anne: memeeeet, memeeeeet, memeeeeeeet!
baba: eyyy eyy! eyi apdülrezzak olmamış ne deyon?
(egece)
15 dakika önce yaşanmış diyalogtur. ntv kanalı izlenmektedir. gece bülteninde nevin yanıt'ın 100 metre engelli koşuda birinci olduğu haberi verilmektedir:

spiker: ve şimdide engelli de avrupa şampiyonu olan milli atletimizin görüntüleri geliyor ekrana.
baba: ee hiç engel yok gibi.
anne: nasıl yok gibi?
baba: basbayağı yok gibi.
anne: olur mu ortada varya engeller.
baba: zıplamaçlar mı? onlar mı engel oluyor?

baba kişisi yarışın engelliler arasında olduğu düşünmüştür.
baba:_yarın sakarya ya gidiyoruz hazırlanın
ben: _baba sınavım var ben gelemem.
babam:_olsun rapor alırız.
annem:_ali kpss için rapor vermiyorlar.
babam:_ boşver o zaman girmeyiversin.kışın birda girer.
ben_zönk!!??
baba uyumaktadır. anneyle iki kız kardeş odada otururlar. belli ki babanın uyumasından sıkılmıştır anne. ve babayı dürter.

a: sen benden sıkıldınmı yoksa.
gözünü zar zor açan baba: sıkıldım desem beni rahat bırakıcak mı?
ailecek yemek esnasında

a.o.v: baba noldu sen geçen fenalaşmışın yine
baba: sorma oğlum
a.o.v: doktora gittiniz mi?
baba: gittik
a.o.v: ne dedi peki?
baba: karıyı boşa dedi
annem ve babamla dünya basketbol şampiyonası hakkında konuşuyoruz. konuşuyoruz dediğime bakmayın, ben basketten çat pat anlarım; onlar da çat'daki ç'nin altındaki çizgi kadar anlıyorlar.

ben: iyi yendik Porto Riko'yu ama haa, liderlik de garanti, yarınki Çin maçına rahat çıkarız.
anam: ay kim vardı Çin'de, uzun boylu bi adam vardı Yang miu muydu?
bubam: heheheh yua ming'ten bahsediyorsun sen. çok iyi topçu(!) o, amerika'da oynuyo zaten.(nba'i kastediyor.)
ben: aşsdşqrtx(önce kitlen, sonra babamın çin'i şampiyonluğun favorilerinden biri göstermesiyle kısa devre yap.)
televizyonda bir türk dizisi oynamaktadır. esas adam telefonu seni seviyorum diyerek kapatır. ve olaylar gelişir.

anne: ne gereksiz ne yapay şeyler bunlar. amerika gösterişi, bizde yok böyle seni seviyorum deyip kapatmalar.

baba: var aylacım var aslında ama ben yıllardır sana böyle bir şey söylemediğim için sen olmadığını sanıyorsun. unuttun yazık!
baba: oğlum git dondurma al karşıdan 1 kiloluk.
anne: yahu 1 kilo çok, yarım kilo yeter.
baba: sen sus kadın, git oğlum sen 1 kilo al gel.
-dondurma gelir, hayvan gibidir-
baba: orospu çocuğu ağzına kadar doldurmuş.
-yavrum o ayakkabılarını bağla bak düşceksin
-yok bişey olmaz hep böle geziyorum ki ben...

5 dakika sonra anne;
-cocuğum bağla şunları ya, düşceksin allah korusun!
-ya tamam bişey olmaz!...

1 dakika bile geçmeden, birbirine dolanan bağcıklarla bikaç metre yalpaladıktan sonra aaaa diye bağırarak yüzükoyun yere yapışan ben!
iğrenç bi surat ifadesi, çok acıyan dizler, aptal aptal bakışlar derken babam;

kalk hemen! kaaalk hemen o bağcıkları bağla! o bağcıkları bağlamadan bir adım daha atmayacaksın anladın mı! kalk ordan otur şuraya! hemen kalk hemen heman bakma öyle!

ağladım ağlıcam yemin ediyorum; anneme baktım bi ümit acıdı mı yavrum falan der ümidiyle; bi de çok kötü dolandı bağcıklar, çaktırmıyorum da kalkamıyorum resmen! salak salak yatıyorum yerde... annem baktı baktı; sonra o meşhur lafını söyledi ve yürüdü gitti;

gerizekalı !

canımın yandığına mı yanayım, bi de azar yediğime mi;
yoksa bize bakan o kadar insana mı... (bir cumartesi; bir alışveriş merkezinin girişi)

sonra kalkıp, bağcıklarımı bağlayıp, çoktan uzaklaşan annemle babamın peşinden yürüdüm dayak yemiş çocuk gibi...
hala utanıyorum çok...

aama ben bunun acısını alışverişte çıkarmazmıydım? *
* *
a : anne b : baba

b : torbacıya gittin mi bugün?
a : hıhı evet gittim. ama her zamankinden vermedi.
b : nasıl yani?
a : her zamankinden alıcaktım yokmuş.
b : peki sen ne aldın?
a : başka bişey aldım deniycez işte.

korkmuştum da bizimkiler ne iş çeviriyo diye. sonradan anladım . bildiğimiz torbacı değilmiş*
(bkz: elektrik süpürgesi torbası)
üzerinden daha bir dakika geçmemişken buraya yazdığım diyalogtur.

babam: sularınıza limon sıkın öyle için, c vitamini öyle alınırmış.
annem: kahveden mi öğrendin?!

not: babam emeklidir, kahveye uğramakta, annem bu duruma karşı çıkmaktadır.*
anne : a
baba : b
*
a : yarın şey gidiyomuş şeye
b : ne gidiyomuş? kim gidiyomuş?
a : şey işte şeyin kızı
b : yahu kim gidiyomuş doğru düzgün anlatsana
a : şey işte bizim fatmanın kızı ihsan
b : ihsan? fatmanın kızı? meliha olmasın o
a : hah işte o gidiyomuş, okulu başlıyomuş yakında
b : * fesuphanallah kadın çok aydınlatıcı bi bilgi verdin valla
yok lan o kadar yaran bi diyalog değilmiş
anne: auramı bozdun vallahi ya!
baba: auraao ne?
anne: neşe.

anne sen aurayı nerden duydun, tamam hadi duydun diyelim nasıl da kafandan yeni anlam uydurdun..

