bugün

Kimi zaman ihtiyaç duyulan, kimi zamansa köşe bucak kaçılan...
ölmekle doğmak arasındaki bağdır yalnızlık denen şey. Doğarken de yalnızdık, ölünce de yalnız olacağız.
çoğumuzun deneyimlediğidir.
Çocukken daha az insan vardı çevremde belki, ama şimdikinden daha az yalnızdım. Çevremde siyahla henüz tanışmamış, rengarenk çocuklar vardı çünkü. Hepsi farklı renkti, olduklarından farklı renklere bürünmeye de çalışmıyorlardı hem.
Şimdilerde anıyorum o zamanları, o çocukları sık sık...

Etrafımda kendisi dışında konuşacak bir şeyleri olan pek az insan var. Çoğuna göre, mesela, metroda mendil satan çocuğu yarın neyin beklediği, kendi kırılmış tırnağından daha az önemli. Yahut ötekilerin anlattıkları, sorunları; sadece dinliyormuş gibi yapan biri için pek önemsiz, hatta sıradan. Onun kabarmış saçının özensiz görüntüsü şu an mühim olan. Dedim ya, ailem ve bir kaç dostumla geçirdiğim saatler dışındaki zamanda, özlüyorum çocukluğuma ait şeyleri.

Kulağımda kulaklık vagonların yanında yürürken, tam da bundan yakınıyordum sanki, etrafımda sadece kalabalık eden insanlardan... Merdivenden indiğim yerdeki vagona binmedim boş yer olduğu halde, ilerledim, nedense. Bir sonrakine bindim, boş bir yere oturdum. Kafamı kaldırdım.
"Kusakabesan?"
"Serhat?"
tanıdığım güzel insanlardan, ve çocukluğumdan. 7 senedir görmemişim.
Yanıma oturdu ve ben durağıma gelene kadar muhabbet ettik. Çok güzel dakikalardı; inene kadar ondan, benden, tanıdığımız ortak insanlardan falan konuştuk. inmek istemedim hiç, el sallamak da istemedim aslında... çocukluğumla yaptığım bir veda konuşması gibi geldi bu bana o an. bu yüzden günlerdir yüzümde bir buruk gülümseme..7 sene önceye ait biriyle karşılaşmamın sevinci ama aynı zamanda bunu bir daha yaşayıp yaşayamayacağımı bilememenin verdiği tedirginlik...

Uyuyamadım bu gece, bunu ve birkaç önemsiz şeyi düşünmekten. Yani bana göre önemli ama çoğunluğun önemsiz gördüğü şeyleri.
Sadece kendini görmese, kendini duymasa insan keşke. Ötekilerin nefes almaktan öte yaşadığını, hatta bazılarının yarını belirsiz hayatlar yaşadığını ( hepimizin yarını belirsiz neticede ama kastettiğim yarın doğacak güneşin çevrelerini pek de aydınlatmayacağı kimseler) bilseler, görseler.
Çocukluğunu yine özlese insan ama kalabalığın var ettiği yalnızlıktan değil...

Erken gelen bir 'günaydın' olsun bu, bugün sadece seni beni değil, ötekileri de aydınlatan bir gün olsun...
her gece muhakkak girilen başlıklardan biri.

en iyisi uyumak; belki rüyalarda birileriyle buluşup yalnızlığımızı gideririz.
Ömer Hayyam

"Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar
Güneş yalnız da olsa etrafa ışık saçar
Üzülme doğruların kaderidir yalnızlık
Kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar"

Şiiri okuyunca çok cazip bir durummuş gibi görünsede belli bir süre sonra sıkar. Davetlerde yalnız görünmekten gitmemeye, sinemada aşırı patlamış mısır tüketmekten sıkılmaya başlarsınız. Sosyal yaşam iyice zayıflar. Aradabir yalnız kalıp kafada dinlemek lazım. Onuda inkar edemem.
lükstür.
kilolu bir sevgili bulamamaktır.

bütün kadınlar niye zayıf?
… “Berlin’de yalnızsınız değil mi?” dedi.

“Ne gibi?”

“Yani… Yalnız işte… Kimsesiz… Ruhen yalnız… Nasıl söyleyeyim… Öyle bir haliniz var ki…”

“Anlıyorum, anlıyorum… Tamamen yalnızım… Ama Berlin’de değil… Bütün dünyada yalnızım… Küçükten beri…”

“Ben de yalnızım…” dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak: “Boğulacak kadar yalnızım…” diye devam etti, “hasta bir köpek kadar yalnız…” KÜRK MANTOLU MADONNA (SABAHATTIN ALI) S.77
Bazen ilaç, bazen zehir.
bazen dost, bazen düşman.
bazen oldurur, bazen öldürür.
Bazen kendisi gelir, bazen aranılır.
reçetelere yazılmayan, eczanelerde bulunmayan ilaç.
dükkanlarda satılmayan zehir.
Kuş olsun insan olsun
Yalnızlık sevmeyi bilmeyenlerin icadı.
*
en güzel şey.
ruh halinize göre değişir. Bazen o kadar mutlu olursunuz ki yalnız olduğunuzu fark etmezsiniz zaten bununda bir önemi yoktur, bazende o kadar mutsuz olursunuzki yalnızlığınız birde üstüne cabası olur. Ama genel olarak yalnızlığı hissederseniz yalnızlıktan korkarsınız.

Yalnızlıktan kastım; sevgilisizlik değil.
saklandığın o küçük delikte buluyor seni.
yanlış insanlardan kalan mirastır. ömür boyu yeseniz de bitmez.
bazen sever gibi oluyorsun, başkakarıyla tanışmana müsaade etmiyor zira.
ama ne yazık ki anlıyorsun ki alışmakmış tüm hissettiğin. ona sevgi beslemen namümkünmüş hatta onun mutluluğu sevinci ve daha bir çok güzel duyguyu hunharca katlettiğini öğrendiğin de bile bir şey değişmiyormuş.
o yine yalnızlık sen yine sen.
kötü bir duygudur. insanın zor zamanlarında daha da bir hissettirir kendini. kimi zaman oyuncak bir köpeğe sarılır yatarsınız biraz olsun hafifletmek için.
Kendisiyle sohbet etmeyi öğretir insana.
dışarı çıkmak için bi sebebinin olmamasıdır.
kaç sigara içerseniz için gitmeyen his.
karanlık bir oda da tek kalmak değildir, onlarca kişi arasında tek kalmaktır yalnızlık.
Önceden bir tercih olduğunu sanıyordum şimdi anlıyorum ki zorunluluk. Berbat bişey.
yerde yatıp ölü taklidi yapınca gitmeyen iki hayvandan biri.
"yalnızlık yaşamın en yalın halidir"

kulakların çınlasın sevgili dostum.
'Ne Kadınlar Sevdim Zaten Yoktular' dizesinin manasını iyi bilmektir.
güncel Önemli Başlıklar