bugün
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- evli kadın kaçamak yapabilir mi8
- icardi190524
- alınan en güzel iltifat9
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- bik bik'in balona binmesi26
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- bir kadının yemek ısmarlaması12
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- futbolcu ismiyle nick almak9
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü18
- kanınıza rengini verir misiniz16
- abır nerede sorunsalı8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır32
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- uzağı göremeyen insan15
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- vatandaşlık farkı alan otel10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı10
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı48
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
bir yıl boyunca aynı ortamı paylaştığınız ama hiçbir zaman hatun ya da erkek gözüyle bakılmazken yokluktan "aslında fena değilmiş,olur mu olur" diye cümlelerin kurulmasıyla başlar.
internette oluşabilecek bir durum olmaması.
Yakın arkadaşın gösterdiği sıcaklığı,sevgiyi yanlış yorumlayarak hoşlanılması durumu.
(bkz: vazgeç gönlüm)
(bkz: mazoşizm)
Hayaller dünyasıdır.karşılıklı olabilme ihtimali düşük durumdur.karşına çıkan ilk güzel kız/yakışıklı erkekten hoşlanarak biten bir durumdur aynı zamanda.
Bahar mevsiminin gelmesiyle; bir yıldır birlikte takıldığın, çizim ödevlerini yaptırdığın, makarna gibi saçların var ulan! diye dalga geçip, o sözcük, cümle içinde öyle kullanılmaz diye sürekli ezdiğin hatunun aslında ne kadar güzel olduğunu fark etme sürecinden sonra oluşan durumdur. (bkz: tehlikelidir). (bkz: evde denemeyiniz) *
bir an önce bu durum itiraf edilmelidir. vereceği tepkiye göre ya daha fazla yakınlaşılır, sevgili olma yolunda ilerlersiniz ya da o sizi hÂl arkadaşı olarak görüyordur, araya mesafe koyar, arkadaşınızdan olursunuz. iki ucu boklu değnek aslında.
kendi mevzuma gelince;
günlerdir bir hint klibindeymişçesine anlam veremediğim bir neşeyle devam ettiğim hayatımın, arkadaşımdan hoşlandığımı anlayarak içine edilmesinin hikayesidir bu.
hani çok yakın değildi ama arkadaşdı be! çok da tatlı kızdı hani, böyle gülünce falan... (ne diyorum ben hÂl ya!) neyse uzatmadan anlatayım. sahiden de bir hintli klibinin içindeydim son günlerde. mutluydum sanki, saçma bir neşe içerisindeydim anlayacağınız. sonra arkadaşımdan hoşlanmaya başladığımı anladım. yine de onun fotoğraflarına uzun uzun bakarak duygusal müzikler dinlemem bunu ispatlamaz.
neyse işte ortak arkadaşlarımla konuşuyorum. böyle tavırlarımda bir değişiklik farketmişler. ''aşık mısın?'' diyorlar, ''bilmem, sanırım.'' diyorum. ''kime?'' diyorlar, belli etmemeye çalışıyorum. sonunda anladılar (herkes müneccim be kardeşim) ben de ilk onlara itiraf ettim. aslında o zamana kadar ciddi ciddi hoşlanmamıştım, sadece düşünüyordum. o konuşmadan sonra bi daha acaba dedim ve bunu itiraf etmeye karar verdim. arkadaşımdan hoşlanıyordum. ben buna hÂl inanamamış olsam da çevremdekilerin bunu böyle biliyor olması belki de beni konuşmaya zorladı. yoksa haftaya unuturdum muhtemelen. (süre de değişiklik olabilir tabii)
gittim konuşmaya. birlikte yürürken ona bir anda bunu itiraf ettim. bir beklentim yoktu, amacım sadece bunu ona söylemekti. sonuçta böyle birşey yokmuş gibi devam etmek ikiyüzlülük olmaz mıydı? bunları ona anlattım ve ona sordum; ''senden hoşlanmaya başladım. sence bu duygu durumu devam mı etmeli, yoksa bunu unutmalımıyım?'' falan filan... o çok şaşırdığını ve benden böyle birşey beklemediğini söyledi. hakkı vardı hani, ben de kendimden böyle birşey beklemezdim.