(bkz: ah annem canım annem)
babam gazeteye dikkatini vermiş, dış dünyaya kendini kapamıştır. annem ise o esnada diziye kendisini kaptırmıştır.

dizide adam eşini öldürür. o sırada babam tv'deki bağırış çağırışlar üzerine kafasını kaldırıp tv'ye bakar. annem: "aaa karısını öldürdü!" diye kendine dert edinir mevzuyu.

dönüp babama sorar:

anne:bundan ne anlıyorsun salih?
baba: karını öldürme!
anne:?
baba:soruyu anlayamadım ki!
annem:ahaaaaa ordaki şeyi aç da bana onu getir
ben:neyi açıyım anlamadım annecim?
annem:ahhaaaa orda neydi adı çekmecede aha bak oraya getirde şunu şeyapıyım.
ben:bu mu?
annem:yok valla salak bu çocuk yaa ahaaa şunu getir diyorum.
ben:off yaa yok burda bişey!
annem:sersem misin ya?
ben:yaa ne istediğini anlamadımki adını söyle getiriyim
annem:ayy bişeyi de ben söylemeden anla beee
ben:##$$?????????
baba diziden bahsediyordur.
baba:bak bu çocuk ölmüş.
anne:nee inme mi inmiş ?
baba:yok binme binmiş.hay allahım ya.
dunganga yerlerde.
a : bu uyduları fırlatıyorlar ya hani havada nasıl duruyorlar öyle töbe bismillah.
b : kızım safmısın sen yaaa. bir kayaya filan dikiveriyorlar işte?!
bu cevapla babanın, annenin gözünde kahraman olmasını izleyen çocuk : &+?#½)=?
baba çaydanlığa baktı baktı sonra başka tarafa döndü ve:

anne- kaynayıp duran çaydanlığa baktın baktın da gittin.*
baba- ne yapacaktım? kucaklayacak mıydım?
baba sürekli ergenekon duruşmalarını izlemeye gitmektedir. validenin ısrarı üzerine beraber giderler birgün. 2 3 gün sonrasında televizyonda izlediği bir haber üzerine valide pederin yanına yaklaşır:

-bak gördünmü? ben de diyorum neden bu tuncay özkan falan nası dolaşıyor bu adliye binasında diye soruyorum. her tarata kamera mikrofon varmış.
baba: aa ne diyosun?
anne: tabi sana boşa demiyoruz konuştuğuna dikkat et diye
baba: eyvaaah bize de kaydı o zaman?
evlilik nedeniyle dur ile babasının arası açıktır. bu durumdan fazlasıyla rahatsız olan anne, bir yolunu bulup dur' u ziyarete gelmişlerdir. ertesi günün sabahında kahvaltı da;

baba: ne zaman evlenicen lan sen?
dur: kısmet baba. hem bak bekar da kendime bakabiliyorum.
baba: bok bakıyorsun, hergün başka birisi bakıyormuş eve.
dur:....
anne: bulalım birisini de evlen, düğün yapalım artık. torun istiyorum ben.
baba: nikahtan alsın ne düğünü. bu yaştan sonra düğün mü olur?
anne: benim düğünüm olmadı. oğlumun düğünü olsun.
dur: senin niye düğünün olmadı anne?
anne: babası yokmuş, onun için düğün yapılamazmış( babamın babasından bahsediyor) x amcanla, y amcanın babası başkaymış demek ki.

şöyle bir 10 saniye düşündükten sonra;

babam: ayak üstü giydirdin yine bana.
Anne:Ayy ne kadar çok susuyorum bugünlerde baya da ısındı havalar.
Baba:Ben senin hiç sustuğunu görmedim hatun .
Babamın nasıl bir bilinçaltı var merak ediyorum.
babam banyodan çıkar ardından annem duş alacaktır.
-faruk sabun nerde hayatım?
+lifin içine bak
-faruk?
+efendim
-sen sabunla ağdamı yaptın?
babam yeni kiracımızla görüşmeye giderken..

a: bak saçmasapan konuşup da adama deli olduğunu belli etme.
b: tabii canım deli miyim ben ?!?!
evde duvarda gökhan türkmenle olan fotografım asılıdır. dedem odama gelir ve,
dede: o adam kim??
ben: dedecim o sanatçı. gökhan türkmen hiç benzemiyor dimi tv deki haline.
dede: başlatma tv deki halinden nerden çıktı bu fotograf??
ben: dedecim bi konserinden sonra çekilmiştik.
dede: bütün her şeyi onun için yapıyorsun, gündüzleri onunla buluşuyorsun onun için süsleniyorsun dimi. ben biliyordum birinin olduğunu. demek her şey şu çocuk içinmiş..
ben: ???!&%/^(^')!!!

(bkz: seni seviyorum dedecimmm)
A: Ya bir mum varmış 12 cm. soğukta büzüşüyor sıcakta büyüyor falan.
B: Aa ne garip.

Biz: Nasıl bir şey o mum yaaa?