ati belli degil. O yüzden Temel in aklina parlak bir fikir gelmis ve atin bir
tanesinin kuyrugunu kesmis. Dursun da ona inat o da diger atin kuyrugunu kesmis. Temel bu sefer atin bir tanesine boya ile isaret koymus. Dursun ona inat diger atin ayni yerine ayni boya ile isaret koymus.Temel bakmis böyle olmuyor, Dursuna :

- "Dursun bak bu böyle olmayacak. En iyisu beyaz at benimki, siyah at da seninki olsun..."
Temel bir yarismaya katilip dünyanin en güzel otelinde 1 hafta tatil kazanmis.Otele gidince herseyi çok begenmis.Otelin en güzel odasini Temel'e vermisler.Koltuklar çok güzelmis.Bu yüzden oturmaya kiyamamis ve yere oturmus.Bir süre sonra büyük abdesti gelmis.Tuvalet çok güzel oldugundan yapmaya kiyamamisve bir posetin içine yapmis.Bir süre sonra kokunca poseti disari atmaya karar vermis.Balkon dan atarken üst katin tavanina yapistirmis ve görevliyi çagirmis.Ona;
-"Sana 5$ vereyim onu oradan temizle." demis.Görevli ona karsilik olarak

-"Ben sana 20$ dolar vereyim onu oraya nasil yaptigini söyle"
Temel, bir haftaligina gittigi memleketten, haber vermeden erken dönünce karisini evde baska bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde tasidigi tabancasina davranan Temel, yatakta yakaladigi adami alninin ortasindan vurur. Tabancayi tam kendi kafasina dogrultmusken, karisi haykirarak üzerine atlar:
- Dur Temelim, kiyma kendine!..
Temel, sinirden titreyerek haykirir:
- Sus kaltak, sira sana da gelecek!..
Temel arkadasina hakaret ettigi için yargilaniyomus, mahkemede kendisini savunmus:
-Yok hakim bey, ben kendusuna sadece hayvan dedim
-Iyi ya, hayvan demek hakaret degil mi?
-Ne demek hakim bey... Yanlis anlasiliyi... Insan kurnaz bir dilkidur. Kurnazlikta ileri gidersa kurttur, pek cesur ve heybetli olursa aslan, uysal olursa kuzi, korkak olursa tavsan, inatçi olursa esek, güzel sesli olursa bülbül... velhasili kelam, hakim bey, insan hiçbir zaman hayvanluktan kurtulamaz.