velhasıl (sözde) arkadaş kalmaya karar verdik. ama mutlaka araya mesafe koyacaktır. ama bir insanın hiç tanımadığı birinin sadece yüzüne bakıp ondan hoşlanmasındansa; arkadaşından, huyunu suyunu bildiği birinden hoşlanması daha doğal değil mi?
işin garibi reddedildim fakat ne buna ne de arkaşımı kaybettiğime üzülebildim. ben de bi gariplik var galiba. hani reddedilmek değil de arkaşımı kaybettiğime biraz üzülmeliydim sanırım, olmadı şimdi. belki de kaybetmemişimdir. aslında neden kaybedecekmişim ki? ondan hoşlandığım için mi? ülen bu bahar ayları insanı fena yamultuyor.
ama severim yani, çok iyi biridir.
neyse işte konuştuk ve hint klibiymiş gibi başlayan hikaye klasik bir türk klibi olarak sona erdi. ne zaman şaşırsam, hüzünlensem kafamın içinde cam kırığı sesleri olur. ama bu sefer ben de anlamadım ama ''güzel günler göreceğiz çocuklar'' çalmaya başladı. hade hayırlısı...
kendi mevzuma gelince;
günlerdir bir hint klibindeymişçesine anlam veremediğim bir neşeyle devam ettiğim hayatımın, arkadaşımdan hoşlandığımı anlayarak içine edilmesinin hikayesidir bu.
hani çok yakın değildi ama arkadaşdı be! çok da tatlı kızdı hani, böyle gülünce falan... (ne diyorum ben hÂl ya!) neyse uzatmadan anlatayım. sahiden de bir hintli klibinin içindeydim son günlerde. mutluydum sanki, saçma bir neşe içerisindeydim anlayacağınız. sonra arkadaşımdan hoşlanmaya başladığımı anladım. yine de onun fotoğraflarına uzun uzun bakarak duygusal müzikler dinlemem bunu ispatlamaz.
neyse işte ortak arkadaşlarımla konuşuyorum. böyle tavırlarımda bir değişiklik farketmişler. ''aşık mısın?'' diyorlar, ''bilmem, sanırım.'' diyorum. ''kime?'' diyorlar, belli etmemeye çalışıyorum. sonunda anladılar (herkes müneccim be kardeşim) ben de ilk onlara itiraf ettim. aslında o zamana kadar ciddi ciddi hoşlanmamıştım, sadece düşünüyordum. o konuşmadan sonra bi daha acaba dedim ve bunu itiraf etmeye karar verdim. arkadaşımdan hoşlanıyordum. ben buna hÂl inanamamış olsam da çevremdekilerin bunu böyle biliyor olması belki de beni konuşmaya zorladı. yoksa haftaya unuturdum muhtemelen. (süre de değişiklik olabilir tabii)
gittim konuşmaya. birlikte yürürken ona bir anda bunu itiraf ettim. bir beklentim yoktu, amacım sadece bunu ona söylemekti. sonuçta böyle birşey yokmuş gibi devam etmek ikiyüzlülük olmaz mıydı? bunları ona anlattım ve ona sordum; ''senden hoşlanmaya başladım. sence bu duygu durumu devam mı etmeli, yoksa bunu unutmalımıyım?'' falan filan... o çok şaşırdığını ve benden böyle birşey beklemediğini söyledi. hakkı vardı hani, ben de kendimden böyle birşey beklemezdim.
