Ben yalan söyleyeni sevmiyorum. Söylenen yalanı hemen anlıyorum,üstelik yalan söyleyen kişiyi de ifşa ediyorum. Kısaca yalan yakalamakta üstüme yok o yüzden yalan da söyleyemem.
kevaşedir. net.
Yalan söylemeyeni yoktur maalesef. inanan, kendine güzel bir yalan atmış ve o yalana da inanmış olur.
Gerçekler böyledir..
(bkz: mönü de neler var)
ben hiç söyleyemediğim için söylemiyorum. belki bi kere ciddi ciddi söylesem, gerisi gelicekte...
her şeyi yapabiliyom, yalan söylemeye dilim varmıyor ya. ölümü göze alırım, sonsuza kadar mapuslarda yatarım, yine de söyleyemem gibi.

kızlarda da tam tersi ölümü göze alıyorlar yine de dürüst olmuyorlar, son nefeslerine kadar yalanlarına devam ediyorlar.

tamam türkiyede yaşıyoruz söylemek zorundalar da ne biliyim ya ailesi dışındakilere söylemeleri çok saçma.

hepsinden saçma olan da güvenilmeyi beklemeleri.
Ben ki profesyonel yalancıyım. Arka arkaya 10 tane hikayeyi anlatır, tersten tekrar edebilirim.

Lakin bazı kızlar var, beni bile cebinden çıkartır. Ha yakalanır yakalanmasına, mesele bu değil. Zaten sorun o vakitten sonra doğar.
“Sen bana güvenmiyor Musun yaneee? Ne zmn yalan söyledim kieee?”

Boş verin. Ses etmeyin, eğlendiğiyle kalsın garip.
bir açığınız ellerindeyse allah muhafaza konu bambaşka yerlere gidiverir.
Kendilerini zeki zanneden kızlardır.
Halbuki yalan basit insanların işi.
Boku yiyorsan kepçesini de yanında taşı.
eğer inançlı ve muhafazakarsa, yemin ettirerek doğru olanı öğrenme ihtimalinizi bir nebze yükseltebilirsiniz.
kızların yalanını yakalamak zordur. o yüzden ne yazık ki bu kızlar var-yok arası bir şeydir.
98liyim. flörtüm beni sübyan görmesin diye 97liyim demiştim sanki çok fark varmış gibi :
evlilik ve sevgililik oranları da, bu söylenen yalanların anlaşılmamasıyla direk doğru orantılıdır.
ailelerine karşı mutlaka yaptıkları eylemdir. ama hızını alamayıp etrafına da yalan söylemeye devam eden kişilerdir. herkesten güven beklerler ama yalan söylemek onlar için bir yaşam biçimidir.