bugün

jandarma köyün tüm gençlerini toplamış tecavüz soruşturması yapıyorlarmış. kadını getirmişler odaya,
astsubay gel bakalım kızım demiş teşhis et!
kız:
-komutanım gözlerimi bağladılar ama elimle dokunarak anlayabilirim.
komutan kızın gözlerini bağlatmış sonrada erkeklerin hepsini çırılçıplak soydurmuş ve sıraya dizdirmiş.
-hadi bul o zaman demiş.
kız başlamış en baştan önce eline almış sonra ağzına dönmüş:
-bu değil!
-buda değil!
-bu hiç değil!
-bu bizim köyden değil!...
Adamin biri deliler hastanesini gezmeye gitmis.Bakmis deliler kapidaki delikten iceri dogru bakiyorlar.Bakan tekrar siraya geciyor.Devamli bir dongu gibi olay yineleniyor.Adam merak etmis oda siraya girmis. Sira kendi sine gelmis.Egilip bakmis.Zifiri karanlik hicbirsey yok. Bir tanesini dur durup sormus.:

- Yahu ben hic birsey goremedim? Deli sasirmis:

- Ulan biz iki yildir bakiyoruz birsey goremiyoruz. Sen ilk bakistami goreceksin.
temel,hayatı boyunca hiç götünü görmemiştir.birgün dursunla futbol oynarlarken dursun temel'in götüne abanır.temel de ağlaya ağlaya soyunmasına gider.dursun temelin yanına gelir ve hic bir şey olmamış ışte der.temel de der "lan nasıl bi şey olmamış ikiye ayrılmış bak.
Japonya'da hırsız yakalayan bir robot icat etmişler.
Amerika'da 5 dakikada 180 hırsız yakalamış..
italya'da 5 dakikada 80 hırsız yakalamış..
Fransa2da 5 dakikada 30 hırsız yakalamış..
Türkiye'de 5 dakikada robotu çalmışlar..
3 kafadar bir trafik kazasında ölüp öteki dünyaya gitmişler, girişte zebaniler karşılayıp cehenneme gideceklerini ve iki tip cehennemden birini seçmeleri gerektiğini söylerler. Türk Cehennemine giderlerse günde bir kova bok, Avrupa Birliği cehennemine giderlerse günde bir kaşık bok yemek zorundadırlar.

Elemanlardan 2 tanesi hemen atılıp bir kova bok yenir mi yahu diyerek Avrupa Birliği cehennemini tercih ederler, diğeri ise ben türk doğdum türk olarak öldüm cehenneme gideceksem de türk cehennemi olsun deyip türk cehennemimi seçer.

Aradan bir ay geçmiş ve Avrupa birliği cehenneminde her gün bir kaşık bok yiyen arkadaşlar durumdan bezmişlerdir, ayda bir verilen cehennemler arası görüş gününü fırsat bilerek türk cehennemine arkadaşlarının yanına giderler.Türk cehennemine vardıklarında onları hiç beklemedikleri bir manzara karşılar, ölüler etrafta neşe içinde dans edip eğlenmektedirler , arkadaşları da bu eğlenenlerden biridir tabi.Hemen yanına giderler kısa bir hasret giderme faslında sonra, ab cehennemindekilerden biri sorar:

-Ulan nasıl iş bu, biz her gün bir kaşık bok yemekten bıktık usandık, yüzümüz gülmüyor, sizse her gün bir kova bok yiyorsunuz ama neşenize diyecek yok!

Türk cehennemindeki eleman cevap verir:

-Unuttunuz mu oğlum burası türk cehennemi, bir gün kova var bok yok, bir gün bok var kova yok 1 aydır bibok yediğimiz yok!
temel lejyoner, fransız ve ingilizle beraber japonlara esir düşer.
japon subay, ya asılacaksınız, ya yakılacaksınız yada giyotinle öleceksiniz, seçin birini demiş.
fransız içinden, "giyotin nasıl olsa bizim icat" deyip kafayı sokmuş tahtaların arasına.
bıçak tam kafasının üstüne gelince durmuş. paçayı kurtarmış haliyle.
ingiliz de içinden "lan şu giyotin tutukluk yaptı, belki bende de aynısı olur deyip girmiş giyotinin altına ve aynısı olmuş, bıçak gelip tam kafasının üstünde durmuş, o da kurtarmış paçayı.
japon subay teme'e:
-peki sen nasıl ölmek istersin? diye sormuş.
temel de:
-beni yaksanuz acı çekerum, giyotin da çalişmayi, en eyisi beni asun.
Ana okulunda yangın çıkar .
Temel dursuna derki ,çabuk o çocukları camdan at ben ...tutarım.