velhasıl (sözde) arkadaş kalmaya karar verdik. ama mutlaka araya mesafe koyacaktır. ama bir insanın hiç tanımadığı birinin sadece yüzüne bakıp ondan hoşlanmasındansa; arkadaşından, huyunu suyunu bildiği birinden hoşlanması daha doğal değil mi?
işin garibi reddedildim fakat ne buna ne de arkaşımı kaybettiğime üzülebildim. ben de bi gariplik var galiba. hani reddedilmek değil de arkaşımı kaybettiğime biraz üzülmeliydim sanırım, olmadı şimdi. belki de kaybetmemişimdir. aslında neden kaybedecekmişim ki? ondan hoşlandığım için mi? ülen bu bahar ayları insanı fena yamultuyor.
ama severim yani, çok iyi biridir.
neyse işte konuştuk ve hint klibiymiş gibi başlayan hikaye klasik bir türk klibi olarak sona erdi. ne zaman şaşırsam, hüzünlensem kafamın içinde cam kırığı sesleri olur. ama bu sefer ben de anlamadım ama ''güzel günler göreceğiz çocuklar'' çalmaya başladı. hade hayırlısı...
yanlış meyillenme. zira hoşlanma işi şişede durduğu gibi durmaz maazallah sevişmeye falan gidebilir.insan hiç arkadaşını siker mi? daha da kötüsü insan insanı siker mi?
Normal arkadaşken sorunun olmadığı , rengini belli ettiğin zaman ortalığın karıştığı bir durum.
kesinlikle arkadaşlığın bitmesiyle ve sizin göt gibi ortada kalacağınıza delalettir. eğer gerçekten değer verdiğiniz bir arkadaşsa o kişi sizin için asla açıyı değiştirmemek gerekir. tecrübeyle sabittir.
niye olmasın. olabilir, ama iyice düşünülüp taşındıktan sonra dışarıya yansıtılmalıdır.
sürekli aynı ortamda bulunuluyorsa eğer acı verici bir durum olmalıdır kanımca.aynı mesafeyi korumak bir zaman zor olabilir.
(bkz: kavak yelleri)
Olabilir, hele arkadasiniz cok samimiyse, sizi cok iyi taniyorsa en iyi sevgilinizi yapar.
kesinlikle herkesin başına gelen, gelmesi muhtemel durumdur.
gelirse kolay gelsin efendim. zor bir durum.
gelirse kolay gelsin efendim. zor bir durum.
başıma gelmiştir efendim. allah kimsenin başına vermesin çok kötüdür çok. o bana hala arkadaşça bakarken bense ona farklı bir gözle bakıyordum. hayır herşeyi geçtim bir daha asla doğru düzgün konuşamadık.
Sıkıntıdır. Hoşlandığınızı söylediğinizde "ben seni arkadaşım olarak görüyorum" cevabını sıkça duyabileceğiniz durumdur. Bir insanı en çok acıtan yakınındayken uzak olan insandır. Mesafeler elbet kapanır ama bu mesafe asla kapanmaz.
kadın erkek yakınlaşmasının doğal bi sonucudur.
Önce Kardeişm diye başlayıp sonra aşka dönüşünce ben buna kardeşim demiştim şimdi çıkma teklif edemem deyip belkide yıllarca içinde saklanılacak olan duygu.
Hikayedir o "ben seni arkadaşım olarak görüyorum" lafı. Erkekle kızdan dost olur mu, olur. Ama biri mutlaka aşık olur ve mutlaka içinde saklar.
"Kardeş ayağı göt ayağı" felsefesini bile bile uygulamaktır.
çok kötü bir durumdur.insanı fena halde ikilemde bırakır.artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.ne eskisi gibi arkadaş kalınabilir ne de sevgili olunabilir.
eger gercekten yakınlık derecesi ilerlemişse an an vurup da gidebiliyor. bazen hoşlandığınızı sanıyosunuz bazen yok ya olmaz diyosunuz. artık o anların sıklıgına baglı gelecekteki adımlarınız.
(bkz: kevaşelik)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar