bugün

kimine sadece bir kelimedir.
kişiyi olgunlaştırır.
nev-i şahsına münhasır soğuk ve mesafeli görünen tanıyıp hayatına aldıkça derin kökler salıp tüm hayatını ele geçiren kadınlara benzer. korkutucu ve uzak kalınmak istenen bir yanı olsa da çekimine kapılmadan edemezsin bazen.
anıların gün yüzüne çıkmasına neden olur.
tam anlamıyla hissedebilmek için belirli yollardan geçmenin şart olduğu haldir.
geçmez. terk etmez. sadece geri plana çekilir. başkalarının önde olmasına izin verir.
kişinin kendini keşfetmesini sağlar.
Yalnızlık kimisi için bir kurtuluş yolu. Kimisi için ürpertiden ibaret. Yalnızlık kimisine göre huzur,kimisine göre kendini sıradan hissetme hali. Yalnızlık kimisine göre bir özgürlük,kimisine göreyse bir kalp ağrısı.
bir neden değildir. sonuçtur.
farkındalığı yüksek kişileri egolarıyla mücadele içine sokar.
herkesin içinde bir parça bulunan. aşkla görünmez olan.
hissettiğinden öteye gidemez, dinlendirir, rahatlatır, özgürleştirir ve bazen de acı bir şekilde ders verir.
yanında biri var veya yok; hayatı paylaşacağın biri var veya yok; dostların, arkadaşların var veya yok.. aslına bakarsan tüm bunların çok da bir farkı yok.. her insan aslında biraz yalnız değil midir kendi içinde? yanında birçok insan olmasına rağmen bir tarafı yalnız değil midir ömür boyu? yalnızlık ömür boyu..

http://www.youtube.com/watch?v=-Yb0fb7QwfQ
çaresizlik değildir. çarelerin ortaya çıktığı durumdur.
sert değildir. yumuşacıktır. içine gömülür insan.
fotoğraflarda çıkan telefonu tutan kol değildir. tek başına olma halinden çok farklıdır.
aslında kurmacadır. insana zihninin bir oyunudur.
yalnız değildir. sadık bir tayfası vardır.
hakkında bu kadar entry girilince kurtulduk sandım.
bazı yalnızlıklar haysiyettir. *
üst üste sigara yakıp hıncı cigerlerden cıkartılan bir durum .
gece başını yastığa koyduğun andan uyuyana kadar geçen süredir.
Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kimbilir.
*
dokunulmazlığı olmalıdır. kimse kimseninkine dokunmasın.
en kotusu kalabaligin ortasinda yasananidir.

cevrenizde insanlar vardir, hep beraber gulersiniz, eglenirsiniz, konusursunuz ama bir seyler eksiktir hep. belki de asil yaninda olmak istediginiz kisilerden uzakta hem de cok uzakta oldugunuz icin kendinizi yalniz hissedersiniz. sesini duymak, elini tutmak, gozlerine bakmak, parmak ucuyla bile olsa dokunusunu hissetmek istedikleriniz yok ki yaninizda... istediginiz her yerden, her seyden ve herkesten uzaksiniz... kalabaligin ortasinda tek basinasiniz. bunu hissetmenin verdigi huzursuzluk ise ancak ve ancak ayrilik ile mukayese edilebilir diye dusunuyorum. gerci zaten ayriligin veya kavusamayisin yarattigi yalnizlik degil mi bu yalnizlik? ne pis bir sey bu ya...

icinizde, bogazinizda baslayan ve gogus kafesinize baski yapan bir agirlik tasirsiniz sanki. bogazinizdaki o dugum hissi yuzunden ac bile olsaniz yemek yiyemezsiniz. ama bazen de tok olmaniza ragmen yemek yersiniz veya yemek yemek istersiniz. yani amacsiz ve sacma hareketler yaparsiniz. sonra mesela yaninda olmak istediginiz kisiler ile teknoloji yardimiyla iletisime gectiginizde de sacmalarsiniz veya soylemek istediklerinizi soyleyemezsiniz. hem soylenmek istenenler nasil soylenebilir ki? yani o duygular nasil anlatilabilir ki? bir araya gelmis kelimeler ve bilgisayar ekranina yansimis bir metin veya telefon hattindan duyulan ciliz bir ses -ki cok ama cok degerlidirler- birebir hissedilen bir bakisin, bir gulusun veya bir dokunusun gucune sahip olabilir mi? baharda acamayan bir cicek oldugunuzu dusunun... iste oyle bir gucsuzluk, acizlik, caresizlik...

kisaca bu yalnizlik duygusu garip celiskilere surukler insani. gogsunuzdeki agirlik ise disari cikip sizi her an patlatmak isteyen bir balon gibidir. sistikce de agirligi artar. ama ayni anda sanki bir seyler de disaridan baski yapip sizi ezer. yani hem icten hem distan ezilmektir bu... sonra gider bir koltuga yastik gibi oturur oyle hicbir sey yapmadan bos bos zaman oldurursunuz. uyuyamazsiniz bile. zaten icinizden bir sey yapmak da gelmez. o anlarda her sey anlamsizdir. sonra da bosa gecen bu zamanin sikintisini yasamaya baslarsiniz. yalnizliginiz da cig gibi buyur, siser, sizi daha cok ezer... kucucuk olursunuz... kotu! cok kotu!