Dursun ıngilizi atar temel tutar,fıransızı atar ,temel tutar
Zenciyi atar,tutmaz tekrar zenciyi atar yine tutmaz.

Temel dursuna bağırır

Yanmışları atma dursun zaman kaybediyoruz.
Adamın biri bir bankaya girmiş ve bankadaki görevli kadına;- ...ına kodumun bankasında boktan bir hesap açtırmak istiyorumdemiş.Kadın bir anda böyle bir laf beklemediği için şaşırmış veafallamış...- Afedersiniz anlayamadım tekrar eder misiniz?" demiş.Bunun üzerine adam;- ...ına kodumun bankasında boktan bir hesap açtırmak istiyorum"demiş.Tekrar kadın çok bozulmuş ve;- Aman beyfendi sözlerinize dikkat edin lütfen ve lütfen ne istediğinizikibarca söyleyin" demiş.
Neyse adam da hiçbir değişme yok aynı lafı tekrar takrar söylemiş... Ensonunda bankadaki kadın dayanamamış ve;- Ben sizi müdürümün yanına götüreyim derdinizi ona anlatın" demiş.Müdürün yanına gitmişler. Adam gene aynı şekilde müdüre isteğini iletmiş.Müdür;- Beyfendi elemanım son derece haklı bu şekilde konuşursanız korkarım sizeyardımcı olamayacağım, lütfen bu şekilde konuşmanızın nedeninianlatırmısınız?" demiş. Bunun üzerine adam;- Azına sıçtımın sayısal lotosundan en büyük ikramiye bana çıktı ve bunu......ına kodumun bankasında boktan bir hesap açtırarak değerlendirmek istiyorum" demiş... Bu lafı duyan müdür eliyle bankadaki bayanı işaretederek yüksek sesle adama;- ve bu orospu size yardımcı olmuyor haaa...?
temel otele gitmiş.
bir süre sonra yan odadan gürültüler gelmeye başlamış.
bir, iki derken gürültüler durmayınca temel duvara yumruğuyla vurmuş.
yine çözüm olmamış. sonunda:
-kesin lan!..
karşıdan cevap gelmiş:
-sana ne mal.
-kimsun ulan sen?
-jean claude van damme.
-dordunuzun da amina korum.
Lazların atölyesinde bir iş kazası olmuş ve bir Lazın parmağı kopmuş. Lazlar hemen ilk yardım yaparak kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirmişler. Koşarak cerraha parmağı vermişler. Parmağı alan cerrah :
- Güzel, parmağa birşey olmamış. Hasta nerde?
- Ne hastasi? Oni da mı getureceyiduk?
istanbul'da üniversitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş;

- ''.........Baba, merhaba Ben Lale''.

- ''Ooooo Güzel kızım benim. N'abersin bakalim?''.

- ''Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla''.

- ''Hayırdır? Bi sorun'mu var?''.

Kız ağlamaya başlar babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir;

- ''N'ooldu kızım? anlatsana''.

- ''Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş''.

- ''Ne evi lan? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin'de bosaniyorsun''.

- ''Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı'ya ben onunla evlendim''.

- ''iyi halt ettin, zilli neyse, artık yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın''.

- ''Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotoğraflarımı internetten herkese yollayacakmış''.

- ''Püüh. Rezil... Çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?''.

- ''Ama babacığım O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını''.

- ''Peki Olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı ögleden sonra Bankaya gidip çekersin sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotografları''.

- ''Sağol baba Eeee şey bi'de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var''.

Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur;

- ''Kürtaj'mı? Bi'de hamile'mi kaldın o çocuktan sen?''.

- ''Aslında ondan değil... Zenci bi çocuk vardı... Zaten o yüzden ayrılıyoruz'ya''.

Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır;

- ''Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım nedir bu başımıza gelenler okulu bitirir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını''.

- ''istersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü''.

Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürür;

- ''Okuldan'mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli? Eh ulan sen hele bi gel buraya ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmiycam sana ilk isteyenle'de evlendiricem''.

- ''O iş zor be baba biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben''.

- ''Allahım, çıldıracağım bir de cinsel hastalıklar haaa... kesin o zencidendir''.

- ''Çok pis arkadaşları vardı. Bilmem artık hangisinden kapmışımdır''.

Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.

- ''Hemen bu akşam dayını yolluyorum oraya seni alıp gelecek. Adresini ver bakim''.

- ''Mahmutpaşa Karakolu'ndayım gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında''.

- ''Karakol'mu? bi'de karakola'mı düştün layyynnn? Ne yaptın?''.

- ''Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanına girdim. Ama neyse'ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım''

Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar;

- ''Babacığım sakın üzülme bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım''.

Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır;

- ''Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul'da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin''...

not: evde denemeyin. (bkz: kalp krizi)
temel iş için paris'e gidiyor. işlerini bitirip akşam uçagı ile dönmek istiyor. ama aksilik işte kaçırıyor uçağı.
mecburen lüks bir otelin yolunu tutuyor. 150 euro geceliği olan odada sabahlıyor.
sabah erkenden resepsiyona uğrayıp çıkışını yapacak.
bir bakıyor fatura 400 euro olmuş.
- ne bu şimdi? diye soruyor.
- efendim servis ücretleri 100 euro tkp ve 150 euro hkp toplam 250 euro, artı 150 euro oda ücretiyle beraber 400 euro.
- neymiş bu tkp?
- tenis kortu parası.
- iyi de ben kullanmadım ki.
- kullansaydınız efendim. tam 6 tane nizami tenis kortumuz var, sizler için...
- ayrıca hkp de havuz kullanım parası oluyor. umarım severek kullanmışsınızdır. tam 3 havuzumuz var, bunlardan 2 adeti de tam olimpik.
- yahu ben havuz mavuz kullanmadım ki.
- kullansaydınız efendim, hata ettiniz. temel bir kağıt ister ve 'tsp 500 euro' yazar.
- buyrun sayın resepsiyon bu hesaba göre bana 100 euro borçlusunuz. lütfen ödeyin borcunuzu ve acilen vedalaşalım.
- affedersiniz, nedir bu tsp?
- canım tsp, temeli sikme parası oluyor.
- aman efendim, rica ederim. hiç öyle şey olur mu?
yapar mıyız biz hiç öyle birşey müşterilerimize.
- yapsaydınız efendim. kaldı ki tüm gece de müsaittim yani!

edit: imla.
Temel hastaneye gider. Giriste birinin agladigini görür.
Yaklasir ve sorar:
"Hayrola hemserim? Neden agliyorsun?"
Adam:
"Kan tahlili yaptirmaya geldim. Parmagimi kestiler." derdemez bu sefer de Temel hüngür hüngür aglamaya baslar. Ne oldugunu anlayamayan adam Temel'e sorar:
"Hayirdir hemserim. Sen niye aglamaya basladin simdi?"
Temel cevap verir:
"Ben idrar tahlili yaptirmaya geldim."
cem uzan seçim propagandası için ığdar' da miting düzenler.
der ki: - mazot 1 lira olacak.
vatandaşın bir tananesi: + ee bu daha gelmeden zam yaptı.
usta borsacı ile genç borsacı parkta dolaşarak sohbet ederler. yaşlı, gence mesleğin püf noktalarını anlatıyor.
- bak evladım. bu meslekte başarılı olmak için sadece fırsatları değerlendirmek yetmez. zaman zaman fırsatları senin yaratman gerekir. bu yüzden sürekli dikkatli olmalısın. uygun bir yorumla umulmadık olaylar çok büyük fırsatlara dönüşebilir.
genç borsacı bir şey anlamamış gibi bakakalır. usta borsacı etrafına bir baktıktan sonra devam eder.
- bak mesela şu karşıda gördüğün taze köpek pisliği. muhtemelen sana iğrenç bir şey olarak görünüyordur. ama ben eğer, şu pislikten bir lokma alıp ağzına atarsan sana 1 milyon TL veririm dersem, bu durum senin açından nasıl bir fırsata dönüşür?
genç borsacı anlamış gibi kafasını sallar. yaşlı olan 'peki bu fırsatı değerlendirmek istemez misin?' diye sorar. Genç borsacı 'tabi efendim' der, parmağını pisliğe daldırır, bir lokma alır yutar.
yaşlı borsacı çek defterini çıkarır ve 1 milyon TL'lik çeki gence verir. parkta bir süre sessizce yürürler. Fakat genç dayanamaz sorar: 'Üstadım ben size aynı teklifte bulunsaydım kabul eder miydiniz?'
Bu kez yaşlı borsacı neden olmasın der gibi bakar. Genç atılır.
- Bakın ileride başka bir pislik var. Bu kez büyük fırsat sizin. 1 milyon TL karşılığı dener misiniz?
Yaşlı borsacı 'tabi ki' der, bir lokma alıp yutar.
Genç borsacı da çıkartır, biraz önce kazandığı 1 milyon TL'lik çeki iade eder. Bir süre yine sessiz sessiz yürürler.
Genç dayanamaz ve sorar: 'Üstadım ne sizin cebinizdeki para miktarı değişti ne de benim cebimdeki. Allah aşkına söyler misiniz, biz bu boku niye yedik?'
Kurt borsacı cevap verir.
- Öyle deme evladım. Bak bu sayede tam 2 milyon TL'lik işlem hacmi yarattık!
bana dün mail ile gelen bir fıkradır. harbiden koptum ama!
temel'in oğlu olur ve adını "oğuz" koymak ister.
imama giderler ve imam der ki:
"yahu temel bu oğuz ismi kur'an da yoktur, başka isim koyalım."
temel der ki imama: "olur mu hocam oğuz ismi kur'anda vardır!!"
imam: "nasıl yaa, yoktur" der.
temel: "vardır hocam vardır, oğuzibillahimineşeytanirracim" der.
mutluydum. kız arkadaşımla bir yıldan beri
nişanlıydık ve evlenmeye karar
verdik.

ailem bize her türlü yardımı yaptı, arkadaşlarım
cesaretlendirdiler ve kız
arkadaşım rüya gibiydi!!

fakat beni rahatsız eden bir şey vardı; nişanlımın
küçük kız kardeşi. müstakbel baldızım açık-saçık giyinen
yirmi
yaşında bir
afetti. ne
zaman
yakınıma gelse öne
eğilip iç çamaşır şovu yapardı.
bunu başkalarını yanında
yapmadığı için temkinli olmalıydım.

bir gün baldız düğün davetiyelerini kontrol etmek
için beni yanına çağırdı.

yanına vardığımda yalnızdı; yakında evleneceğimi,
bana karşı engelleyemediği
ve engellemek istemediği duygu ve arzularının
olduğunu kulağıma fısıldadı.

kendimi ablasına adamamı ve evlenmeden önce benimle
yatmak istediğini
söyledi.

söyleyecek bir kelime bulamadım. tamamen şoke
olmuştum.

