bugün

hep yanınızda olacak yegane dost..
Postmodern dünyanın salgın hastalığıdır yanlızlık,insan hayatının bir gereği olsa da insan doğasına zıt olan durumdur.
boktan bir durum...
birileri farklı olmaya çalışırken, kendin olmaktır.
ölmüş sevgilinin son bakışlarının, son nefesini verene kadar, gözlerini her yumduğunda gördüğün tek şey olmasıdır...
al götür beni ıssız bir bakışın saltanatına..
--spoiler--
ya ben hep duvara konuştumya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var.nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.bilmiyorum,belki de ben gerçekten delirdim onlar haklı belki de.içinde değil duvarların insanlarsadece arasındalar.
--spoiler--
(bkz: altan erkekli) (bkz: yalnizlik)
tadında bırakmak lazım.
alır götürür..
(bkz: ünlü düşmesi)
ne karşımda duran olur
ne peşimde yoran olur
ne halimi soran olur
kapım hasret vurulmaya

yalnızım yapa yalnız
yalnızım yapa yalnız

gönül artık son gişede
ne fatma’da ne ayşe’de
unutuldum bir köşede
sorulmaya sorulmaya

yalnızım yapa yalnız
yalnızım yapa yalnız.

(bkz: mustafa yıldızdoğan)
masturbasyon için güzel bir nedendir.

(bkz: masturbasyon yapmak için on neden)
Bedavadır.Her bedava şeyler de olduğu gibi kullanma kılavuzu yokturdur.Parasal bir değeri olmadığı için herkes kullanmak ister ama nasıl kullanılacağını kimse bilmadiğinden sonu ya intihardır ya da yazar.
insanı büyüten, ama fazlası da yıpratan hede.
sevilen bayan parfümünü yastığa sıkıp uyumaktır yalnızlık.
boy aynasının karşısında oturup kendi kendine konuşmaktır yalnızlık.
yalnızlık, bililenin aksine tanrı nın bile kalmak istemediği şeydir. *
An itibariyle içinde bulunduğum durumdur. Şu an birisi ile sıkı bir sohbete ihtiyacım var ama bütün salaklar uyumuş.Mesaj attıklarım cevap vermiyor. internete gireyim dedim iki muhabbet edip kafamı dağıtayım ; Oda yok. Ev arkadaşım uyudu. Sözlüğe içlendim belki cıkar biri gel bilader ne derdin var anlat der umuduyla bana yazı yazdıran durum.
ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
ne açar kimse kapım bad-ı sebadan gayrı...
yalnızlık kim ne derse desin imkansızlıktır.. zaman zaman bazı insanlar ben yalnızlığı sevdiklerini iddia ederler. hatta savunmaları da benimki mahkum edilmiş bir yalnızlık değil, tercih edilmiş bir yalnızlıktır ama o öyle olmuyor işte. onların bahsettiği yalnızlık duygusal bir birliktelik eksikliğidir. bu bahsettikleri yalnızlık bile başkalarına anlatıldığında zevki çıkar, içten içe bir övünme şeklidir savunduklarıyla.
yani yalnızlık dile gelir. oysa yalnızlığın birinci anlamı tek başınalıktır. hem fiziksel hem sosyal olarak. yaşadığımız dünyada fiziksel yalnızlığa pek imkan görmüyorum fekat sosyal yalnızlığa gelicek olursak; gözlerin sizden uzak olduğu, kimsenin siz varmışsınz gibi davranmadığı, kimse taraından dinlenmediğiniz bi hayat düşünün! oldu mu şimdi yalnızlık. sen sevdin mi şimdi bunu. velhasıl kelam 'yalnızlık bile başkalarıyla güzeldir' diyerek sonuç cümleme gelmek istiyorum. tanımı tek başınalık olan bi kavramın başkalarıyla güzel olması kelimenin ne kadar ağır olduğunu anlatmaya yeter.
çünkü kan portakalıdır yalnızlığımız
dışı güneş içi kırmızı...
bunu söylemek için neden niçin sorularını beklemeye gerek yok.
furkan çalışkan beklememiş.
"yalnızlık yumuşak, ipeksi bir eldir, ama güçlü parmaklarıyla yüreği kavrar ve kedere boğar"
demiş halil cibran.
gökyüzü yesen açlığın geçmez,sen ki çok kişilikli bir yalnızlık uzmanısın...
seni düşünerek akıttığım yaşlarla yıkanıyor yalnızlığım şu an...
(bkz: küçük iskender)

yalnızım diye üzülmüyorum .. çünkü biliyorum . yalnız insanın ihanet edeni de olmaz ..
(bkz: necip fazıl kısakürek)
"i hate loneliness, but it loves me"

coyote starrk *
sanırım benim yalnızlığımı anlatan en güzel cümle bu. ondan ne kadar kaçmaya çalışsam kendisi beni bir o kadar bırakmıyor. en iyisi teslim olmak ve bununla yaşamaya alışmak.
kimse olmadan yaşamaya devam etmek, bu durumla barışmak ve mutlu olmaktır.