"yukarı yatak odama çıkıyorum ve eğer beni istiyorsan
yukarı gel"
dedi.

afallayıp kalmıştım, merdivenleri çıkarken arkasından
şok içinde bakıyordum.
merdivenlerin sonuna vardığında pantalonunu çıkartıp
aşağıya bana
doğru
fırlattı.
bir kaç dakika öylece
kalakaldım.

sonra arkamı dönüp ön kapıya doğru yürüdüm.
kapıyı açtım ve evden çıkarak arabama doğru yürümeye
başladım ki,

müstakbel kayınpederim dışarıda bekliyordu.
gözyaşları içinde sevgiyle bana
sarılarak, küçük sınavımızı başarıyla geçtiğin için
hepimiz çok mutluyuz,
kızımıza senden iyi bir damat bulamazmışız. ailemize
hoşgeldin.""

hikayenin ana
fikri...

prezervatif daima arabada durmalı.
adamın biri varmış ikinci dönem düzeltmişçesine kısa olanı makbuldur.
kadir kıymet bilmezliğe bir örnek;

Adam komadadır, yanında ise karısı... Adamın gözleri nemli, kısık Sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya baslar; "ilk isten kovulduğum zaman yanımda idin.. iflas ettiğim gün oradaydın.. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm.. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede başucumdaydın.."

Kadın takdir edilmenin mutluluğunda.. Adam devam eder, "Simdi komadayım yine başucumdasın.. Sonunda anladım ama çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz kadınsın.."
Bir adam yalan dedektörü almış.

Akşam yemeğinde denemek istemiş,
Oğluna bugün nerdeydin demiş.
Oğlu da "okuldaydım" diyince dedektör ötmüş.
Sonra oğlu itiraf etmiş, erotik bi filme gitmiş sinemada.

Babası da kızmış, oğluna
"ben senin yaşındayken erotik nedir bilmezdim bile" demiş.
Dedektör yine ötmüş..

Bunu duyan anne gülmüş ve,
"al işte senin oğlun" demiş.
Dedektör yine ötmüş.. *
Ormanda yangın çıkmış bütün hayvanlar telaşlı.
Kurtulmaları için dar patika bir yol varmış.
Ormanlar kralı arslan bir fikir bulmuş
-Arkadaşlar harf sırası ile dar yoldan hepimiz kurtulabiliriz demiş ve bütün hayvanlar harf sırasına geçmiş.
sonra Arslan bakmış bit en önde gidiyor.
-ulan bit, sıraya geçeceksin hak yedirmem geç arkaya.
Bit: peki Sen benim ne biti olduğumu biliyormusun?
Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar :
- Oğlum kafanı ıslatmıyacak mısın ?..
Temel cevap verir :
- Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş !
Hacı Amca ölmüş...
öbür tarafta kendisini karşılayan melekler:
-''Hacı Amca, kusura bakma biz seni yanlışlıkla aldık, daha senin üç yılın var. Seni eski yerine yollayamayız. herkes öldüğünü biliyor. Bu yüzden başka bir kimlikle gideceksin. Fakat elimizde iki tane kadro var, biri profesörlük diğeri ise ibnelik istediğini seçebilirsin'' demişler...
Hacı Amca düşünmüş, düşünmüş, düşünmüş
-''Başka bir kadro yok mu?'' demiş...
-''Malesef bu ikisi var'' demişler..
Ve ibneliği seçmeye karar vermiş.
Tabi hemen iyilik melekleri yanına gelmişler;
-''Aman hacım ne yapıyorsun? bunca yıl edebinle yaşadın, koskoca profesörlük varken hiç ibnelik istenir mi?''
hacı cevaplamış:
-''Çok düşündüm, zaten topu topu üç yıl yaşayacağım, bilmediğim onca şeyi kafama sokacağıma, bildiğimi götüme sokarım'' demiş.
şeytanın kankası ve sağ kolu gibi olan bir "ofli" haca gider.
sıra şeytan taşlamaya gelir.
bu bizim ofli şeytan zaten, şeytana taş atar ama bir yandan da kalabalığın içinde çaktırmadan diğer eliyle yüzünü kapatır.
şeytan bu, yer mi? yemez tabi!
der ki ofli'ye: lan ofli hadi bunlar atıyor, sen ne ayaksın a.q.!!
ofli hem mahcup hem de sinmiş vaziyette der ki:
"anam avradum olsun furmaya atmayrum, körmüyor musun hep ıska geçay attuklarım!!
Koca evine elleri bir sürü kasetle gelir.
Karısı: Niye bunca kasete para verdin, bizim evde teyp yok ki?
- Sen sütyen aldığında ben soruyor muyum?